Examples of using "تنخفض" in a sentence and their turkish translations:
Fiyatlar iniyor.
Fakat hava soğumaktadır.
bir set ışığı düşmesi
Biz hepimiz fiyatların düşmesini istiyoruz.
mikrofon açıldığında kalite birazcık düşüyor
Sıcaklık düzenli olarak eksi 40 derecelere kadar düşüyor.
Suyun sıcaklığı sekiz, dokuz dereceye kadar düşüyor. Soğuk, nefesini kesiyor.
22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.