Translation of "النوع" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "النوع" in a sentence and their turkish translations:

‫حتى هذا النوع من الأشجار...‬

bakmamız yeterli olur.

الخفافيش الصغيرة من النوع الأول

birinci tür küçük gövdeli yarasalar

‫إنها أخطبوط من النوع الشائع.‬

Tür ismi bayağı ahtapot.

وأخرى لتكون وزيرةً لوزارة النوع الاجتماعي،

Bir diğeri cinsiyet bakanı

إنسان من ذلك النوع سيفشل بالتأكيد.

O tür bir insan kesinlikle başarısız olacaktır.

ألا تكره هذا النوع من الأفلام؟

Sadece bu tür filmden nefret etmiyor musun?

الفراشات من هذا النوع قد انقرضت.

Bu tür kelebeklerin artık soyu tükenmiş bulunmaktadır.

ويعرف هذا النوع من إنتاج الغذاء أيضا

Ve bu tür yetiştiricilik ise

في مثل هذا النوع من محادثات TED،

bu tarz TED konuşmalarında,

‫لست من عشاق هذا النوع من الأطعمة.‬

Bu tür lezzetler hiç bana göre olmamıştır.

هذا النوع من التغييرات يتعلق بالذاكرة الطويلة الأمد,

Bu tipte değişiklikler uzun süreli hafıza ve

سيصبح هذا النوع من المساءلة أكثر فأكثر استعجالاً.

Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.

هذا هو النوع الذي هو دائمًا موضوع أفلامنا.

bizim hep filmlerimize konu olan da bu türlerdir

هذا النوع من الإشراف البيئي ليس فكرة متطرفة.

Bu tür bir toprak yönetimi köklü bir fikir değildir.

للاستمرار بتحقيق ذاك النوع من التقدم الذي اعتدنا عليه.

alıştığımız ilerlemeyi devam ettirebileceğimiz bir bakış açısı.

كان هذا النوع من الأدوار هو الموجود لشخص مثلي،

Bunlar, benim gibi biri için var olan rollerdi.

وليس بخوض ذاك النوع من المخاطر السلبية التي درستها،

üzerinde çalıştığım zararlı risklerden değil,

لذا أنا على دراية جيدة بهذا النوع من الوقود.

Bu tarzda bir motivasyona aşinayım.

النوع الثاني هو الخفافيش ذات الأجسام الكبيرة وتغذية الفاكهة.

ikinci tür ise büyük gövdeli ve meyve ile beslenen yarasalar

نبحث عن من يمكنه تولي هذا النوع من المشاكل.

Bu tür sorunlarla ilgilenebilecek birini arıyoruz.

أتمنى أن أقول أن هذا النوع من التصرفات ليس شائعا .

Keşke bu tür davranışların az görüldüğünü söyleyebilsem.

أليس كذلك؟ كلنا لديه هذا النوع من التحدث مع النفس.

Değil mi? Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşma kaseti var."

بمثل هذا النوع الغير ناضج والمرّ من سياسات الهوية البيضاء.

ya da en azından kabul edeceğini keşfetmem.

لذلك ماذا يمكننا أن نتعلم من هذا النوع من المستوطنات؟

Peki bu tür yerleşim yerlerinden ne öğrenebiliriz?

الديمومة وهذا النوع من الزواج اي التجربة يفتقد لهذا الركن

bu evliliğin hukuki olarak yasaklanmasına ilişkin

مختصون بالشأن الاجتماعي والنفسي ان هذا النوع من الزواج عبارةٌ

yasal evlilik yoluyla kendilerine tanınan haklarının

لهذا فإن تتويبا متعدد اللغات. لكن ليس ذلك النوع من تعدد اللغات، ليس النوع الذي يُزَاوج فيه بين اللغات، ببساطة، وتُهْمَلُ بعض الأزواج.

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.

‫ولكن انظر، إن نظرنا حولنا،‬ ‫حتى هذا النوع من الأشجار هنا.‬

Ama bakın, şuradaki ağaca bile bakmamız yeterli olur.

هناك بعض الأمور التي تعلمتها من خلال طرح هذا النوع من الأسئلة.

Bu tarz soruları sorarak öğrendiğim birkaç şey var.

بأغاني الموت الشهيرة ، مع المدرجات الأخيرة الشهيرة ، كل هذا النوع من الأشياء.

ünlü ölüm şarkılarına, ünlü son stantlara duyulan hayranlıktır .

‫لا يمكنني أن أرى مدى عمقها.‬ ‫هذه هي خطورة هذا النوع من الأنفاق،‬

Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.

وهذا بالنهاية لا يتعلّق بحصول المرأة على المزيد من الجنس بالكم أو النوع.

Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil.

أو ربما ذلك النوع الجشع وقاسي القلب المنحدر من وول ستريت، أليس كذلك؟

Ya da belki Wall Street'teki kalpsiz tipler?

عليك ان لا تقول هذا النوع من الكلام عندما يكون الاطفال في الجوار .

Çocuklar etraftayken o tür şey söylememelisin.

‫عندما تتحرك خلال هذا النوع من الأنفاق،‬ ‫إن ضللت الطريق لن يكون الأمر ممتعاً.‬

Böyle tünellerde ilerlerken kaybolmak hiç eğlenceli değildir.

- لا أستطيع أن أعيش حياةً كتِلْك.
- لا أستطيع أن أعيش ذلك النوع من الحياة.

Ben o tür bir hayat yaşayamam.

‫في هذا النوع من التدلي بالحبل ‬ ‫تريد أن يكون لديك شيء‬ ‫يحمي الحبل من الصخور الحادة.‬

Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.