Examples of using "المتوقع" in a sentence and their turkish translations:
toprakla bütünleşmesi beklenir
beklenen yaşam süresi gittikçe düşüyor, artmıyor.
Cumhurbaşkanının yeni bir enerji politikası öne sürmesi bekleniyor.
var.Ayrıca Faw bölgesindeki sanayi kenti Ortadoğu'da ilk
? Kahve yok, çikolata yok. Küresel ısınmanın etkileri sadece dünya haritasını
Neden beklenmedik bir şeyde umuzsuzluğa düşelim?
Shevardino'daki bir başka ileri seviye düşmanın ilerlemesini ertelemesi bekleniyor.