Translation of "الكراهية" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الكراهية" in a sentence and their turkish translations:

نحن نحذف رسائل الكراهية.

Nefret epostalarını siliyoruz.

كتبت الكتاب عن الكراهية.

Nefret hakkında bir kitap yazdım.

أحدد الكراهية بالمعنى الواسع

Nefreti çok geniş bir çapta tanımlıyorum

إنه جميعنا ضد الكراهية

hepimiz nefrete karşıyız

وكلنا نعتقد أن الكراهية مشكلة.

ve hepimiz nefretin bir sorun olduğu kanısındayız.

فأحاول أن أفهم و أصلح الكراهية

Nefreti anlayıp çözmede

لكن بسبب التكامل يحارب الكراهية باتنظام

çünkü entegrasyon sistematik olarak nefretle savaşıyor.

إذا أردنا أن نتحدى الكراهية في مجتمعاتنا

toplumlarımızda nefrete meydan okumak istiyorsak

من اللازم أن نوقف الكراهية في مؤسساتنا

yapmamız gereken diğer şey kurum ve düzenlemelerimizde

يريدون الصلاة هناك بعناد ، مع الكراهية والكراهية

inatla, kinle ve nefretle orada namaz kılmak istiyorlar

وفتحت الملف الذي احتفظت فيه بكل رسائل الكراهية.

ve tüm o nefret epostalarını sakladığım dosyayı açtım.

الذين كانوا قد تركوا كل قصص الكراهية ورائهم

bu toplulukların inanılmaz hikâyelerini dinlerken bile

لإنني ظننت إذا استطاعوا إيجاد طريقة للهروب من الكراهية

çünkü onlar nefretten arınmayı başarabilmişlerse geri kalanımız da

لقد حصلنا على عدد لا بأس به من الكراهية

Çok güzel sayıda dislike aldık

تعلمت أن أضع مسافة بيني وبين وجهات النظر التي تحمل الكراهية

ancak kendimi nefret dolu görüşlerden uzaklaştırırken