Examples of using "الكبيرة" in a sentence and their turkish translations:
büyük destekçiler.
Büyük beyaz köpek balıkları.
Muazzam kiliselerde vaaz verdim.
işte büyük tablo bu
muazzam bir hayal gücü ve enerji harcıyor.
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
Lütfen büyük harfleri unutma.
ekonomik politikalar izleyebiliriz.
♪ Hatırlar mısın geniş ferah meydanları ♪
Avlanma sahalarını büyük kedilerle paylaşıyorlar.
Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.
muhtemelen mini mini arabalar ve büyük hükümetler yerine
Büyük beyaz daha ne istesin?
ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.
Eğer küçük şeyleri halledersen, büyük şeyler kendiliğinden hallolur.
Yine de bu iki avantajın hiçbiri bizim üstün öğrenme yeteneğimizi geçemez.
Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.
Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.
ikinci tür ise büyük gövdeli ve meyve ile beslenen yarasalar
Siz de bu dev hediyeye sahipsini: Hayat,
Frankenstein'ın yaratılışı, kafasında civatalarla,
Sonra bütün jüri üyeleri büyük deneyimimizle şunu yapmaya başladık;
Ya da şu büyük kayalıkların altında kendimize gölge bir yer arayabilir
Kafeler, restoranlar, büyük marketlerin bazıları, kuaförler... Ya bunların bir çoğu kapandı.
olan bu limanın önemini size anlatmalıyız.
Ülkenin tüm büyük Wall Street firmaları bu kredilere bahse giriyor.
Ama eğer ikinizde damlacıkların yayılımını engellemek için maske takarsanız
Ve büyük bir sorun var: Bu projeksiyonlardan her biri şekilde, mesafe de,
Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.
Büyük kentlerde kaybolmazsın, her yerde haritalar var!
Büyük salonu, ünlü bir şampiyonlar grubunu eğlendirdiği Lejre'nin yakınında duruyordu.
büyük pramit'in tabanının yüzeyi pramit'in yarısının iki katına bölünürse pi sayısı çıkıyor karşımıza
Ablam sık sık sütlü çay içer.