Examples of using "يعمل" in a sentence and their turkish translations:
Baba çalışıyor.
Motor çalışıyor.
ve şu şekilde çalışıyor:
Radyo çalışmaz.
- Bu çalışan bir sistem.
- Bu çalışan bir sistemdir.
John sıkı çalışır.
karıncalar düz mantıkla çalışırlar.
Babam bir banka için çalışıyor.
Babam bir fabrika için çalışmaktadır.
Tom benim için çalışıyordu.
O, laboratuvarda çalışır.
O bir bankada çalışıyor.
- Benim babam bir fabrikada çalışır.
- Babam fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışıyor.
Tom Boston'da çalışıyor.
Tom bir hastanede çalışıyor.
O, planlama bölümünde çalışıyor.
Tom bir kafede çalışıyor.
O, araba endüstrisinde çalışır.
Seçici algı filtre gibi çalışır.
bütün yaz çalışarak yiyecek biriktirir.
O, büyük ailesini geçindirmek için sıkı çalışıyor.
Babam doktor.
Tom'un nerede çalıştığını biliyorum.
Klima çalışıyor gibi görünmüyor.
Çalışmayan insanlar beslenmeyecek.
Erkekler çalışmalı.
Fadıl, Dania için çalıştı.
Sami'nin o zaman bir işi yoktu.
ve ona hangi bölümlerde çalıştığını sordum.
artık pek de sormuyorum.
östrojenlerimizle dengeli bir biçimde çalışır.
mezgit balığı stoğunun büyüklüğünü
nasıl işlediğine dair fikirlerimizi ortaya çıkardı.
Zifiri karanlıkta ava çıkmış.
sen burada halk olarak bağırırsın ama hiç bir işe yaramaz
bu adam da Fox TV de çalışıyor
Bunun sebebi tıpkı bir bilgisayarın işlemcisinin çok yoğun bir şekilde çalışması gibi
Bay Brown büyükelçi sıfatıyla hareket ediyordu.
Bob'un babası bir araba fabrikasında çalışıyor.
O, çalışmak zorunda değildir.
Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.
Sami ne yapıyor olduğunu bilmiyordu.
gelen mineralleri çözündüren sıcak su bulunur.
Yani herkesin zamanı farklı işliyor
Yani tamamen para odaklı çalışıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri canhıraş bir şekilde çalışıyorlar.
Tom Boston'da büyük bir firma için çalışıyordu.
NASA için çalışan bir arkadaşım var.
para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.
Benim düşüncem ise CEO’lar tüketicilere karşı sorumlu olmalı.
beş delile dayalı çözümü buluyoruz.
ve sonra takımınızın veya şirketinizin ne kadar iyi gittiğini görebiliyorsunuz,
çocuğum ilk okula gitti bakın nasıl ders çalışıyor diye videosunu paylaşan
araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu
Fadıl, Mısır'dan geldi ve çok çalıştı.
bilginin nasıl bulunduğu konusundaki bu düşünceyi anlamaya çalışmaktır.
avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.
Hiç kimsenin eğitimi kötüye götürmeye çalıştığını düşünmeyin.
Şimdi, bu yalnızca tekrar tekrar yaparsanız işe yarar.
ve karbon fibere çok benzer bir işlev görür.
...Google Haritalar projesinin desteği artıracağını umuyorum.
Ama bu yalnızca, hepimiz ciddiye alırsa işe yarar.
Tom televizyon açıkken çalışamayacağını anladı.
Şu andaki kitaba göre CEO’lar yalnızca yönetim kurullarına sorumludur.
Gnaeus Cornelius Scipio Calvus Roma'nın İberya'daki pozisyonunu sağlamlaştırıyordu
Mesajını daha iyi iletebilmek için deliğini huni gibi kullanarak sesinin hacmini arttırıyor.
2036 yılından geldiğini iddia ediyor. Devlet için çalıştığını söylüyor.
Örneğin,siz bir bilim adamısınız ve insanlığa mükemmel faydada bir buluşlarınız var
Milyonlarca yıldır çalışan dev bir su altı beyni gibi.
Richard'ın anne babası sağlıkçıydı, bir anestezist ve bir hemşire
İOS, Android ve Windows hiç fark etmiyor her yerde çalışıyor bu program
Bu bölgede yaşayan Sherpa'lar dağcılıkla uğraşmaya devam ediyorlar...
saf ve iyi niyetli bir adamdı bilmezdi öyle aklı kötülüğe çalışmazdı
yapmayan ya da yapmak için başka yollar bulanlar