Examples of using "العالية" in a sentence and their turkish translations:
Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?
Ahmet çocukken, yüksek ağaçlara tırmanabiliyordu.
Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.
Orada çok yetenekli ve özverili bilim insanlarından oluşan bir ekip buldum
ve sıkı bir görev yöneticisi olarak ününü sağlamıştır .
Halatı yüksekteki dalların üzerine atmayı denemeliyim.
odaları yerleştirmek zorunda kalırlar . Yüksek maliyet
modern bir toplumun gelişmesi için gerekli olan
. Bazıları on kata kadar ulaşır. Normal olduğunu söyleyebilirsin
Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.
en deneyimli subaylarından biri olan Doğan Bey'i iyi donanımlı bir garnizona yerleştirdi.
Yüksek dağlarda yamaç paraşütü yaparken çok dikkatli olmalısınız.