Translation of "السفر" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "السفر" in a sentence and their turkish translations:

- جواز السفر، لو سمحت.
- جواز السفر، من فضلك

Pasaport, lütfen.

حجوزات السفر، الإعتقالات

Bu seyahat uyarıları, alıkonulmalar

يحب توم السفر

Tom seyahat etmeyi sever.

أفضل السفر لوحدي.

Kendi başıma seyahat etmeyi tercih ederim.

صاحبته في السفر.

Yolculukta ona eşlik ettim.

إنه يحب السفر.

- O seyahati sever.
- O, seyahat yapmayı sever.

يعجبه السفر لوحده.

O, tek başına seyahat etmeyi sever.

أتحب السفر بمفردك؟

Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?

- يحب اليابانيون السفر كمجموعات.
- يحب اليابانيون السفر في مجموعات.

Japonlar grup halinde seyahat etmeyi sever.

السفر عبر الزمن ممكن!

zaman yolculuğu mümkün!

السفر سهل هذه الأيام.

Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

إنه معتاد على السفر.

O, seyahat etmeye alışkındır.

فهل السفر عبر الزمن ممكن؟

Peki zaman yolculuğu mümkün mü?

حتى السفر في الوقت المناسب

Yani zamanda yolculuk

متى تنوي السفر إلى اليابان؟

Japonya'ya ne zaman hareket etmeyi planlıyorsunuz?

إنها خائفة من السفر وحدها.

O, yalnız seyahat etmekten korkardı.

أني طالما أردت السفر حول العالم.

dünyayı dolaşmak istiyorum.

‫ولكن المشكلة هي وجهتنا في السفر.‬

Sorun, gideceğimiz yönü belirlemek.

لم يفضل السفر بالطائرة مرة أخرى

bir daha asla uçak yolculuğunu tercih etmedi

لن يتمكن الناس من السفر المدنيين

insanlar sivil yolculuk yapamayacak

موضوعنا اليوم هو السفر عبر الزمن

Bugünkü konumuz zaman yolculuğu

هذه ممكنة مع السفر عبر الزمن

İşte bunlar zaman yolculuğu ile mümkün

هل ترغب في السفر إلى الخارج؟

Yurt dışına gitmek ister misin?

متوسط مدة السفر هو 15 ساعة ونصف.

Ortalama seyahat süresi ise on beş buçuk saat.

يمكننا السفر في الوقت المناسب هذه المرة

Biz zamanda yolculuk yapabiliriz bu sefer

نغير الحجم أثناء السفر في الوقت المناسب.

Biz zamanda yolculuk yaparken boyut değiştiriyoruz.

لأن إنذار السفر كان لايزال على جواز سفري.

çünkü pasaportumda hâlâ seyahat uyarısı vardı.

هذا هو أكبر دليل على السفر عبر الزمن.

Zaman yolculuğuna en büyük kanıtta budur zaten

- أريد الذهاب إلى إيطاليا.
- أود السفر إلى إيطاليا.

İtalya'ya gitmek istiyorum.

ولكننا بحاجة إلى السفر عبر الزمن لحل هذا الوضع

fakat bu durumu çözebilmek için adeta bir zaman yolculuğuna ihtiyacımız var

دخله الكبير يمكّنه من السفر كل سنة إلى الخارج.

Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.

تم طرح أفكار عن الخلود أكثر من السفر عبر الزمن

Zaman yolculuğundan daha çok ölümsüzlükle ilgili fikirler ortaya atıldı

تقول هذه النظريات أنه من الممكن السفر في الوقت المناسب.

Bu teoriler zamanda yolculuk yapmanın mümkün olduğunu söylüyor işte

هناك نفس الحدث المماثل ، في الواقع مع السفر عبر الزمن

Aynı benzer bir olay var aslında zaman yolculuğuyla

تطلب السفر إلى القمر أكبر صاروخ صممته ناسا على الإطلاق.

Aya gitmek için NASA'nın şimdiye kadar tasarladığı en büyük roket gerekiyordu.

على مدى 40 يومًا من موسم السفر المتعلق بالسنة الصينية الجديدة،

40 günü aşkın bir seyahat dönemi bulunan Çin yeni yılında,

- لا تنس التذكرة.
- لا تنس تذكرة الدخول.
- لا تنس تذكرة السفر.

Bileti unutma.

هل من الممكن تغيير الماضي؟ هل يمكننا السفر عبر الزمن لإنقاذ أحبائنا الذين فقدناهم؟

Geçmişi değiştirmek mümkün mü? Kaybettiğimiz sevdiklerimizi kurtarabilmek için zaman yolculuğu yapabilir miyiz?

يتم تثبيت المراكز الجمركية على الحدود ، مما يجبر التجار الأجانب على دفع الضرائب عند السفر

-

- لم يسبق لأبي أن سافر إلى الخارج.
- لم يسافر أبي إلى الخارج من قبل.
- لم يجرب أبي السفر إلى الخارج قط.

Babam asla yurt dışında bulunmadı.