Translation of "Yılda" in Spanish

0.025 sec.

Examples of using "Yılda" in a sentence and their spanish translations:

Sonraki 30 yılda,

Durante los siguientes 30 años,

Inşaatı 20 yılda bitiyor

la construcción se completa en 20 años

Yani 100 yılda değiştirdiği

eso cambió en 100 años

Son 30 yılda yalnızca ABD'de

en los últimos 30 años, solo en EE. UU.,

Bir yılda dört mevsim vardır.

- Hay cuatro estaciones al año.
- Hay cuatro estaciones en un año.
- Un año tiene cuatro estaciones.

Kredini bir yılda kapatabilir misin?

¿Puedes pagar tus préstamos en un año?

Üç yılda üç kitap yazdı.

Él escribió tres libros en tres años.

Biz yılda bir kez buluşuruz.

Nos reunimos una vez al año.

Yılda bir kez zarar vermez.

Una vez al año no hace daño.

O, kırk yılda bir haklı.

Por una vez él tiene razón.

Ben seni yeni yılda göreceğim.

Te veré en el nuevo año.

Bunu yılda bir kez yaparım.

Lo hago una vez al año.

- Bir artık yılda kaç gün var?
- Bir artık yılda kaç gün vardır?

¿Cuántos días tiene un año bisiesto?

- O, nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.
- Nadiren, kırk yılda bir, sinemaya gider.

Él raramente, si alguna vez, va al cine.

Bence son 30 yılda ilişkilerin doğası

Creo que la naturaleza de las relaciones ha cambiado fundamentalmente

Son on yılda ciddi anlamda yavaşladı.

ha disminuido significativamente en la última década.

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

Unas 5000 al año solo en la India.

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

Aquí vemos que en los últimos 50 años

Mesafeyi 20 yılda kat ediyor artık

ahora cubre la distancia en 20 años

Bob senin gibi aynı yılda doğdu.

Bob nació el mismo año que tú.

Bir yılda kaç tane mevsim vardır?

¿Cuántas estaciones hay en un año?

O, yılda bir kez Tokyo'ya gelir.

Él viene a Tokio una vez al año.

Japonya'da bir yılda dört mevsim var.

En Japón hay cuatro estaciones.

Kocam bir yılda 100,000 dolar kazanır.

Mi esposo gana 100.000 dólares al año.

Yılda iki kez babamın evine giderim.

Visito a mi padre dos veces por año.

Bir yılda kaç tane ay var?

¿Cuántos meses hay en un año?

Bir yılda on iki ay vardır.

Un año tiene doce meses.

Tom yılda bir kez Boston'a gelir.

Tom viene a Boston una vez al año.

Bir yılda on iki ay var.

- En un año hay doce meses.
- Un año tiene doce meses.

Tom yılda bir kez banyo yapar.

Tom se baña una vez por año.

Noel ancak yılda bir kez gelir.

- No todos los días son domingo.
- La Navidad es sólo una vez por año.

Tony yılda bir iki kez koşar.

Tony hace jogging una o dos veces al año.

Bir yılda üç defa terfi ettirildi.

- Ascendió tres veces en un año.
- Fue ascendido tres veces en un año.

Nadiren, kırk yılda bir, berbere gider.

Él, raras veces o nunca va al barbero.

- Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- Işık yılı, ışığın bir yılda kat ettiği mesafedir.

Un año luz es la distancia que recorre la luz en un año.

Bu ilk yılda birkaç şey fark ettim.

Ese primer año empecé a notar un par de cosas.

Bu yılda ise hayatının dönüm noktasını yaşadı

este año vivió el punto de inflexión de su vida

Yılda 15 km değişiyordu bu manyetik kutup

este polo magnético estaba cambiando 15 km al año

Son 30 yılda sayıları yüzde kırk azalan

número ha disminuido en un cuarenta por ciento en los últimos 30 años,

Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

Los precios han subido en un 50% durante los últimos diez años.

Çok nadir, kırk yılda bir, kiliseye gider.

Él rara vez va a la iglesia, si es que alguna vez.

Bir on yılda kaç tane yıl var?

¿Cuántos años hay en una década?

Çoğu çalışan yılda bir kez zam istiyor.

La mayoría de los empleados espera un aumento de sueldo una vez al año.

Jenny yılda iki kez mutfak duvarını yıkadı.

Jenny lavaba la pared de la cocina dos veces al año.

Sadece her 30 yılda bir kez olur.

Solo pasa una vez cada 30 años.

Neptün Güneş etrafındaki dönüşünü 165 yılda tamamlar.

A Neptuno le toma 165 años orbitar alrededor del sol.

Tom yılda iki kez mutfak perdeleri yıkar.

Tom lava dos veces al año las cortinas de la cocina.

O onu yılda bir kez ziyaret etti.

Ella le visitaba una vez al año.

O, onu yılda iki kez ziyaret eder.

- Ella lo visita dos veces por año.
- Ella le visita dos veces al año.

Ben kırk yılda bir kez kiliseye giderim.

- No voy casi nunca a la iglesia.
- Voy muy rara vez a la iglesia.
- Voy a la iglesia una vez a las quinientas.

Bir günde beş yeni İngilizce kelime öğrenirsen yılda 1,825 kelime yapar ve yüz yılda 182,620 kelime öğrenebilirsin.

Si memorizas cada día 5 palabras en inglés, en un año podrías aprender 1,825 palabras, y en 100 años 182,620 palabras.

Ve kaynakları adına yılda 400 milyar dolar harcıyor.

en temas de adicciones, en programas y recursos que no funcionan.

Her on yılda kaç genç atletin öldüğünü görüyorsunuz.

Vemos cómo cada 10 años, muchos de esos atletas mueren.

Yılanların yılda tahmini olarak 46.000 kişiyi öldürdüğü Hindistan'da,

En la India, donde las mordidas de víbora matan a 46 000 personas al año,

Gelecek on yılda Kartacalıların Iberya kıyıları savunmasız kalacaktı.

Durante los siguientes 10 años la costa iberiana cartaginesa estaría sin defender.

Her ağaç yılda sadece birkaç gün meyve verir.

Cada una da frutos solo unos días al año.

Bu mezar odasına yılda iki dafa güneş girsin

dos soles al año en esta cámara funeraria

Halley'in Kuyruklu yıldızı her seksen yılda bir uğrar.

El cometa Halley da una vuelta una vez cada ochenta años.

Yılda yaklaşık iki milyon poundluk un ihraç ediliyor.

Alrededor de mil toneladas de harina se exportan anualmente.

Babam iş için yılda iki kez Sydney'e gider.

Mi padre va a Sidney dos veces al año por negocios.

O on yılda biriktirdiği parayı bir günde harcar.

Él se gastó en un día el dinero que estuvo ahorrando durante diez años.

Hepimiz yılda en az bir kere buluşmaya çalışıyoruz.

Todos nosotros intentamos reunirnos al menos una vez al año.

Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.

Lo estudiantes japoneses de instituto van a clase 35 semanas al año.

ABD'de nüfus sayımı her on yılda bir yapılır.

En los Estados Unidos tiene lugar cada diez años un censo.

Avrupalılar yılda ortalama 12.5 litre saf alkol içerler.

Los europeos beben en promedio 12,5 litros de alcohol puro por año.

Ve beş yılda bu oran yüzde 28'e çıktı.

y un 28 % más a los cinco años.

Ancak son on yılda dikkate değer bir şey oldu.

Pero sucedió algo sorprendente en la última década.

İnternette tanışma son 17 yılda çok değişmiş olsa da

Aunque las citas en línea han cambiado mucho en los últimos 17 años,

Yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

si el condón tiene un índice de error de 15 % al ​​año?

şimdi Anadolu levhası batıya doğru yılda 2,5 cm ilerliyor

ahora la placa de Anatolia se mueve 2.5 cm anualmente hacia el oeste

Güney manyetik alanı her 11 yılda 1 yer değiştiriyor

el campo magnético del sur cambia cada 11 años

Leonardo Milano'daki hayatından sonraki 16 yılda ise İtalya'da geçiriyor

Leonardo pasa 16 años después de su vida en Milán en Italia

Etkiye sahip. Bununla birlikte , son yüz yılda sıcaklıkların artması

, el deshielo total elevará el nivel del agua en los mares y océanos en unos

2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

Es bastante difícil dominar el francés en 2, 3 años.

Amerikalılar her dört yılda bir yeni bir başkan seçerler.

Los estadounidenses votan a un nuevo presidente cada cuatro años.

Tom bir yılda dört kezden daha az berbere gider.

Tom va a ver al peluquero menos de cuatro veces al año.

Basitçe demek oluyor ki eğer siz yılda 50.000 dolar kazanıyorken

que básicamente significa que si Uds. ganan USD 50 000 al año

Bir yılda yüzde beş daha fazla koroner plak rahatsızlığı yaşadılar

tenía un 5 % más de placa coronaria al año

Ve bu vade genellikle her 20 - 30 yılda bir gelir.

Una factura que suele vencer cada 20 ó 30 años.

Afrika kıtasıysa bugün yılda 300 trilyon kaloriden fazla ithal ediyor.

El continente africano ahora importa más de 300 billones de calorías al año.

Afrika levhası ise kuzeybatı yönüne doğru yılda 1,5 cm ilerliyor

La placa africana, por otro lado, se mueve 1,5 cm al año hacia la dirección noroeste.

Yabani havuç, iki yılda bir yetişen, havuca benzer bir türdür.

La chirivía es una especie bienal, similar a la zanahoria.

Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.

y esa es la enfermedad que puede matar hasta 60,000 personas en tan solo un año en los Estados Unidos.

Amerika Birleşik Devletleri'nde her on yılda bir nüfus sayımı vardır.

En los Estados Unidos se lleva a cabo un censo cada diez años.

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

Y como 120 personas han sido heridas por leopardos en los últimos siete años.

Sadece dokuz yılda bir aya inişin mümkün olup olmadığını kimse bilmiyordu.

Nadie sabía si un alunizaje era posible, y mucho menos en tan solo nueve años.

Her çalışan, yılda iki haftalık ücretli bir tatil yapma hakkına sahiptir.

Cada empleado tiene derecho a dos semanas de vacaciones pagadas por año.

Saat şirketi bir yılda tahminen bir milyonun üzerinde yeni saat üretecek.

Se pronostica que la compañía de relojes producirá más de un millón de relojes nuevos al año.

Ne yazık ki, benim doğum günüm bir yılda sadece bir kez.

Por desgracia, mi cumpleaños sólo ocurre una vez al año.

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.

- Tom fue condenado por conducir en estado de ebriedad dos veces en los últimos cuatro años.
- Tom ha sido condenado por conducción bajo los efectos del alcohol dos veces en los últimos cuatro años.