Translation of "Olsaydı" in Spanish

0.028 sec.

Examples of using "Olsaydı" in a sentence and their spanish translations:

Dünya düz olsaydı

si el mundo fuera plano

Ailem zengin olsaydı

Si mi familia fuera rica

Keşke bir bahçemiz olsaydı!

¡Ojalá tuviéramos un jardín!

Keşke o burada olsaydı.

Ojalá él hubiera estado allí.

Eğer olsaydı peynir yerdim.

Comería queso, si lo tuviera

Keşke haberimiz olsaydı be usta

Ojalá lo supiéramos, maestro

Birçok aile düzgün desteği olsaydı

La mayoría tiene familias que podrían cuidar de ellos

Dilekler at olsaydı dilenciler sürebilirdi.

Si los deseos fueran caballos, los mendigos podrían cabalgar.

Kanatlarımız olsaydı, aya uçabilir miydik?

¿Podríamos volar a la luna si tuviéramos alas?

Yeterli param olsaydı kalemi alırdım.

Si hubiera tenido más dinero, habría comprado el bolígrafo.

Ya her gün cumartesi olsaydı?

¿Y si todos los días fueran sábado?

Zamanım olsaydı, sana yardım ederdim.

Si tuviera tiempo, te ayudaría.

Param olsaydı, bilgisayarı satın alırdım.

Si tuviera dinero compraría el ordenador.

Keşke o kadar kolay olsaydı.

Si fuera tan fácil.

Sarah da bütün bunları yapmış olsaydı

Si Sarah lo hubiera hecho,

Keşke durum bu kadar basit olsaydı

Desearía que la situación fuera así de simple

Daha fazla zamanım olsaydı sana yazardım.

Si hubiese tenido más tiempo, te habría escrito.

Bir milyon yen'in olsaydı ne yapardın.

Si ganaras un millón de yenes, ¿qué harías?

Bu son günün olsaydı ne yapardın?

¿Qué harías si hoy fuese tu último día?

O, orada olsaydı, gelmek ister miydin?

¿Si él hubiera estado allí, habrías querido venir?

Tom'un para sorunları olsaydı bize bildirirdi.

Si Tom tuviera problemas de dinero, pienso que nos lo contaría.

Biraz daha param olsaydı onu alırdım.

- Si hubiese tenido un poco más de dinero, lo habría comprado.
- Si hubiera tenido un poco más de dinero, lo habría comprado.

O zaman keşke bir kameram olsaydı.

Ojalá hubiera tenido una cámara entonces.

Param olsaydı, bir dünya turu yapardım.

Si tuviera dinero haría un viaje alrededor del mundo.

Zamanım olsaydı daha çok müze gezerdim.

Si yo tuviera tiempo, visitaría más exposiciones.

Keşke İngilizce, Esperanto kadar düzenli olsaydı.

Si tan solo el inglés fuera tan regular como el esperanto.

Keşke seninki kadar çok param olsaydı.

Desearía tener tanto dinero como tú.

Bunu yapmak için zamanım olsaydı, yapardım.

- Si hubiese tenido tiempo para hacerlo, lo habría hecho.
- Si hubiera tenido tiempo de hacerlo, lo habría hecho.

Eğer yeterince param olsaydı, bunu alırdım.

- Si tuviese suficiente dinero, compraría esto.
- Si me llegara el dinero, compraría esto.
- Si me alcanzase el dinero, compraría esto.

- O zaman dikkatli olsaydı, korkunç kaza olmazdı.
- O, o zaman dikkatli olsaydı, korkunç kaza olmazdı.

Si hubiera tenido cuidado, entonces el terrible accidente no hubiera ocurrido.

Eğer anlayışım hala insanlardan kahkaha duymak olsaydı,

SI mi objetivo aún fuera obtener risas,

Yeterli param olsaydı o hoş arabayı alırdım.

Si tuviera dinero suficiente, me gustaría comprar ese lindo coche.

Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.

- Ojalá tuviera alas para volar, y poder ir a rescatarla.
- Si tuviera alas para volar, habría ido a salvarla.

Dün hava güzel olsaydı, hayvanat bahçesine gidecektik.

Si el clima hubiera estado bien ayer, él hubiera ido al zoológico.

Eğer param olsaydı, bu bilgisayarı satın alırdım.

Si yo tuviera dinero, compraría esta computadora.

Daha az tuzlu olsaydı Tom güveci yiyebilirdi.

Tom quizá se hubiera comido el estofado si hubiera estado menos salado.

Tom daha dikkatli olsaydı hâlâ hayatta olurdu.

Tom todavía estaría vivo si hubiese sido más cuidadoso.

Eğer gerekli olsaydı o onu eve götürürdü.

Ella le llevaría a casa si fuera necesario.

Daha fazla zamanım olsaydı daha iyi yapabilirdim.

Podría haberlo hecho mejor si hubiera tenido tiempo.

Eğer o bir kuş olsaydı, sana uçabilirdi.

Si hubiera sido un pájaro, podría haber volado hasta ti.

Doğa bir banka olsaydı onu zaten kurtarırlardı.

Si la naturaleza fuera un banco, ya la habrían salvado.

O zaman sıkı çalışmış olsaydı başarılı olurdu.

Si hubiera trabajado duro en aquel tiempo, habría tenido éxito.

Sahip olsaydı bu harikulade olurdu diye düşünüyorum.

sobre las fuentes de la adicción en nuestros cerebros.

Onun zamanı olsaydı bizi ziyaret etmeye gelirdi.

Si él hubiera tenido tiempo, nos hubiera visitado.

Eğer yeterince param olsaydı, o arabayı alırdım.

Si tuviese bastante dinero, me compraría ese coche.

- Eğer o mutlu olsaydı çok daha iyi oynardı.
- Eğer o mutlu olsaydı çok daha iyi çalardı.

Si estuviera feliz, tocaría mucho mejor.

Gerçekten sihirli güçlerim olsaydı tüm gün bunu yapardım.

esto es lo que haría todo el día.

Ama 80 milyarın olsaydı ülken için ne yapardın?

Pero si tuvieras 80 mil millones, ¿qué harías por tu país?

Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.

Si lo fuera, tendría un olor más fuerte.

Yani aslında ulaşım çok daha yavaş olmuş olsaydı

así que si el transporte fuera mucho más lento

Eğer ki dünya yuvarlak olsaydı bizim görmememiz gerekiyordu

si el mundo fuera redondo no deberíamos haber visto

Eğer ki bu termit karınca insan boyutunda olsaydı

si esta hormiga termita era de tamaño humano

Napolyon, "Berthier orada olsaydı, bu talihsizlikle karşılaşmazdım" dedi.

Napoleón admitió: "Si Berthier hubiera estado allí, no me habría encontrado con esta desgracia".

O biraz daha dikkatli olsaydı, o başarılı olurdu.

Si él hubiera tenido un poco más de cuidado, lo habría conseguido.

Eğer bokun bir değeri olsaydı insan kıçsız doğardı.

¡Si la mierda tuviera valor el hombre nacería sin ano!

Bir zaman makinen olsaydı, hangi yılı ziyaret ederdin?

Si tuvieras una máquina del tiempo, ¿qué año visitarías?

Yeterli zamanım olsaydı, Londra'nın daha çok kısmını görebilirdim.

Si hubiera tenido tiempo suficiente, podría haber visto más de Londres.

Evimin önünde bir zen bahçesi olsaydı harika olurdu.

Sería fantástico tener un jardín zen delante de mi casa.

Daha fazla zamanım olsaydı, daha uzun bir mektup yazardım.

- Habría escrito una carta más larga si hubiera tenido más tiempo.
- De haber tenido más tiempo habría escrito una carta más larga.

Eğer fiyat biraz daha düşük olsaydı uçak biletlerini alırdık.

Habríamos comprado los billetes de avión si el precio hubiese sido un poco más bajo.

Eğer Tom benden biraz para istemiş olsaydı ona verirdim.

Si Tom me hubiese pedido algo de dinero se lo habría dado.

Annem hâlâ hayatta olsaydı, o zaman bana yardımcı olurdu.

Si mi madre hubiera estado todavía viva, me habría ayudado en aquel entonces.

Flash programı olsaydı, iPad daha iyi bir ürün olurdu.

La iPad sería un mejor producto si pudiera soportar Flash.

- Eğer tanrı gerkçekten var olsaydı, onu ortadan kaldırmak gerekli olabilirdi.
- Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

Si Dios existiese realmente, habría que hacerlo desaparecer.

Sahiden dil bir araç olsaydı oldukça zayıf bir araç olurdu.

Si fuera solo una herramienta, sería una muy pobre,

Araba çarptığında o, emniyet kemerini takıyor olsaydı hala hayatta olurdu.

Él todavía estaría vivo si hubiera usado el cinturón de seguridad en el accidente automovilístico.

Kleopatra'nın burnu daha kısa olmuş olsaydı, dünya tarihi farklı olurdu.

Si la nariz de Cleopatra hubiera sido más pequeña, la historia del mundo habría sido diferente.

- Zamanım olsa, sana yardım edebilirim.
- Zamanım olsaydı, sana yardım edebilirdim.

- Si tuviera tiempo, podría ayudarte.
- Si tuviera tiempo, te ayudaría.

Yaşamak için bir haftan daha olsaydı, zamanını ne yaparak geçirirdin?

- Si tuvieras sólo una semana más de vida, ¿a qué la dedicarías?
- Si solo tuvieras una semana más de vida, ¿qué pasarías haciendo?

Eğer Tanrı gerçekten var olmuş olsaydı onu ortadan kaldırmak gerekirdi.

Si Dios existiese realmente, habría que hacerlo desaparecer.

Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.

Si tuviera 25% más de ingresos, estaría más satisfecho con mi vida.

Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu.

Si existiera un mercado de frases, nuestras especulaciones gramaticales de repente cobrarían sentido.

Bu kaza bir şehirde olmuş olsaydı, bu bir felakete neden olurdu.

Si ese accidente hubiera ocurrido en una ciudad, habría causado un desastre.

Ama 1815'te Grouchy değil Davout İmparatorun sağ kanadına komuta etmiş olsaydı ...

Pero si Davout, no Grouchy, hubiera comandado el ala derecha del Emperador en 1815…

- Yeterli param olsaydı, bu kamerayı alırdım.
- Yeterli param olsa, bu kamerayı alırım.

Si tuviese suficiente dinero, podría comprar esta cámara.

Issız bir adaya düşseydin ve yanına üç şey alma hakkın olsaydı neler alırdın?

Si estuvieras atrapado en una isla desierta y solo pudieras llevar tres cosas, ¿cuáles serían?

- Keşke bütün günler cumartesi olsa.
- Keşke her gün cumartesi olsaydı.
- Keşke tüm günler cumartesi olmuş olsa.

Ojalá todos los días fueran sábado.