Translation of "Kendilerine" in Spanish

0.014 sec.

Examples of using "Kendilerine" in a sentence and their spanish translations:

Dayanıklı insanlar kendilerine

la gente resiliente se pregunta:

Aynada kendilerine bakıyorlar.

Se están mirando en el espejo.

kendilerine onur ve saygıyla

incluso cuando el juez fallara en contra de ellos,

Tom'u kendilerine lider seçtiler.

Eligieron a Tom como su líder.

kendilerine ait kıvrımları olan kadınlar.

mujeres con formas que son nuestras.

Onların kendilerine ait yükleri vardır.

Ellos vienen con su propio equipaje.

çocuklarım kendilerine güvenerek sınıftan ayrılırlar.

mis niños se van con una sensación de nueva confianza.

Insanlar tarafından kendilerine ve bizlere

inventaron el concepto de raza

Memlükleri kendilerine çekip yemlemelerini emretti.

y separarse, en un intento de tentar a los mamluks a darles persecusión.

Sadece değişenler kendilerine sadık kalırlar.

Solo aquel que cambie permanece fiel a sí mismo.

Biz sadece kendilerine inananlara inanırız.

Solo creemos en los que creen en sí mismos.

Hastaların kendi kendilerine iyileşme sürecine girdiğine

observaba a los pacientes recorrer su propio camino hacia la sanación,

Onlarda kendilerine yeni yaşam alanları arıyorlar

están buscando nuevos espacios de vida para ellos

Yasal evlilik yoluyla kendilerine tanınan haklarının

especialistas en asuntos sociales y psicológicos que este tipo. Desde el matrimonio es

Onlar kalabalığın arasında kendilerine yol açtılar.

Se abrieron camino entre la multitud.

Bebekler kendilerine bakabilme yetisine sahip değillerdir.

Un bebé es incapaz de cuidar de sí mismo.

Tom ve Mary kendilerine söylenileni yaptı.

- Tom y Mary hicieron lo que se les dijo.
- Tom y Mary hicieron lo que les dijeron.
- Tom y Mary hacían lo que les decían.
- Tom y Mary hacían lo que se les decía.

Onlar kendilerine biraz şeker satın aldılar.

Ellos se compraron un poco de azúcar.

Tanrılar kendilerine yardım edenlere yardım ederler.

- Los dioses ayudan a los que se ayudan.
- Los dioses ayudan a los que se ayudan a si mismos.

kendilerine şekerleme paketlerini dağıtırken çocuklar mutlulardı.

Los niños estaban muy felices cuando les repartimos los paquetes de caramelos.

Çocuklar kendilerine bir ağaç ev yaptılar.

Los niños se construyeron una casita en el árbol.

Cennet, kendilerine yardım edenlere, yardım eder.

El cielo ayuda a quienes se ayudan a sí mismos.

Ayrıca bunlarda bazen kendilerine zarar verme eğilimi,

A veces tienen tendencia a autolesionarse,

Kendi kendilerine çözüme ulaşma ihtimalleri pek yok.

Es poco probable que una sola lo resuelva todo.

Balinaların kendilerine ait bir dile sahip olduklarına inanılmaktadır.

Se cree que las ballenas tienen su propia lengua.

Video oyunlarının kendilerine kattıklarına ve bir topluluk olmaya dair

sobre qué les aporta jugar a videojuegos

İspanyol vatandaşlar kendilerine yalan söylemeyen bir hükümeti hak ediyor.

Los ciudadanos españoles se merecen un gobierno que no les mienta.

1000 yılına gelindiğinde, Venedik Doçları kendilerine Dalmaçya Dükü de diyorlardı.

Para el año 1000, los dogos de Venecia también se diseñaron a sí mismos como "duques de Dalmacia".