Translation of "çalışıyorlar" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "çalışıyorlar" in a sentence and their spanish translations:

- Sınava hazırlanıyorlar.
- Sınav için çalışıyorlar.
- Sınava çalışıyorlar.

Estudian para el examen.

Beynin fonksiyonu hakkında çalışıyorlar.

Ellos estudian acerca del funcionamiento del cerebro.

Bazı çiftçiler çiftlikte çalışıyorlar.

Algunos granjeros están trabajando en la granja.

Onlar yardım etmeye çalışıyorlar.

Están tratando de ayudar.

Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.

Están intentando contactarla.

Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.

Los especialistas polacos trabajan en África.

Öğretmenler öğrencilerini motive etmeye çalışıyorlar.

- El profesor está intentando incentivar a sus alumnos.
- Los profesores están intentando incentivar a sus alumnos.

Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.

Hoy en día, trabajan menos de 40 horas.

Tom ve Mary, John'u sakinleştirmeye çalışıyorlar.

Tom y Mary están intentando calmar a John.

Tom ve Mary evlerini satmaya çalışıyorlar.

Tom y Mary están tratando de vender su casa.

Emily'nin anne babası bir fabrikada çalışıyorlar.

Los padres de Emily están trabajando en una fábrica.

Bütün Amerika genelinde polis teşkilatı ile çalışıyorlar.

para encontrar respuestas medibles a los prejuicios raciales.

Insanlar çalışmak için yaşayacaklarına,yaşamak için çalışıyorlar.

La gente trabajará para vivir, en lugar de vivir para trabajar.

- Onlar burada mı çalışıyor?
- Burada mı çalışıyorlar?

¿Ellos trabajan aquí?

Bazı insanlar İncil gerçeklerini bilimle açıklamaya çalışıyorlar.

Algunas personas buscan explicar la veracidad de la Biblia a través de la ciencia.

Yumi ve Emi İngilizce testi için çalışıyorlar.

Yumi y Emi están estudiando para el test de inglés.

Şimdi bir sürü insan evlerini satmaya çalışıyorlar.

Ahora mucha gente está intentando vender sus casas.

Tom ve Mary'nin ikisi de aynı süpermarkette çalışıyorlar.

Tom y María trabajan en el mismo supermercado.

Arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

y el éxito y la felicidad que el trabajo proporciona.

Her kamu görevlisi -- bilin bakalım -- onlar bizim için çalışıyorlar.

cada funcionario público trabaja para nosotros.

Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.

Los científicos están trabajando duro para ponerle fin al SIDA.

Lütfen sessiz olun. Onlar çok zor bir sınav için çalışıyorlar.

Por favor no hagas ruido. Están estudiando para un examen muy difícil.

Bir karbon ayakizi bizim faaliyetlerimizin bir sonucu olarak ürettiğimiz karbondioksit kirlenmesinin miktarıdır. Bazı insanlar iklim değişikliğinden endişeli olduğu için karbon ayakizlerini azaltmaya çalışıyorlar.

Una huella de carbono es la cantidad de contaminación de dióxido de carbono que producimos como producto de nuestras actividades. Algunas personas intentan reducir su huella de carbono porque están preocupados acerca del cambio climático.