Translation of "Hasar" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Hasar" in a sentence and their spanish translations:

Boruda hasar vardı.

Hubo daños a las tuberías.

Bavulum hasar gördü.

- Mi equipaje ha sido dañado.
- Mi equipaje fue dañado.

Hasar minimumda tutuldu.

El daño se mantuvo al mínimo.

Bu da hasar demektir.

que causa daños.

Hasar ne kadar kötüydü?

¿Qué tan malo fue el daño?

Kuwait ciddi hasar gördü.

Kuwait sufrió daños severos.

Kuraklık, hasada ciddi hasar verdi.

La sequía perjudicó gravemente a la cosecha.

Patlama binaya büyük bir hasar verdi.

La explosión le causó cuantiosos daños al edificio.

Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.

La temporada de sequía causó severo daño a la cosecha.

Onun arabası ciddi şekilde hasar gördü.

- Su automóvil resultó con graves daños.
- Su coche resultó con graves daños.
- Su carro resultó con graves daños.

Benim karaciğerim ağır biçimde hasar görmüştür.

Mi hígado está severamente dañado.

Bu arkeolojik site savaş sırasında hasar gördü.

Este sitio arqueológico fue dañado durante la guerra.

Tom hasar için ödeme yapmayı teklif etti.

- Tom se ofreció a pagar los desperfectos.
- Tom se ofreció a pagar los daños.

Ve ciltte, hasar gördüğü zaman cilt kanseri gibi

y puede lastimar células clave

Kanadı ciddi biçimde hasar görmüş bir kuş buldum.

Encontré un ave que tenía el ala gravemente dañada.

Dün camın üzerinden sürmüştüm, ama sadece dış lastiğim hasar gördü.

Ayer conduje a través de vidrio, pero sólo el neumático se dañó.

- Elektrik kesintileri bilgisayara hasar verdi.
- Elektrik kesintileri bilgisayara zarar verdi.

La caída de energía eléctrica causó daños a la computadora.

"Tali hasar "sermayeyi korumak için masum insanları öldürmek için bir örtmecedir.

"Daño colateral" es un eufemismo de matar a personas inocentes para proteger la capital.

Roma'nın prestijinde ki hasar daha fazla Galyalı kabilenin Hannibal'a katılmasına sebep oluyor.

El daño al prestigio romano persuade a muchos más galos de unirse a Hannibal.

- Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
- Fırtına onun mülkiyetine büyük zarar verdi.

La tormenta le causó un gran daño a su propiedad.