Translation of "Gittiğimde" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Gittiğimde" in a sentence and their spanish translations:

Üniversiteye gittiğimde,

Y recuerdo cuando fui a la universidad,

Eve gittiğimde yarı uyuyordum.

- Estaba medio dormido cuando me fui a casa.
- Estaba medio dormida cuando me fui a casa.

Oraya gittiğimde dükkân kapalıydı.

Cuando fui ahí, la tienda estaba cerrada.

Tatile gittiğimde bir araba kiralayacağım.

Cuando me vaya de vacaciones alquilaré un coche.

Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.

Ya había sonado la campana cuando llegué al colegio.

Çin'e son gittiğimde Şangay'ı gezdim.

La última vez que fui a China visité Shanghái.

Oraya gittiğimde dans çoktan başlamıştı.

- El baile ya había empezado cuando llegué.
- El baile ya había comenzado cuando llegué allí.

- Babamla Fuji dağına gittiğimde sekiz yaşındaydım.
- Babamla Fuji Dağ'ına gittiğimde sekiz yaşındaydım.

Tenía ocho años cuando subimos con mi padre al monte Fuji.

- Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.
- Çin'e son kez gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.
- Çin'e son gittiğimde, Şangay'ı ziyaret ettim.

La última vez que fui a China visité Shanghái.

Tom, ben gittiğimde çok mutlu olmadı.

Tom no estaba muy contento cuando me fui.

Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde

Fui a verla con gran entusiasmo,

Oraya ziyarete gittiğimde ev sahibiyle binaya girdik

Cuando fui allí, mi anfitrión me acompañó al edificio

Dün sinemaya gittiğimde eski bir arkadaşa rastladım.

Ayer me encontré con un viejo amigo cuando fui al cine.

Ben gittiğimde o odada hiç kimse yoktu.

No había nadie en esa habitación cuando yo fui.

Ben gittiğimde konferans salonu mağara gibi ve karanlıktı.

Pero cuando aparecí, el aula era cavernosa y oscura.

Erkek torunumu görmeye gittiğimde her zaman ona bir şey veririm.

Cuando voy a ver a mi nieto, siempre le regalo algo.

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

- Cuando llegué a casa, me di cuenta de que había perdido la cartera.
- Cuando llegué a casa, me di cuenta de que había perdido la billetera.

Ben İspanya'ya tatile gittiğimde, eski tarım ekipmanlarından oluşan bir sergiyi görmek için müzeye gittim.

- Cuando estuve de vacaciones en España, fui a un museo para ver una exposición de aperos de labranza antiguos.
- Cuando me fui de vacaciones a España visité un museo para ver una exposición sobre útiles de labranza.

27 Kasım günü gece yatağıma gittiğimde kör kedimi kucağıma aldım ve ona şunu dedim. "Bu dünyada seninle ben yalnız kaldık." Ama iki gün sonra kör kedim öldü ve yapayalnız kaldım.

Cuando me fui a la cama la noche del 27 de noviembre, cogí en brazos a mi gata ciega y le dije: "Tú y yo, estamos solos en este mundo". Pero dos días después, mi gata ciega murió y yo me he quedado completamente solo.