Translation of "Gündü" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Gündü" in a sentence and their spanish translations:

İyi bir gündü.

Fue un buen día.

Güzel bir gündü.

Ha sido un buen día.

Sıcak bir gündü.

- Fue un día caluroso.
- Era un día caluroso.

Harika bir gündü.

Fue un día maravilloso.

Yorucu bir gündü.

Ha sido un día agotador.

Boktan bir gündü.

Ese día fue una mierda.

O ilginç bir gündü.

Ese fue un día interesante.

O, korkunç bir gündü.

Aquél fue un día horrible.

Bugün yorucu bir gündü.

Hoy ha sido un día agotador.

Güzel güneşli bir gündü.

- Era un bello día soleado.
- Fue un hermoso día soleado.

Pazartesi berbat bir gündü.

El lunes fue un día horrible.

Bu stresli bir gündü.

Fue un día estresante.

O korkunç bir gündü.

Fue un día terrible.

Pazartesi yoğun bir gündü.

El lunes fue un día agitado.

Dün sıcak bir gündü.

- Ayer hizo calor.
- Ayer fue un día caluroso.

O, gerçekten güzel bir gündü.

Fue un día realmente hermoso.

O çok sıcak bir gündü.

Era un día muy caluroso.

Bugün çok zor bir gündü.

Hoy fue un día muy duro.

Borsada çok sakin bir gündü.

Era un día muy tranquilo en la bolsa de valores.

Yürümek için ideal bir gündü.

Fue un día ideal para caminar.

İlk karşılaştığımız gün yağmurlu bir gündü.

El día en que nos conocimos fue un día lluvioso.

İçeride kalamayacak kadar çok güzel bir gündü.

El clima estaba muy bueno para quedarse dentro.

Fırtınalı bir gündü ve kar hızlı yağıyordu.

Fue un día de tormenta y la nieve estuvo cayendo deprisa.

Güzel bir gündü bu yüzden pikniğe gittim.

Era un hermoso día, así que me fui de picnic.

Sıcak bir gündü, bu yüzden yüzmeye gittik.

Era un día cálido, así que fuimos a nadar.

Ve biz de, ''Evet tabii güzel bir gündü.

Y digan: "Sí,

Güzel bir gündü, bu nedenle balık tutmaya gittik.

Era un buen día así que fuimos a pescar.

Ama sıcak bir gündü ve Norveçliler ağır ekipmanlarını, özellikle

Pero era un día caluroso y los noruegos habían dejado su equipo pesado, especialmente su

Öylesine soğuk bir gündü ki dışarı çıkmamaya karar verdik.

Aquel día hacía tanto frío que decidimos no salirnos.

Güzel bir gündü ama parkta çok az kişi vardı.

Había muy poca gente en el parque a pesar de hacer un buen día.

Yepyeni bir gelişme yaşamaya başladım. Güzel, sakin, berrak bir gündü.

para conocer su mundo aún más. Era un día agradable, tranquilo y despejado.

- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.

- Ese fue el mejor día de mi vida.
- Fue el mejor día de mi vida.

Nisanda aydınlık soğuk bir gündü ve saat on üçü vuruyordu.

Era un día frío y luminoso de abril, y los relojes marcaban la una de la tarde.