Translation of "Belirli" in Spanish

Belirli bilişsel zayıflıklar

cómo se puede engañar a alguien

Bu belirli örnekte,

Y en este caso específico,

belirli görüşlerle konuşmak için

del lenguaje moderno temprano de la civilidad,

Aylarca belirli duygusal ipuçlarına odaklandı.

Se centró en ciertas señales emocionales por meses.

Uzatılmış sürelerde belirli gürültü seviyelerine

es que incrementa el riesgo de tener una enfermedad cardiovascular

Belirli bir yaşlı kadın arıyorum.

Busco a cierta anciana.

Belirli bir artikel mi arıyorsun?

¿Busca un artículo definido?

Belirli bir dereceye kadar Fransızcayı anlayabilirim.

Hasta cierto punto entiendo el francés.

Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.

Los genes consisten de una secuencia específica de ADN.

Bu kitap belirli bir değere sahiptir.

Este libro tiene un cierto precio.

Aslında, belirli düşünceleri ne kadar baskılamaya çalışırsanız

De hecho, cuanto más intenten suprimir estos pensamientos,

Yaratıcılık belirli bir grup insana ait değildir.

La creatividad no pertenece a un cierto grupo de personas.

Giyotin belirli ülkeler tarafından hâlâ kullanılıyor mu?

¿Aún se usan las guillotinas en ciertos países?

Ve birçok insan belirli gürültü seviyelerine maruz kalıyor.

y hay tanta gente expuesta a niveles altos de ruido.

belirli değerler üzerinden gitmesini hayal etmek kolay olurdu..

siguiendo los valores revelados, gradualmente...

Eski yazlığın bu konuda belirli bir çekiciliği vardır.

La vieja cabaña tiene un cierto encanto.

Bu belirli bir yerel yerin liderliği ve geleneksel bilgisini

Esto necesariamente significa que debemos aprender a seguir,

Amacın zaten çok belirli olduğu düşünülüp doğrudan formata geçiliyor.

Asumiendo que el propósito es obvio, pasamos muy rápido a la forma.

. Balinalar, üreme ve göç için okyanustaki belirli bir sıcaklığa

cambio climático. Las ballenas no estarán presentes en el año 2000

- Özellikli bilgi istiyorum.
- Spesifik bilgi istiyorum.
- Belirli bir bilgi istiyorum.

Quiero información específica.

Tom Mary hakkında onun John'a söylemeyeceğini umduğu belirli şeyler biliyordu.

Tom conocía algunas cosas de Mary que ella confiaba en que no se las contara a John.

Belirli bir sözcüğün nasıl kullanıldığını bilmek istiyorsanız bu sözlüğe bakın.

Si quieres saber cómo cierta palabra se usa, búscala en este diccionario.

Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.

En esperanto no hay artículo indefinido y solo un artículo definido.

Köpeğinizi her gün belirli bir zamanda beslemenin en iyisi olduğunu duydum.

He oído que es mejor siempre alimentar a tu perro a una hora específica todos los días.

Daha doğrusu kanunların belirli bir siyasi dönemin donmuş ifadesi olduğu söylenince alınıyorlar.

O mejor dicho, que lo jurídico es la expresión congelada de un tiempo político.

Belirli bir kelimeyi içeren cümleleri arayabilirsiniz ve bu cümleler için çeviriler alabilirsiniz.

- Puedes buscar oraciones que contengan una palabra determinada y obtener traducciones para estas oraciones.
- Se pueden buscar oraciones con palabras determinadas y obtener traducciones para esas oraciones.

belirli bir dönem yaşadığı ve sonra onu terk ettiği, El-Ezher'i harekete geçirdi.

mujer y luego la abandona, lo que impulsó a Al-Azhar. Comentar el asunto y

- Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.

Los números primos son como la vida: son totalmente lógicos, pero es imposible descubrir sus reglas, aunque te pases todo el tiempo pensando en ellos.