Translation of "Yürüyen" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Yürüyen" in a sentence and their portuguese translations:

Yürüyen merdivenlerden korkuyorum.

Tenho medo de escadas rolantes.

Tom yürüyen merdivenlerden korkar.

Tom tem medo de escadas rolantes.

Ona "yürüyen sözlük" deniyor.

Ele é chamado de dicionário ambulante.

Hindu Kush dağlarının üzerinden yürüyen,

que marchou pelas montanhas do Indocuche,

Sen yürüyen bir sözlük müsün?

Você é um dicionário ambulante?

Tavanda yürüyen bir örümcek gördüm.

Vi uma aranha andando pelo teto.

Ken ile yürüyen kız May'dir.

A menina andando ao lado de Ken é a May.

Tabiri caizse, o yürüyen bir sözlüktür.

Ele é, por assim dizer, um dicionário ambulante.

Bay Johnson, adeta, yürüyen bir sözlüktür.

O Sr. Johnson é, por assim dizer, um dicionário ambulante.

Köpeği ile yürüyen küçük bir çocuk var.

Há um menininho passeando com seu cachorro.

üstelik, orada bir de yürüyen merdiven sahnesi vardı

além disso, houve também uma cena de escada rolante

Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.

Pessoas que não estão com pressa ficam do lado direito da escada rolante.

Yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

pelo que as pessoas a andar nos recifes podem passar por cima dum que está a esconder-se dos seus predadores durante o dia.

- Acele işe şeytan karışır.
- Acele ile menzil alınmaz.
- Acele giden ecele gider.
- Acele yürüyen yolda kalır.

A pressa é inimiga da perfeição.