Translation of "Konuşması" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Konuşması" in a sentence and their portuguese translations:

- Onun konuşması çok kısaydı.
- Konuşması çok kısaydı.

- O discurso dele foi muito curto.
- O discurso dele foi demasiado curto.

Tom'un konuşması mükemmeldi.

O discurso de Tom foi excelente.

Tom'un konuşması güzeldi.

O discurso de Tom foi bom.

Bir telefon konuşması yapacağım.

Eu vou fazer um telefonema.

Birisinin Tom'la konuşması gerekiyor.

Alguém deveria conversar com o Tom.

Konuşması üç saat sürdü.

O discurso dele durou três horas.

Tom'un konuşması gerçekten komikti.

O discurso de Tom foi muito engraçado.

Onun konuşması çok rafine.

O discurso dele é muito sofisticado.

Onun konuşması bizi harekete geçirdi.

- O discurso dele nos comoveu.
- O discurso dele nos emocionou.

Onun konuşması üç saat sürdü.

O discurso dele durou três horas.

Birkaç telefon konuşması yapmak istedim.

Eu queria fazer algumas chamadas telefônicas.

Tom bana konuşması gerektiğini söyledi.

- O Tom me disse que ele precisava falar.
- Tom me disse que ele precisa conversar.

Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.

Seu discurso continha muitas frases bonitas.

Onun konuşması bizi çok etkiledi.

Seu discurso nos impressionou muito.

Açılış konuşması Tom tarafından yapıldı.

Tom fez o discurso de abertura.

Yabancı öğrencilerin İngilizceyi iyi konuşması zordur.

É difícil para os estudantes estrangeiros falar bem o inglês.

Mary konuşması hoş olan bir kızdır.

- Mary é uma garota agrádavel de se falar.
- Mary é uma garota agradável de conversar.

Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.

Preciso fazer uma chamada telefônica.

Biri nerede bir telefon konuşması yapabilir?

Onde a gente pode dar um telefonema?

Tom'un Mary ile konuşması gerektiğini düşünüyorum.

- Eu acho que Tom deveria falar com Maria.
- Eu acho que o Tom deveria falar com a Mary.
- Acho que o Tom deveria falar com a Mary.

Tom Mary ile konuşması gerektiğini söyledi.

Tom disse que precisava conversar com Maria.

Tom, Mary ile konuşması gerektiğini söylüyor.

Tom diz que ele precisa falar com Mary.

Onun konuşması sırasında garip bir olay oldu.

Um estranho incidente aconteceu durante o seu discurso.

Onun konuşması benim üzerimde iyi bir izlenim bıraktı.

Seu discurso me passou uma boa impressão.

Tom bir günde yaklaşık elli telefon konuşması yapar.

Tom faz cerca de cinquenta ligações por dia.

Tom önemli bir şey hakkında bizimle konuşması gerektiğini söylüyor.

Tom disse que ele precisa conversar conosco sobre algo importante.

Napolyon'un yenilgisinin Şubat ayı sonlarında herhangi bir konuşması vaktinden önce geldi.

Qualquer conversa sobre a derrota de Napoleão no final de fevereiro foi prematuro.