Translation of "Kocaman" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Kocaman" in a sentence and their portuguese translations:

O kocaman.

É enorme.

O hayvan kocaman!

Que animal enorme!

- Evren kocaman bir okul.
- Kainat kocaman bir okul.

O universo é uma grande escola.

Kocaman bir evde yaşıyor.

Ela mora em uma casa enorme.

Tom ağzını kocaman açtı.

Tom abriu bem a boca.

Bu kocaman bir yanlış anlaşılma.

É tudo um grande mal-entendido.

Bana kocaman bir gülücük verdi.

Ela me deu um sorrisão.

Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.

O leão abriu sua enorme boca e rugiu.

Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.

Um monstro gigante vem descendo a montanha.

Tom, Mary'ye kocaman bir gülücük verdi.

Tom deu um grande sorriso a Mary.

Böylesine kocaman bir karpuz hiç görmedim!

Nunca vi uma melancia tão gigante!

Kolugoların kocaman gözleri vardır. Sürekli tehlike kollarlar.

Os colugos têm olhos grandes, sempre atentos ao perigo.

Ve kocaman, zehirli bir anemonun altına gizlendi.

e esconde-se debaixo de uma anémona grande e venenosa.

- Bu bina kocaman.
- Bu bina çok büyük.

Este prédio é enorme.

Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

Do céu o rio parecia uma cobra gigantesca.

- O, büyük bir evde yaşıyor.
- O, kocaman bir evde yaşıyor.

Ela mora em uma casa enorme.

Ve onları bulmak için kocaman bir çölümüz var ama ne tarafa gideceğimiz konusunda karar vermeliyiz.

E temos todo o deserto por onde escolher, mas temos de decidir para onde vamos.