Translation of "Inanmıyor" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Inanmıyor" in a sentence and their portuguese translations:

Kimse ona inanmıyor.

Ninguém acredita nela.

Kimse bana inanmıyor.

Ninguém acredita em mim.

Tom bana inanmıyor.

Tom não acredita em mim.

Onlar bana inanmıyor.

Eles não acreditam em mim.

Mucizelere inanmıyor musun?

Você não acredita em milagres?

Ona inanmıyor musunuz?

Você não acredita nela?

Tom Allah'a inanmıyor.

Tom não acredita em Deus.

Tom buna inanmıyor.

Tom não acredita.

Tom ona inanmıyor.

Tom não acredita nisso.

Bana inanmıyor musunuz?

Você não acredita em mim?

Tom hayaletlere inanmıyor.

Tom não acredita em fantasmas.

Hiç kimse ona inanmıyor.

Ninguém acredita nele.

Hiç kimse sana inanmıyor.

- Ninguém vai acreditar em você.
- Ninguém vai acreditar em vocês.

Artık kimse ona inanmıyor.

Ninguém mais acredita nisso.

İnsanlar hayaletlere inanmıyor artık.

As pessoas não acreditam mais em fantasmas.

Neden insanlar bana inanmıyor?

Por que as pessoas não acreditam em mim?

Hiç kimse bana inanmıyor.

Ninguém nunca acredita em mim.

Tom ölümden sonraki hayata inanmıyor.

Tom não acredita na vida após a morte.

Hiç kimse benim ülkeme inanmıyor.

Ninguém acredita no meu país.

O, ölümden sonraki hayata inanmıyor.

Ela não acredita em vida após a morte.

Günümüzde hiç kimse hayaletlere inanmıyor.

Atualmente, ninguém acredita em fantasmas.

Bugünlerde hiç kimse hortlaklara inanmıyor.

Atualmente ninguém acredita em fantasmas.

Neden hiç kimse bana inanmıyor?

Por que ninguém acredita em mim?

O, babasının geri geldiğine inanmıyor.

Ele não acredita que o pai esteja voltando.

Tom hayaletlerin var olduğuna inanmıyor.

Tom não acredita que fantasmas existem.

Tom Mary'nin söylediklerinin çoğuna inanmıyor.

O Tom não acredita na maioria das coisas que a Mary diz.

Tom senin bunu yaptığına inanmıyor.

O Tom não acredita que você fez isso.

Tom bunun doğru olduğuna inanmıyor.

O Tom não acredita que isso seja verdade.

O, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanmıyor.

Ele não acredita que a Terra seja redonda.

- O Tanrıya inanmıyor.
- O Allah'a inanmaz.

- Ele não crê em Deus.
- Ele não acredita em Deus.

Fransızlar hiçbir şeyin imkansız olduğuna inanmıyor.

Os franceses acreditam que nada é impossível.

Fadıl hâlâ Leyla'nın suçlu olduğuna inanmıyor.

Fadil ainda não acredita que Layla seja culpada.

Amerikalı yetkililer salak mı? İnanmıyor tabii ki

As autoridades americanas são idiotas? Claro que ele não acredita

Gerçeği söylediğimde neden hiç kimse bana inanmıyor?

Por que ninguém acredita em mim quando eu digo a verdade?

Yalnız yaşamam gerektiğinin tuhaf olduğuna inanmıyor musun?

Você não acha estranho que eu deva viver sozinho?

- Tom Allah'a inanmıyor.
- Tom Tanrı'ya iman etmiyor.

Tom não acredita em Deus.

Tom Mary'nin bunu çok sık yaptığına inanmıyor.

O Tom não acha que a Mary faça isso com muita frequência.

Cocks işte bu yüzden, sebepsiz ve intikam amaçlı toplu saldırı hikâyelerine inanmıyor.

É por isso que o Cocks se mantém cético das histórias que narram ataques de grupo de vingança não provocada.

Ben her zaman yalan söyledim ve şimdi doğruyu söylediğimde kimse bana inanmıyor.

Eu mentia demais, e agora que falo a verdade ninguém acredita em mim.