Translation of "Doğal" in Portuguese

0.020 sec.

Examples of using "Doğal" in a sentence and their portuguese translations:

Doğal davranmaya çalış.

Tente agir naturalmente.

Doğal davranmaya çalıştım.

Eu tentei agir naturalmente.

Doğal olmaktan hoşlanıyorum.

Eu gosto de ser espontâneo.

- Elbette.
- Doğal olarak.

Naturalmente.

Kediler doğal avcılardır.

Os gatos são caçadores inatos.

Doğal bir şekilde konuşuyor

fala naturalmente

Onun başarısını doğal karşıladık.

Nós aceitamos o sucesso dele como algo muito natural.

Doğal kaynaklarımızı korumaya çalışmalıyız.

Devemos tentar conservar nossos recursos naturais.

Ülkemiz doğal kaynaklarını geliştirmeli.

Nosso país precisa desenvolver seus próprios recursos naturais.

Doğal kaynaklar sınırsız değildir.

Os recursos naturais não são ilimitados.

Bütün doğal kaynakları tükettik.

Consumimos todos os recursos naturais.

O, doğal nedenlerden öldü.

Ele morreu de causas naturais.

İnsanlar doğal olarak yürür.

As pessoas andam naturalmente.

Saçım doğal olarak kıvırcık.

Meu cabelo é naturalmente encaracolado.

Tom doğal, değil mi?

Tom é espontâneo, não é?

İnsanlar doğal olarak tembeldirler.

- Os humanos são preguiçosos por natureza.
- O ser humano é preguiçoso por natureza.

Bu doğal olarak oldu.

Ocorreu de forma natural.

Endorfinler doğal ağrı kesicilerdir.

A endorfina é um analgésico natural.

- Japonya doğal kaynakları bakımından zengin değildir.
- Japonya doğal kaynaklarca zengin değildir.

O Japão não é rico em recursos naturais.

- Ben doğal maden suyu içmeyi severim.
- Doğal maden suyu içmeyi severim.

- Adoro tomar água mineral natural.
- Eu gosto de tomar água mineral.
- Gosto de tomar água mineral.

Doğal bir haşere kontrol aracı,

É uma forma natural de controlo de pestes,

Bu harika bir doğal uzaklaştırıcıdır.

é um ótimo elemento natural de disuassão.

Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.

Os sítios menos naturais do planeta.

Aslında bu bir doğal seleksiyon

na verdade, esta é uma seleção natural

Doğal kaynaklarımızdan faydalansak iyi olur.

É melhor utilizarmos nossos recursos naturais.

Yorgunluk, fazla çalışmanın doğal sonucudur.

Fadiga é o resultado natural de excesso de trabalho.

Bölge doğal kaynaklar açısından zengindir.

O distrito é abundante em recursos naturais.

Ülke doğal kaynaklar açısından zengindir.

O país é rico em recursos naturais.

O ülke doğal kaynaklara sahip.

- Aquele país tem recursos naturais.
- Esse país tem recursos naturais.

Onun saçı doğal olarak kıvırcık.

O cabelo dela é naturalmente cacheado.

Su önemli bir doğal kaynaktır.

A água é um importante recurso natural.

Yapay zeka, doğal aptallığı yenemez.

A inteligência artificial não pode superar a estupidez natural.

Onların doğal yırtıcı hayvanları yok.

- Eles não têm predadores naturais.
- Elas não têm predadores naturais.
- Não têm predadores naturais.

Japonya doğal kaynaklar bakımından yoksuldur.

O Japão é pobre em recursos naturais.

Tom çok doğal, değil mi?

Tom é muito espontâneo, não é?

Kimsenin doğal bir bağışıklığı yok.

Ninguém tem imunidade natural a esse vírus.

Profesörün İngilizce konuşabilmesini doğal karşıladık.

Nós todos assumimos que o professor falava inglês.

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir.

A China é rica em recursos naturais.

Depremler ve seller doğal felaketlerdir.

Terremotos e enchentes são desastres naturais.

Bu ülke doğal kaynaklarca zengindir.

Este país é rico em recursos naturais.

Gaz önemli bir doğal kaynaktır.

O gás é um importante recurso natural.

Bazı kızlar doğal olarak güzel.

Algumas garotas são bonitas por natureza.

O çok doğal olarak davranır.

Ele se comporta muito naturalmente.

E'nin doğal logaritması 1'dir.

O logaritmo de e é 1.

Avustralya doğal kaynaklar bakımından zengindir.

A Austrália é rica em recursos naturais.

Dünyanın ayı doğal bir uydudur.

A Lua da Terra é um satélite natural.

Japonya'da doğal kaynaklar bol değildir.

Os recursos naturais não são abundantes no Japão.

Kediler ve fareler doğal düşmanlardır.

Gatos e ratos são inimigos natos.

Tom doğal bir ölümle öldü.

Tom morreu de causas naturais.

Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.

Este é um belo abrigo natural.

Bu soruları sormak en doğal hakkımız

nosso direito mais natural de fazer essas perguntas

Bu sayede doğal ortamda birçok yerde

Assim, em muitos lugares do ambiente natural

Daha doğal bir durum beklemiştik ama

esperávamos um estado mais natural, mas

Yerçekimi, nesnelerin birbirine çekildiği doğal güçtür.

A gravidade é a força natural pela qual objetos atraem uns aos outros.

Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.

Dependemos de nações estrangeiras para nossos recursos naturais.

Bu ülke doğal kaynak açısından zengindir.

O país é abundante em recursos naturais.

Doğal olarak, karısı her zaman haklıdır.

Naturalmente, a esposa está sempre certa.

Kara Orman pastası doğal bir afrodizyaktır.

O bolo Floresta Negra é um afrodisíaco natural.

Bu ülke birkaç doğal kaynağa sahiptir.

- Este país tem poucos recursos naturais.
- Esse país tem poucos recursos naturais.

Kara Orman keki doğal bir afrodizyaktır.

O bolo floresta negra é um afrodisíaco natural.

Amerika Birleşik Devletleri'nin doğal kaynakları boldur.

Os Estados Unidos são abundantes em recursos naturais.

Tom doğal olarak hayal kırıklığına uğradı.

Tom está naturalmente desapontado.

Aşık olmak dünyadaki en doğal şeydir.

Se apaixonar é a coisa mais natural do mundo.

Tom'un bunu yapmak istemesi çok doğal.

É perfeitamente natural que o Tom queira fazer isso.

Bazı ülkeler yarasaların doğal ortamlarına zarar verildiğinde

alguns países quando os morcegos são danificados naturalmente

Onları doğal ortamında rahatsız edici davranışlara bile

até irritando-os em seu ambiente natural

üstelik motor kullanmadan elektriği doğal yolla üretebiliyorlardı

além disso, eles poderiam produzir eletricidade naturalmente sem o uso de motores.

Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,

E aproxima-se de mim. E o meu instinto natural

Alüminyum'un başlıca doğal izotopu alüminyum-27'dir.

O principal isótopo natural do alumínio é o alumínio-27.

Matematik doğal olaylar hakkındaki bütün bilginin temelidir.

A matemática é a base de todo o conhecimento exato dos fenômenos naturais.

Su, ormanlar ve madenler önemli doğal kaynaklardır.

Água, florestas e minerais são recursos naturais importantes.

Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler.

Todos os homens se odeiam naturalmente.

Bu adam bir dilbilimci. Onun bilmesi doğal.

Este homem é linguista. É natural que ele saiba.

Yani kısacası depremin olması çok doğal bir şey

Em suma, é muito natural ter um terremoto

Balinalarda ve yarasalarda bildiğimiz doğal bir GPS var

existe um GPS natural que conhecemos em baleias e morcegos

Suda doğal bir şekilde daha rahat hissetmeye başlıyorsun.

Ficas naturalmente mais relaxado na água.

Su hayati bir önem taşıyan doğal bir kaynaktır.

A água é um recurso natural de importância vital.

O bir canlı, dolayısıyla doğal olarak sıçıyor da.

É um ser vivo, então é claro que caga.

Şu anda ocak ayı. Doğal olarak kar yağar.

Agora é janeiro. Neva naturalmente.

Bir Amerikalı olarak, bu cümle bana doğal gelmiyor.

A frase soa afetada aos meus ouvidos de americano.

- Gökkuşağı doğal bir olaydır.
- Gökkuşağı bir doğa olayıdır.

O arco-íris é um fenômeno natural.

Venüs'ün doğal olarak oluşmuş herhangi bir uydusu yoktur.

Vênus não tem satélites naturais.

Fadıl, 76 yaşında doğal nedenlerden dolayı hapishanede öldü.

Fadil morreu na prisão, com 76 anos, de causas naturais.

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.

É muito fácil soar natural no próprio idioma nativo, e muito fácil não soar natural em um idioma não nativo.

Bir bakıyorsun orada böyle çiçekler var doğal ortamda yetişmiş

você está vendo lá essas flores são cultivadas em ambiente natural

Etraftaki birçok kişi yüzünden o doğal olarak biraz sinirlendi.

Com tanta gente em volta ele ficou naturalmente um pouco nervoso.

Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.

- Nós queremos traduções que soem naturais, e não traduções diretas palavra por palavra.
- Nós queremos traduções que soem naturais, e não traduções diretas feitas palavra por palavra.

- Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.

Não modifique frases que estão corretas. Em vez disso, você pode adicionar traduções alternativas que soem naturais.

Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.

A energia hidráulica é um recurso renovável, mas o petróleo, o carvão e o gás natural não o são.

Orangutan da yok edilen doğal ortamında hayatta kalmaya çalıştığı için kendini savunabiliyor.

e, é claro, o orangotango procura viver e sobreviver num ambiente que está a ser destruído e procura defender-se.

Biraz da karbonhidrat var ve iyi doğal enzimler barındırıyor, yani sorun yok.

E tem muitos hidratos de carbono, enzimas naturais e não faz mal.

Doğal kaynaklar yokken ve insan haklarını ya da demokrasiyi ihlal etmeden oluşuyor.

E tudo isto é conseguido sem recursos naturais e sem comprometer os direitos humanos

Bir yabancı dili öğrenmek için en önemli kitap, doğal olarak, bir sözlüktür.

O livro mais importante para aprender um idioma é, naturalmente, um dicionário.

Ve biraz da karbonhidrat var ve iyi doğal enzimler barındırıyor, yani sorun yok.

E tem muitos hidratos de carbono, enzimas naturais e não faz mal,

Bu tür bir şey işe yarayabilir. Güzel ve üzeri kapalı doğal bir sığınak.

Isto funcionaria perfeitamente. Temos aqui um teto para nos proteger.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

Há a possibilidade de um qualquer desastre natural ou epidemia arrasar com toda a população muito depressa.

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

O amor é cego.