Translation of "Bağımsız" in Portuguese

O bağımsız bir düşünür.

Ele é um pensador independente.

O bir bağımsız düşünürdür.

Ela é uma pensadora independente.

Vatikan bağımsız bir ülkedir.

O Vaticano é um país independente.

Ben çok bağımsız biriyim.

Eu sou uma pessoa muito independente.

Mali açıdan bağımsız oldu.

Ele se tornou financeiramente independente.

Siyasi meseleler tamamen bağımsız olmalı.

Os assuntos políticos devem ser totalmente independentes.

Onlar insanların bağımsız olmalarını istemiyorlar.

Não querem que o povo seja independente.

Bahamalar 1973'te bağımsız oldu.

As Bahamas tornaram-se independentes em 1973.

Tom bağımsız bir film yapıcısı.

Tom é um cineasta independente.

Örneğin, annem bağımsız olarak yaşıyor.

Por exemplo, minha mãe vive de forma independente.

Kosova artık bağımsız bir ülkedir.

- Cossovo agora é um país independente.
- Cossovo é um país independente agora.

Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

O acordo tornou Texas independente.

Demokraside, gazeteciliğin bağımsız olması önemlidir.

Em uma democracia, é importante que a imprensa seja independente.

Bağımsız bir soruşturmaya ihtiyacımız var.

Nós precisamos de uma investigação independente.

Antigua ve Barbuda bağımsız bir ülkedir.

Antígua e Barbuda é um país independente.

İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?

A Escócia deveria ser um país independente?

Filistinlilerin bağımsız bir devlete sahip olmaları.

para os palestinos de terem algum dia um estado independente.

Birçok bağımsız film düşük bütçelerle yapılmaktadır.

Muitos filmes independentes são feitos com baixos orçamentos.

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

Naquela época o México ainda não era independente da Espanha.

Milliyetlerinden bağımsız olarak herkes çok hoş karşılanıyor.

Todos são muito bem-vindos, independentemente de sua nacionalidade.

2.000 tane vantuzu var ve hepsini bağımsız kullanıyor.

Tem 2000 ventosas e usa-as todas de forma independente.

- O ekonomik yönden ebeveynlerinden bağımsız.
- Kendisi maddi yönden anne-babasına bağımlı değil.

Ele é economicamente independente de seus pais.

Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin.

Quando você está sozinho em seu apartamento, você se sente independente. Quando você está sozinho em seu quarto você se sente livre. Quando você está sozinho na sua cama, você se sente sozinho.