Translation of "Ölümü" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Ölümü" in a sentence and their portuguese translations:

Ölümü unutma.

Não se esqueça da morte.

Onun ölümü yakın.

Ele está com o pé na cova.

Şair ölümü uykuya benzetti.

O poeta comparou a morte ao sono.

Fadıl'ın ölümü çözülmemiş kaldı.

A morte de Fadil permaneceu sem solução.

Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.

A morte do marido foi seu renascimento.

Baykuşlar ölümü önceden haber verebilirler.

As corujas anunciam a morte.

Birçok şair ölümü uykuyla karşılaştırır.

Muitos poetas comparam a morte com o sono.

Eski devlet başkanının ölümü duyuruldu.

Anunciaram a morte do ex-presidente.

Tom'un ölümü bir intihar değildi.

A morte do Tom não foi suicídio.

Onun ölümü bütün arkadaşlarını üzüyor.

Sua morte aflige todos os seus amigos.

Ve böylece babanın ölümü ve intikamın

E então você inventa uma história sobre a morte do pai e a forma como a vingança

Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.

Ele se recuperou do choque da morte de seu pai.

Babanızın ani ölümü ne zaman gerçekleşti?

Quando aconteceu a morte do seu pai?

Kocasının ölümü onun hayatını tamamen değiştirdi.

A morte do esposo alterou-lhe completamente a vida.

Filozof Sokrates hapishanede arkadaşıyla ölümü tartıştı.

O filósofo Sócrates discutiu sobre a morte com seus amigos na prisão.

Bebeklerinin ölümü Leyla için çok fazlaydı.

A morte de seus bebês foi demais para Layla.

Fadıl'ın ölümü gülünç bir konu değildi.

A morte de Fadil foi assunto muito sério.

Roman bir kahramanın ölümü ile sona erer.

- A novela termina com a morte da heroína.
- O romance termina com a morte da heroína.

Birçok şairler uyku ile ölümü eşit tutarlar.

Muitos poetas igualam sono a morte.

Hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez.

Ninguém merece morrer assim.

Onun ölümü ülkemiz için büyük bir kayıptı.

A morte dele foi uma grande perda para o nosso país.

Hikaye ana karakterin ölümü ile sona erer.

A história termina com a morte da principal personagem.

Kocasının ölümü hakkında konuşmak için cesareti yoktu.

Ela não teve coragem de falar sobre a morte do marido.

Eski devlet başkanının ölümü henüz ilan edilmedi.

A morte do ex-presidente ainda não foi declarada.

Onun ölümü firmamız için büyük bir kayıptı.

A morte dele foi uma grande perda para a nossa firma.

Fadıl'ın ölümü topluluk için büyük bir darbeydi.

A morte de Fadil foi uma grande desgraça na comunidade.

Mezarlıklar İslamiyet'e göre sadece ölümü hatırlamak için vardır

cemitérios estão de acordo com o Islã apenas para lembrar a morte

Ragnar'ın yılan çukurundaki ölümü neredeyse kesinlikle icat edilmiştir.

A morte de Ragnar em um snakepit quase certamente foi inventada.

O, karısının ölümü hakkında konuşmaktan her zaman kaçınır.

Ele sempre evita falar da morte da esposa.

Babasının ani ölümü nedeniyle, eğitim için yurtdışına gitmekten vazgeçti.

Ele desistiu de ir para o exterior estudar por causa da morte repentina do pai.

Onun ölümü, eğer iyi anladıysam, bir kaza sonucu oldu.

Sua morte, se eu entendi bem, foi um acidente.

Tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

e essa é uma das razões, na minha opinião, pela qual não há registo da morte de humanos às mãos dum orangotango.

Babasının ani ölümü nedeniyle, ülke dışında yaşama planlarını terk etti.

Por causa do falecimento repentino de seu pai, ele desistiu dos planos de estudar no exterior.

Ölümü bir ceza olarak kullanmaya karşıyım. Onu bir ödül olarak da kullanmaya karşıyım.

Eu sou contra usar a morte como punição. Também sou contra usá-la como recompensa.