Translation of "Sağlıyor" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Sağlıyor" in a sentence and their polish translations:

O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

On zarabia na życie śpiewaniem.

Bireysel fedakârlık, koloninin ayakta kalmasını sağlıyor.

Wymaga poświęceń, by kolonia mogła przetrwać.

Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.

Sally zarabia na życie lekcjami gry na pianinie.

Işıklarını kapatıyorlar. Rakiplerden biraz mahremiyet sağlıyor bu.

Gaszą światła i pozwalają sobie ma odrobinę prywatności.

Herhangi bir adım değil, doğru adımı atmamızı sağlıyor.

Ale nie jakichś tam działań, tylko działań właściwych dla nas.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

Czarny kolor podpowiada mózgowi, żeby wypełnić pustą przestrzeń jedzeniem.

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

Pozwala to zrozumieć, jak potrafią się zaadaptować.

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

Zapewnia doskonałe środowisko i przywraca zwierzętom ich dziką naturę.

Termal görüntüleme yapan bir kamera gece karanlığını delmemizi sağlıyor.

Kamera termowizyjna pozwala przejrzeć noc.

Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.

Klify to bezpieczniejsze miejsce. Ale ona została w tyle.

Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.

Wilgoć i ciepło rozkładających się jesiennych liści to niewielka ochrona za dnia.

Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.

Ciemność zapewnia jej osłonę. Ale lód morski niesie odgłos kroków.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

Wyjątkowy wzrok i zwinność dają jastrzębiowi przewagę za dnia.