Translation of "Fotoğraf" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Fotoğraf" in a sentence and their polish translations:

Fotoğraf çektirelim.

Zróbmy sobie zdjęcie.

Fotoğraf USB çubuğunda.

Zdjęcie jest na pendrivie.

Fotoğraf çekmekle ilgileniyorum.

Interesuję się robieniem zdjęć.

Bir fotoğraf çekebilir miyim?

Mogę zrobić zdjęcie?

Bu fotoğraf Nara'da çekilmiştir.

To zdjęcie zrobiono w Narze.

Bana fotoğraf albümünü gösterdi.

Pokazał mi swój album ze zdjęciami.

Turistler birçok fotoğraf çektiler.

Turyści robili mnóstwo zdjęć.

Burada fotoğraf çekebilir miyim?

Mogę tu robić zdjęcia?

Tom fotoğraf çekmede iyidir.

Tom jest dobry w robieniu zdjęć.

Tabii her şey fotoğraf olmuyor.

Ale nie wszystko widać na zdjeciu.

Kamerayla/fotoğraf makinesiyle ne yaptın?

Co zrobiłeś z kamerą?

Bu fotoğraf bana İskoçya'yı hatırlatıyor.

To zdjęcie przypomniało mi Szkocję.

Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.

Proszę nie zapomnieć o załączeniu swojego zdjęcia do formularza aplikacyjnego.

Ben bu fotoğraf makinesini istiyorum.

Chcę ten aparat fotograficzny.

Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.

Nie zapomnij wziąć z sobą aparatu.

Fotoğraf beni çocukluk günlerime geri götürüyor.

To zdjęcie przypomina mi moje czasy dzieciństwa.

Önceki gün bir fotoğraf makinesi kaybetmiştim.

Poprzedniego dnia zgubiłem kamerę.,

Bu kitap çok sayıda fotoğraf içerir.

Ta książka zawiera mnóstwo zdjęć.

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

Tom kupił nowy aparat.

- Tom Boston'da kamerasını kaybetti.
- Tom, Boston'da fotoğraf makinesini kaybetti.
- Tom, fotoğraf makinesini Boston'da kaybetti.

Tom zgubił w Bostonie swój aparat.

Fotoğraf ve video ve sensör verilerini gösterirsek

zebrane podczas jazdy po autostradzie,

Kızım için yeni bir fotoğraf makinesi alacağım.

Kupię córce aparat.

Bu fotoğraf çok bulanık. Yüzünü ayırt edemiyorum.

To zdjęcie jest zbyt rozmyte. Nie mogę rozróżnić twarzy.

Uygulamanızla birlikte son iki renkli fotoğraf ekleyin.

Do wniosku dołącza się dwie aktualne kolorowe fotografie.

Ben yeni bir fotoğraf makinesi satın almayı düşünüyordum

Myślałem o kupnie nowego aparatu.

- Bir kameran var mı?
- Fotoğraf makinen var mı?

Czy masz aparat fotograficzny?

- Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
- Yanına kamera getirmeyi unutma.

Nie zapomnij wziąć z sobą aparatu.

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

I nagle zrozumiałem, że mam energię, by znów robić zdjęcia i filmować.

- Bu kamerayı dün aldım.
- Bu kamerayı dün satın aldım.
- Bu fotoğraf makinesini dün aldım.

Wczoraj kupiłem ten aparat.

- Tom fotoğraf makineleri hakkında bir kitap satın aldı.
- Tom kameralar hakkında bir kitap aldı.

Tom kupił książkę o aparatach fotograficznych.