Translation of "Birbirleriyle" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Birbirleriyle" in a sentence and their polish translations:

Birbirleriyle konuşuyorlar.

Rozmawiają ze sobą.

Onlar birbirleriyle yüzleştirildi.

Stanęli twarzą w twarz.

Bugün birbirleriyle savaş hâlinde değiller.

Obecnie wcale nie walczą ze sobą.

İki öğrenci birbirleriyle konuşuyor olacak.

Dwóch studentów będzie ze sobą rozmawiać.

Tom ve Mary birbirleriyle konuşmuyorlar.

Tom i Mary nie rozmawiają ze sobą.

Onlar birbirleriyle çoğunlukla postayla iletişim kurarlar.

Często komunikują się ze sobą przez maila.

Tom ve Mary birbirleriyle İngilizce konuşuyorlar.

Tom i Maria rozmawiają ze sobą po angielsku.

Onlar çocukların bakım ve yetiştirilmesinde birbirleriyle farklıydı.

Różnią się od siebie w kwestii opieki i wychowania swoich dzieci.

Tom ve Mary tanımadığım bir dille birbirleriyle konuşuyorlardı.

Tom i Mary rozmawiali ze sobą w języku, którego nie rozpoznałem.

Dün gece neler olduğunu bilmiyorum, ama bu sabah birbirleriyle konuşmuyorlar.

Nie wiem co stało się zeszłej nocy, ale oni nie rozmawiają ze sobą dzisiaj rano.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

Ponadto stworzono wiele grup, po to, by osoby starsze mogły spotykać się ze sobą i pozostać czynnymi uczestnikami życia Ameryki.