Translation of "özür" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "özür" in a sentence and their polish translations:

- Özür dileriz.
- Özür diliyoruz.

Przepraszamy.

Özür dileme.

Nie przepraszaj.

Özür diledim.

- Przeprosiłem.
- Przeprosiłam.

Özür dilerim.

Proszę bardzo, nie ma za co.

- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.

Powinieneś prosić o przebaczenie.

Zaten özür diledim.

- Już przeprosiłam.
- Już przeprosiłem.

Özür dilemek istiyorum.

Chciałbym przeprosić.

Tom özür diledi.

Tom przeprosił.

Özür dilemeyi kes.

Przestań przepraszać.

- Özür dilerim.
- Üzgünüm.

- Przepraszam.
- Przykro mi.

Ona özür dile.

Przeproś ją.

Tom özür dilemeli.

Tom powinien przeprosić.

Tom'a özür dilemelisin.

Powinnaś przeprosić Toma.

Ann'e özür dilemeliyim.

Muszę przeprosić Ann.

Neden özür diliyorsun?

Dlaczego przepraszasz?

Tom özür dilemeyecek.

Tom nie przeprosi.

Seni incittiysem, özür dilerim.

Przepraszam, jeśli cię zraniłem.

Ben herkesten özür diliyorum.

Przepraszam wszystkich.

Sadece Tom'a özür dile.

Po prostu przeproś Toma.

Tom benden özür diledi.

Tom przeprosił mnie.

- Ben ondan özür dilemen gerektiğini düşünüyorum.
- Sanırım ondan özür dilemelisin.

Uważam, że powinieneś ją przeprosić.

Sizi aldattığım için özür dilerim.

Przepraszam za decydowanie za Ciebie.

Cevaplamadaki gecikme için özür dilerim.

Przepraszam za zwłokę w odpowiedzi.

Geç kaldığım için özür dilerim.

Bardzo przepraszam za spóźnienie.

Geç cevap için özür dilerim.

Przepraszam za późną odpowiedź.

Özür dilemeye gerek yok; Anlıyorum.

Nie ma potrzeby przepraszać; ja rozumiem.

Tom bir özür talep etti.

Tom domagał się przeprosin.

Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.

Mimo, że przeprosiła, wciąż jestem wściekły.

Git ve Tom'dan özür dile.

Idź i przeproś Toma.

Özür dilerim, sana yardım edemem.

Przykro mi, ale nie mogę pomóc.

Her zaman bizzat özür dilemelisin.

Zawsze powinno się przepraszać osobiście.

Tom söyledikleri için özür diledi.

Tom przeprosił za swoje słowa.

Tom'dan bir özür talep ediyorum.

Żądam przeprosin od Toma.

Bana bunun için bir özür borçlusun.

Powinieneś mnie za to przeprosić.

Olanlar için hepinize özür dilemek istiyorum.

Chciałbym was wszystkich przeprosić za to, co się przed chwilą stało.

O bir yazım hatası. Özür dilerim.

To literówka. Przepraszam.

Bazen özür dilemek için çok geçtir.

Czasami jest za późno na przeprosiny.

Geç kaldığı için bizden özür diledi.

Przeprosił za spóźnienie.

Tom yaptıklarından dolayı Mary'ye özür diledi.

Tom przeprosił Mary za to, co zrobił.

Tom Mary'yi beklettiği için özür diledi.

Tom przeprosił, że Mary musiała czekać.

Ne dedin? Özür dilerim, düşünceye dalmışım.

Co powiedziałeś? Przepraszam, zgubiłem wątek.

Söylediğim için özür dilemek zorunda değilim.

Nie muszę przepraszać za to, co powiedziałem.

Özür dilemem için bir neden yok.

Nie ma powodu, bym przepraszał.

Geç kaldığı için ona özür diledi.

Przeprosiła go za spóźnienie.

Gitmek zorunda olduğum için özür dilerim.

- Przepraszam, ale muszę się pożegnać.
- Przepraszam, że muszę iść.

Ben de sana bir özür borçluyum.

Tobie też jestem winien przeprosiny.

Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.

Przeprosił ich za zabranie im czasu.

Sana uzun süre yazmadığım için özür dilemeliyim.

Muszę cię przeprosić za to, że tak długo nie pisałem.

O, ayağıma bastığı için benden özür diledi.

Przeprosiła za nadepnięcie mi na stopę.

Geç kaldığım için özür dilerim. Fazla uyudum.

Przepraszam za spóźnienie.Zaspałem.

Zamanında gelmediği için Tom Mary'ye özür dilemelidir.

- Tom powinien przeprosić Mary za swoje spóźnienie.
- Tom powinien przeprosić Mary za to, że nie przyszedł na czas.

Tom oğlunun kaba davranışı için özür diledi.

Tom przeprosił za niegrzeczne zachowanie swojego syna.

Seninle o şekilde konuştuğum için özür dilerim.

Przepraszam, że rozmawiam z tobą w ten sposób.

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.

Przepraszam za spóźnienie.

Son karşılaştığımızda seninle konuşma tarzı için özür dilemek istiyorum.

Chciałbym cię przeprosić za moje słowa ostatnim razem.

Tom yapacağına söz verdiği şeyi yapmadığı için özür diledi.

Tom przeprosił, że nie zrobił tego, co obiecał.

Tom, Mary kendisinden özür diledikten sonra bile onunla konuşmadı.

Tom nie chce rozmawiać z Mary nawet po tym, jak go przeprosiła.

- Geç kaldığım için çok üzgünüm.
- Geciktiğim için çok özür dilerm.

Strasznie przepraszam za spóźnienie.

O, onunla yüz yüze geldi ve bir özür talep etti.

Stanęła przed nim i zażądała przeprosin.

- Başına bir sürü bela açtığım için üzgünüm.
- Sana bu kadar sıkıntı verdiğim için özür dilerim.

Przepraszam, że sprawiam ci tyle kłopotów.

Tatoeba şu anda kullanılamıyor. Bu sorundan dolayı özür dileriz. Daha fazla bilgi için blogumuza ve Twitterımıza bakabilirsiniz.

Tatoeba nie działa teraz. Przepraszamy za utrudnienia. Możesz odwiedzić naszego bloga lub twittera aby dowiedzieć się więcej.