Translation of "Tavuk" in Japanese

0.036 sec.

Examples of using "Tavuk" in a sentence and their japanese translations:

Tavuk severim.

僕は鶏肉が好きです。

Tavuk, Lütfen.

チキンをお願いします。

Tavuk harikaydı.

チキン美味しかった。

''Tavuk siyahi miydi?

「うーん それは黒い羽根の鶏だった?

O tavuk aldı.

彼女は鶏肉を買った。

Kafasız tavuk gibi.

頭なし鶏のように。

Tavuk bir yumurta yumurtladı.

そのめん鳥は卵を産んだ。

Tavuk beş yumurta yumurtladı.

そのめんどりは5個の卵をかえした。

Tabi tavuk gübresini biliyorsun.

鶏糞堆肥には詳しいはずさ

3 paund tavuk istiyorum.

鶏肉を3ポンド分ください。

Ben tavuk derisi yemem.

私は鶏の皮は食べません。

Sağ ol, Mike. Tavuk sevmem.

- マイク、ありがとう。僕はチキンが嫌いなんだ。
- マイク、ありがとう。鶏肉は苦手なの。

Bunun tavuk gibi tadı var.

鶏肉のような味がする。

O bir tavuk satın aldı.

彼女は鶏を買った。

Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.

ニワトリが今朝卵を生んだ。

O tavuk son zamanlarda hiç yumurtlamadı.

その鶏は最近卵を産んでいない。

Bunun bir tavuk gibi tadı var.

鶏肉のような味がする。

Bu tavuk bu günlerde hiç yumurtlamıyor.

- この鶏は近頃ちっとも卵を産まない。
- この鶏は近頃卵を産まない。
- このめんどりはこの頃全然卵を産まない。

- Ken'in amcasının büyük bir tavuk çiftliği var.
- Ken'in amcası büyük bir tavuk çiftliğine sahip.

ケンの伯父さんは大きな養鶏場をもっている。

- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

- 鶏が先か、卵が先か。
- タマゴが先か、ニワトリが先か?

Tavuk civcivlerini çıkarana kadar yumurtalarının üstünde oturur.

- めんどりは卵がかえるまで抱く。
- めんどりはヒナがかえるまで卵を抱きます。
- めんどりは孵化するまで卵を抱きます。

O tavuk son zamanlarda hiç yumurta yumurtlamadı.

その鶏は最近卵を産んでいない。

Mutfağa girdiğimde, o pilavlı tavuk köri yapıyordu.

私が台所へ入ったとき、彼女はチキンカレーライスを作っていた。

Ya da biri ''Tavuk neden karşıdan karşıya geçmiş?"

もし誰かが 「ジャネット ジョークを聞いて

Fırında kızartılmış tavuk, benim en sevdiğim yemeklerden biridir.

ローストチキンは大好きな料理の1つです。

Tavuk çorbasının soğuk algınlığını tedavi edeceği doğru mu?

チキンスープがかぜを治すというのは本当ですか。

O salata ve rulo ile birlikte tavuk yedi.

彼はサラダとロールパンと一緒に鶏肉を食べた。

Bu tavuk her hafta kaç tane yumurta yumurtluyor?

この鶏は週に何個卵を産みますか。

Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?

鶏が先か、卵が先か。

Hangisini daha çok seversin, tavuk mu yoksa balık mı?

鶏肉と魚ではどちらの方がすきですか。

Öğle yemeği saatinde domuz gibi pizza ve tavuk yedik.

僕たちは昼飯にピザとチキンをたらふく食べた。

Ön bahçede iki tane ve arka bahçede iki tane tavuk vardır.

裏庭には2羽、庭には2羽鶏がいる。

Bana tavuk çiftliğinin er ya da geç iflas edeceğini bildiren bir mektup gönderdi.

養鶏業は遅かれ早かれ破産するだろうという旨の手紙を彼は私によこした。

Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.

出社したら仕事がたくさんあって、アタフタした。