Translation of "Sanki" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Sanki" in a sentence and their japanese translations:

- Sanki sen şefmişsin gibi konuşuyorsun.
- Sanki patronmuşsun gibi konuşuyorsun.

- まるで頭のような話し方をする。
- まるでボスのような話し方をする。

Sanki bayılacakmış gibi görünüyordu.

彼女は失神しそうに見えました。

Sanki hastaymış gibi görünüyordu.

彼女はまるで病気であったかのように見えた。

Sanki yüzümün yandığını hissettim.

私は顔が燃えているように感じた。

Sanki annemmiş gibi konuştu.

彼女はまるで私の母であるかのような口ぶりだった。

Sanki arkamda buzdolabı sürüklüyorum gibiydi.

冷蔵庫を 引きずってるようだった

Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de

まるで それを恐れるべきだと知りながらも

Sanki yedek parçalardan oluşturulmuş gibidir.

‎ちぐはくなパーツを ‎集めたような姿だ

Sanki bir rüyadaymışım gibi hissettim.

まるで夢を見ているようだった。

Sanki hayal görüyormuşum gibi hissettim.

まるで夢を見ているかのような気分だった。

Tim sanki solakmış gibi yazar.

ティムはまるで左利きのような書き方をする。

Sanki bir öğretmenmiş gibi konuşuyor.

彼女はまるで先生のように話します。

O, sanki hastaymış gibi görünüyor.

彼はまるで病気であってかのような顔をしている。

Sanki sırrı biliyormuş gibi konuşur.

- 彼はまるでその秘密を知っているような話し方をする。
- 彼はまるでその秘密を知っているかのような話し方をする。

Sanki bir Amerikalıymış gibi konuşur.

彼はまるでアメリカ人であるかのように話す。

Sanki o zenginmiş gibi konuşuyor.

彼はあたかも金持ちのような口の利き方をする。

Hamlet sanki deli gibi davranır.

ハムレットはまるで気が狂ったかのようにふるまう。

O sanki deliymiş gibi davrandı.

彼はまるで気が狂ったように振る舞った。

Bazen sanki patronummuş gibi davranır.

時々彼はまるで私の上司のように振る舞う。

Viskiyi sanki suymuş gibi içti.

彼は水でも飲むかのようにウイスキーを飲んだ。

Sanki hayal görüyormuş gibi hissediyorum.

まるで夢を見ているようだよ。

Sanki yağmur yağacak gibi görünüyor.

ひと雨来そうだ。

Sanki bir milyonermiş gibi yaşıyor.

彼はまるで百万長者のように暮らしている。

Bu sanki... Bir insan iskeletinin kolu!

これは… 人間の腕の骨だ

Sanki bu seni ilgilendirmiyor gibi görünüyorsun.

君はまるで人ごとみたいな顔をしているね。

Sanki Fransızcayı iyi biliyormuş gibi davranıyordu.

- フランス語をよく知っているかのように振る舞った。
- 彼女はフランス語をよく知っているかのような振りをした。

Çocuk sanki bir adammış gibi konuşuyor.

その子はまるで大人のようなことを言う。

Sanki bu, İngilizcenin doğru olduğunun kanıtıydı.

まるでそれが正しい英語の証左かのように。

Sanki hiçbir şey olmamış gibi konuştu.

彼女は何もなかったかのように話した。

Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

彼女はまるで何もかも知っているような話しぶりだ。

Sanki müzik tarafından büyülenmiş gibi oturuyorlar.

彼らは音楽に見せられたように座っている。

Sanki onun benimle karşılaşmaktan çekindiğini hissettim.

彼は僕に会うのを避けたように思った。

O sanki hasta olacak gibi görünüyor.

彼は病気になりそうだ。

Sanki birini bekliyormuş gibi etrafına bakıyordu.

彼は誰かを待っているかのようにあたりを見渡していた。

Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.

- 彼は何でも知っているような口振りだ。
- 彼はまるで何もかも知っているかのように話す。

O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.

彼はまるで専門家であるかのように話す。

Sanki o bir kral gibi davranıyor.

- 彼はまるで王様のように行動をする。
- 彼はまるで王様のであるかのような振る舞いをする。

O sanki bir rüyadaymış gibi hissetti.

彼はまるで夢見ているような感じだった。

Sanki bir şey olmamış gibi görünüyordu.

彼はまるで何事もなかったかのような顔をしていた。

Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.

- 彼は何でも知っているように話す。
- 彼は何でも知っているかのような話し方をする。
- 彼は何でも知っているかのような口ぶりだ。
- 彼はまるで何でも知ってるかのようにはなす。
- 彼はまるで何でも知っているように話す。
- 彼はまるで何でも知っているかのような口ぶりだ。
- 彼はまるで何でも知っているかのように話す。
- 彼はあたかもすべてを知っているかのように話す。

Sanki yaşlı bir adammış gibi konuşur.

彼はまるで老人のような話し方をする。

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davrandı.

彼は私をまるで他人行儀に扱う。

İngilizceyi sanki bir Amerikalıymış gibi konuşur.

彼はまるでアメリカ人のように英語を話す。

Sanki bana vuracakmış gibi elini kaldırdı.

私に殴ろうとするかのように彼女はこぶしを上げた。

Sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyordu.

彼女はまるで幽霊を見たような顔つきをしていた。

Sanki dünya umurunda değil gibi görünüyorsun.

あなたは浮き世の悩みがないような顔をしている。

Bana sanki bir yabancıymışım gibi davranıyor.

彼は私をまるで他人行儀に扱う。

Bana sanki bir bebekmişim gibi davranıyor.

彼女は私をまるで赤ん坊のように扱う。

Sanki ne konuştuğunu bilmiyormuşsun gibi muamele gördükçe

他人に 自分の言っていることが 正しくないように扱われ続けると

Sanki hiç o işaretten korkmaları öğretilmemiş gibiydi.

あたかもその刺激を怖れることを 学習したことがないかのようでした

Sanki biri iğne sokmuş gibi oldu... Tak!

針で刺されたようだ クソ

Sanki onların hayatın diğer tarafına gittiğini hissettim.

まるで彼らが人生の反対側に 移動しているような気がしました

Sanki bana bakıyordu ama aslında yere bakıyordu.

父は 私の向こうにある何か 地面でも見つめているようでした

Teyzem bana sanki bir çocukmuşum gibi davranır.

叔母にかかったら私なんかまるで子ども扱いだ。

Sanki sana bir şey olmamış gibi görünüyorsun.

君はまるで何も起こらなかったような顔をしている。

Gökyüzü sanki güneş batmış kadar karanlık oldu.

まるで太陽が沈んでしまったかのように空は暗くなった。

Betty sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

ベティはまるで何でも知っているみたいに話す。

Dick sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

ディックは何でも知っているかのような口ぶりだ。

Erkek çocuğu sanki bir kızmış gibi konuşuyor.

その少年はまるで女の子のように話します。

O çocuk sanki bir yetişkin gibi konuşuyor.

その子供はまるで大人であるかのような話し方をする。

O, sanki bir hayalet görmüş gibi donakaldı.

幽霊でも見たかのように、彼女は茫然と立っていた。

Onunla sanki o bir çocukmuş gibi konuşur.

彼女は彼に向かってまるで彼が子供であるかのように話す。

O, sanki ona hakaret etmişiz gibi davrandı.

- 彼は、私達が彼を侮辱したかのような振る舞いをした。
- 彼はまるで私たちが彼を侮辱したと言わんばかりの態度だった。

O, sanki yıllardır yatakta hastaymış gibi görünüyor.

彼女は病気で何年も寝ていたような顔をしていた。

Onlar sanki müzikten büyülenmiş gibi sessiz oturdular.

彼らはその音楽に魅せられたようにじっと座っていた。

- Sanki sarhoş gibi görünüyor.
- Sarhoşmuş gibi görünüyor.

まるで酔っているようだ。

Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.

その子は大人のような口を利く。

O, sanki bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

彼女は何も知らないふりをした。

Jody sanki bir hayalet görmüş gibi görünüyor.

ジョディはまるで幽霊でも見たような顔をしている。

Sanki güzel bir gün olacakmış gibi görünüyor.

いい天気になりそうだ。

Erkek çocuğunu sanki kendi çocuğu gibi seviyor.

彼女はその少年をまるで実の子のようにかわいがっている。

Sanki onun ne olduğunu biliyormuş gibi konuşma.

知ったふうなこと・・・言わないでください・・・。

Beş uçağın sanki kuşmuş gibi havalandığını gördüm.

五機の飛行機が鳥のように飛び立つのを見たんだ。

Ellerini, sanki bir parça yemek yiyormuş gibi kaldırıyor

まるで食べているかのように 手を口に持っていきますが

Dinlenmek için pek akıllıca bir seçim değil sanki.

‎普通なら ‎煙突に入られると困る

Kız kardeşin sanki bir prenses kadar asil görünüyor.

君のお姉さんは王女のように上品な顔をしている。

Bugünkü kızların sanki erkekmiş gibi konuşmaları nadir değildir.

近頃の女の子の中には、男のような口のきき方をする者もいる。

Kadın, sarhoşu sanki o bir çocukmuş gibi yönetti.

その女は酔っ払いをまるで子供のようにうまくあしらった。

Sanki onun hakkında her şeyi biliyor gibi konuşuyor.

彼女はまるでそのことについて何でも知っているかのように話をする。

Sanki o ünlü bir devlet adamı gibi davranıyor.

彼はあたかも有名な政治家であるかのようにふるまう。

Olayı sanki daha dün olmuş gibi net hatırlıyorum.

- 私はその出来事を、ほんの昨日起こったかのように、はっきりと覚えている。
- この事件の事はまるで昨日の事のようにはっきり覚えています。

O yabancı, sanki ana diliymiş gibi Japonca konuştu.

その外国人はまるで母語のように日本語を話した。

O sanki bir yerli konuşmacıymış gibi İngilizce konuşur.

彼女はまるで母語を話すように英語を話します。

Bu defa sanki o gerçeği söylüyormuş gibi görünüyor.

今回だけは彼も本当のことを言ったようだ。

Sanki o defalarca oraya gitmiş gibi Paris'ten bahsediyor.

彼女はまるで何度も行ったことがあるかのようにパリの話をする。

- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
- Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.
- Her şeyi biliyormuş gibi konuşur.
- O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

- 彼はまるで何でも知っているかのような口ぶりだ。
- 彼はあたかもすべてを知っているかのように話す。

İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar

人々が各世代の一部であるかのように ふるまい始めるのです

"Robotum biraz kısa sanki" gibi şeyler fark etmeye başlıyorsun.

こんなことに気づくのです 「あれ ロボット版の自分は背が低いな」と

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

だってゲイっぽいのは 男らしくありませんもんね?

Bay Wright, sanki onun ana diliymiş gibi Japonca konuşuyor.

ライトさんは、まるで母国語の様に日本語を話します。

Televizyonda gösterilen şey, sanki, toplumun neye benzediğinin bir yansımasıdır.

テレビに映し出されるものは、いわば実社会の反映である。

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.

2人は何年ぶりかで会ったように、心をこめて握手していた。

O, sanki onun hakkında bir şey bilmiyormuş gibi davrandı.

彼女はそのことについて、まるで何も知らないようなふりをした。

Sanki yaşlı bir adammış gibi, niçin onun hakkında konuşuyorsun?

あなたはなぜ彼のことをまるで老人であるかのように話すのか。

O benim en iyi arkadaşım. Sanki benim kardeşim gibidir.

彼は私の最も親しい友人で、言わば兄弟だ。

Tom ve Mary sanki koca ve karıymış gibi davrandılar.

トムとメアリーは夫婦の振りをした。

İyi bir mektup yazmanın gerçek sırrı sanki konuşuyormuşsun gibi yazmaktır.

よい手紙を書く秘訣は、話しているように書くことです。

O her zaman hava atıyor, sanki bir kraliçe gibi davranıyor.

彼女はいつも気取っていて、まるで女王様のように振る舞っている。

Üniversite günlerine dönüp baktığımda,sanki bir asır önceymiş gibi görünüyorlar.

大学時代を振り返ってみるとあたかも1世紀前の事のように思える。