Translation of "Sözler" in Japanese

Sözler tutulmalıdır.

約束は守るものだ。

Kraliyet armasındaki sözler?

イギリスの国章の標語は

Birçok sözler verilmiş.

多くの約束もされていた。

Sözler duygularımı iletmez.

言葉では気持ちを伝えられない。

Tutamayacağın sözler verme.

- 守れない約束をしてはいけない。
- 守れない約束をするな。

Sözler geri alınamaz.

駟も舌に及ばず。

Sözler tutulmamak için verilir.

約束は破られるためにある。

Sözler beni başarısız etti.

- 私はどうしても言葉が出なかった。
- 言葉が出てこなかった。

Sözler tutulması gereken şeylerdir.

約束は守るものだ。

O tür sözler size yakışmıyor.

そのような発言は君にふさわしくない。

Şu çocuklar kötü sözler kullanırlar.

あの子供たちは言葉使いが悪い。

Bu sözler yüzünden geleceğinden vazgeçen insanlar

こんな言葉で 未来を 諦めさせられてしまった人たちは

Her Fransız Mareşalinin sopasına yazılan sözler.

すべてのフランス元帥のバトンに刻まれた言葉。

Bu sözler son derece eski kökenli.

その言葉は非常に古い言葉が起源であった。

Onun duygusu sözler için çok güçlüydü.

彼女は感情が激しいものがいえなかった。

Onun söylediği sözler bu durumda uygulanmaz.

彼の言った言葉はこの場合あてはまらない。

Meslektaşları hakkında bazı küçümseyici sözler söyledi.

彼女は同僚たちの悪口を言った。

O sözler yerine müzikle duygusunu gösterebilir.

彼は自分の感情を言葉のかわりに音楽であらわすことができた。

Bir zamanlar söylenmiş sözler geri alınamaz.

駟も舌に及ばず。

Bu sözler onun gözlerinden yaş getirdi.

この言葉に彼女は泣いた。

Ama bir o kadar da kolay sözler.

でも とっても簡単な 言葉なんです

Tiyatronun kapısının üzerindeki sözler bir metre yükseklikteydi.

劇場の扉の上方にかかっているその言葉は、高さ１メートルありました。

Bir zamanlar konuşulan sözler asla geri alınamaz.

駟も舌に及ばず。

Hatta bu sözler bir gün ortadan kaybolacaktır.

これらの言葉ですらいつか消えてしまいます。

Aşk sözcükleri bilmeyenler güzel sözler yazmaya kabiliyetsiz olmalılar.

言葉を愛することを知らない者に好い文章の書ける筈がない。

Ve çok rahatlatıcı oldukları için bu sözler dehşet verici.

とっても 楽チンになれる おそろしい言葉でも あるんです

O kendini kaybetti ve bana kötü sözler söylemeye başladı.

彼はかんしゃくをおこして私をののしり始めた。

İyi sözler çok değerlidir , ama neredeyse hiçbir maliyeti yoktur.

良い言葉は多大の価値があるが、金はほとんどかからない。

Savaşta terör… barış içinde süs… Her Fransız Mareşalinin sopasına yazılan sözler.

戦争の恐怖…平和の飾り…すべてのフランス元帥のバトンに刻まれた言葉。

- Tom sinirlendi ve Mary'ye köpek gibi kötü sözler söyledi.
- Tom sinirlendi ve Mary'ye kaba lakaplar takarak hitap etti.

トムは怒って、メアリーを罵倒した。