Translation of "Katılmak" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Katılmak" in a sentence and their japanese translations:

Katılmak istiyorum.

- 出席したい。
- 参列したい。

Grubunuza katılmak istiyorum.

あなたがたのグループにはいりたいんですが。

Törene katılmak istemiyorum.

私はその式典に参加したくない。

Bu ekibe katılmak istedim.

私はそのチームに加わりたいと思いました

Sınava tekrar katılmak zorundayım.

- 追試を受けなくてはいけません。
- またテスト受けなきゃいけないんだ。

O, yarışmaya katılmak istiyor.

彼はその競技に参加したがっている。

Ben partiye katılmak istiyorum.

パーティーに出たい。

O, partiye katılmak istiyor.

彼女はパーティーに行きたがっている。

Joe'nun grubuna katılmak istiyorum.

私はジョーのグループに加わりたいです。

Yaz kampına katılmak istiyorum.

夏のキャンプに参加したいんだ。

Bana katılmak ister misiniz?

ご一緒にいかがですか。

Projeye katılmak zorunda kalacaksın.

きみはその計画に参加しなければならないだろう。

Siz işe katılmak zorundasınız.

- 自分の仕事に精を出しなさい。
- あなたは仕事に精を出すべきだ。

Hangi kulübe katılmak istersiniz?

どのクラブに入りたいですか。

Hangi gruba katılmak istersin?

あなたはどちらのグループに加わりたいですか。

Bize katılmak ister misin?

君も一緒にどう?

Masaru İngiliz Kulübüne katılmak istiyor.

- マサルは英語部に入りたがっています。
- マサルは英語クラブに入りたがっています。

Dans kulübüne nasıl katılmak istersin?

ダンス部に入部しませんか。

Toplantıya katılmak için erkenden kalktı.

彼は、会議に出席するために早く起きた。

Bizim takıma katılmak ister misin?

私たちのチームに入りませんか。

Kovalamaca oynuyoruz. Katılmak ister misin?

鬼ごっこをしてるよ。君も一緒にする?

Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.

私個人としてはその競技に参加したいとおもいます。

Toplantıya katılmak için erken kalktım.

私は会議に出席するために早く起きた。

Katılmak bütün üyeler için zorunludur.

全員出席を義務づけられている。

Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.

私はそのパーティーに参加したかったが、出来なかった。

Onlar Olimpiyat Oyunları'na katılmak istiyorlar.

彼らはオリンピックに参加したいと思っている。

O projeye katılmak zorunda kaldın.

きみはその計画に参加しなければならなかった。

Eh, ben katılmak zorunda değilim.

いや反対せざるをえません。

Ya da siyasi bir toplantıya katılmak,

政治集会に参加したかったり

Bir konferansa katılmak için Tokyo'ya geldim.

会議に出席するために東京に来ました。

Partiye katılmak için olan başvurusu reddedildi.

その一行に加わりたいと言う彼女の申し出は拒否された。

Ben 1 Kasımdaki partiye katılmak istiyorum.

11月1日のパーティーに参加します。

O, konsere katılmak için para ödedi.

彼女は金を払って演奏会を聞いた。

Pazartesi günkü toplantıya katılmak zorunda kalmayabiliriz.

私たちは月曜日に会議に出る必要はないのかもしれません。

Kulübümüze katılmak isteyen herkes kabul edilecek.

私たちのクラブに入会したい人はだれでも歓迎します。

Bir gece otobüs turuna katılmak istiyorum.

夜のバスツアーに参加したいのですが。

Erkek kardeşim bir sınava katılmak zorunda.

私の弟は試験を受けなければなりません。

Sonunda, bir tura katılmak daha ucuz.

結局はツアーに入っちゃうのが安いよね。

Onun partiye katılmak için giysisi yoktu.

彼女にはパーティーに着てゆくドレスがなかった。

O hala partiye katılmak istiyor mu?

彼女は今でもまだパーティーに参加したがっているのですか。

Kart oyunu için bize katılmak ister misiniz?

みんなと一緒にトランプしない?

Yarışa katılmak için yeni bir takım kuruldu.

そのレースに参加するために新しいチームが作られた。

Nerede? Ben de bu kursa katılmak isterim.

どこで?わたしもそのコースを取りたいわ。

Kulübe katılmak isteyenler lütfen buraya isimlerini yazsın.

クラブに入りたい人は、ここに名前を書いて下さい。

Çalıştaya katılmak istiyorsanız lütfen şimdi bizi arayın.

この講習会に参加をご希望のかたは、今すぐお電話ください。

Yapmak zorunda olduğun tek şey bize katılmak.

君はただ私たちと一緒に来ればよいのだ。

Ya sen ya da o, toplantıya katılmak zorunda.

君か彼のどちらかがその会合に出なければならない。

Tekne yarışına katılmak için yeni bir ekip kuruldu.

ボート競技に参加する為に新チームが結成された。

Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.

なんとか都合をつけて、次のミーティングに出席していただけませんか。

Kulübe katılmak istiyorsan, önce bu başvuru formunu doldurmalısın.

当クラブに入会をご希望でしたら、先ずこの申し込み用紙に必要事項を書き入れて下さい。

"Neden Japonya'ya gidiyorsun?" "Tokyo'daki bir konferansa katılmak için."

「どうして日本に行くの?」「東京の会議に出席するためだ」

Toplantıya ya sen ya da ben katılmak zorundayım.

あなたか私のどちらかがその集会に出席しなければならない。

- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
- Toplantıya katılma hakkınız yok.

君は会に出席する資格はない。

Bir giriş sınavına katılmak zorunda kalmadan okula kabul edildim.

無試験で入学を許可された。

Boş olsan da meşgul olsan da törene katılmak zorunda kalacaksın.

暇だろうが忙しかろうがあなたはその式に出なければならないでしょう。

Yarın akşam yemeği için bana katılmak isteyip istemeyeceğini merak ediyordum.

- 明日、食事でもどう?
- 明日一緒に夕飯でもどう?

Katılmak zorunda olduğum toplantıyı bana hatırlattığın için sana teşekkür ederim.

私が出席しなければならない会議を、思い出させてくれてありがとう。

Beth'in ebeveynlerinin ne zaman misafirleri olsa, o, yetişkinlerin konuşmasına katılmak ister.

- 両親にお客さんがいる時は、いつもベスは大人たちの会話に入りたがります。
- 両親にお客さんがあるとき、ベスはいつでも大人たちの話に加わりたいと思う。

15 sene önce devlete ait büyük bir İtalyan petrol şirketine katılmak için

15年前 私はアメリカの投資銀行を辞めて

Napolyon ana orduyla ona katılmak için yarışırken, Rusları savuşturmak için birliklerini ustalıkla kullandı .

を 使っ てロシア人をかわし、ナポレオンは彼と一緒に主力軍に加わった。

Teknik Oturum Gündeminde birkaç kişi daha sonra gün içindeki bazı oturumlara katılmak istediklerinden söz ettiler.

数人から、その日の後半にあたるテクニカルセッションの中にも出席したいセッションがあるという意見が出ました。

1792'de yerel gönüllü taburuna katılmak için boyacı çırağı olarak görevinden ayrılan Gaskonya'dan bir çiftçinin oğluydu.

で、1792年に地元のボランティア大隊に加わるために染色師の見習いとしての仕事を辞めました。