Translation of "Işten" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Işten" in a sentence and their japanese translations:

İşten bıktım.

私はその仕事に飽きている。

O, işten atıldı.

彼は職を失ってしまった。

O, işten çıkarıldı.

彼は一時解雇にされた。

Ben işten bıktım.

私は仕事で疲れていた。

Ben işten usandım.

私は仕事にうんざりしていた。

Tom işten kovuldu.

トムは首になった。

İşten dikkatini dağıtma.

仕事から気をそらせてはいけません。

İşten şimdi uzaklaşamam.

今仕事から手が離せない。

İşten dolayı yoruldum.

私はその仕事で疲れた。

Yaptığı işten memnundu.

彼は自分が成し遂げた仕事で満足していました。

O, işten atılacak.

彼を首にしてやる。

O, işten tiksindi.

彼女はその仕事にうんざりしている。

Ben işten yorgundum.

私は仕事で疲れていた。

Ama işten nefret ediyordum.

その商売は嫌いでした

İşten bahsetmeyin. Biz tatildeyiz.

旅先で仕事の話しないでよ。

Ben işten çok yoruldum.

- 私は仕事で疲れ果てた。
- 仕事でクタクタだったんだ。

İşten sonra seni alacağım.

仕事が終わったら迎えに行きます。

O, işten bir arkadaş.

彼は会社の仲間です。

Onlar zor işten korkmuyorlar.

彼らは一生懸命に働く。

Bugün işten erken çıkacağım.

今日は早めに退出するつもりだ。

Yemek yerken işten bahsetme.

食事をしている時は仕事の話をするな。

Tom işten kovulduğunu söylüyor.

トムは解雇されたと言う。

Tom, Mary'yi işten kovmayacak.

トムはメアリーをクビにしない。

Şirket beş çalışanı işten çıkardı.

- その会社は従業員5人を首にした。
- その会社は、従業員を5人クビにした。

Yarın sabah işten izin alacağım.

明日、朝の仕事は休むつもりです。

Ben beşe kadar işten ayrılamam.

僕は5時まで仕事を離れられない。

O erkeklerin çoğunu işten kovdu.

彼は従業員の大部分を解雇した。

Birdenbire, 100 işçi işten çıkarıldı.

突然百人もの労働者が解雇された。

Tembel çalışanların hepsi işten atılmalı.

怠慢な労働者は全員解雇しなければならない。

Yaşlı olduğundan dolayı işten çıkarıldı.

ヘンリーは高齢を理由に解雇された。

Zor işten dolayı çok yorgunum.

- 私はつらい仕事でとても疲れています。
- きつい仕事でとても疲れています。

Babam işten dolayı burada değil.

- 父は商用で不在です。
- 父は仕事で留守です。

İşten sonra ofisten hemen ayrıldı.

彼女は仕事が終わって直ちに事務所を出た。

İşten memnun değil gibi görünüyor.

彼女は仕事が気に入ってないようだ。

İşten sonra içmeye çıkalım mı?

仕事の後で、一杯どう。

Bugün işten sonra beyzbol oynuyoruz.

今日仕事が終わったら、僕らみんなで野球するんだ。

Fred'in işten atıldığını duydun mu?

フレッドが解雇されたって聞いた?

O işten çok para kazanmayacağım.

この仕事ではほとんど金がもうからないだろう。

İşten bir gün izin aldım.

休みがある。

- İş işten geçti.
- Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye.
- İş işten geçmiş.

- 過去のことで嘆いても何の役にも立たないよ。
- 過ぎ去ったことを嘆いてもしょうがない。
- すんでしまったことをいつまでもくよくよしても始まらない。
- こぼれたミルクを嘆いても無駄だ。
- 覆水盆に返らず。

- General Motors 76.000 çalışanını işten çıkardı.
- General Motors 76.000 çalışanı işten çıkardı.

GMは7万6000人の従業員を解雇した。

O işten hiç para kazandın mı?

その仕事で少しはお金が儲かったかい。

Fabrika üç yüz işçiyi işten çıkardı.

その工場は約300人の従業員を一時解雇している。

İşten usandı ve onu yarım bıraktı.

彼はその仕事に飽きて、やりかけたままでほっておいた。

Bay Brown yöneticinin yokluğunda işten sorumludur.

部長が不在のときはブラウン氏が業務を管理する。

İşten bir gün izin aldığımı düşündüm.

私は休みを取ったと思っていました。

Bugün işten uzak dursan iyi olur.

今日は君の仕事を休んだほうがよい。

General Motors 76.000 işçisini işten çıkarttı.

GMは7万6000人の従業員を解雇した。

Trans kimliğinden dolayı 21 eyalette işten çıkarılamazsın

21の州では トランスジェンダーを 理由に解雇することはできません

İşten konuşmadan önce biraz gevezelik edelim mi?

商談に入る前に、少し雑談でもしましょう。

O, işte tembellik ettiği için işten kovuldu.

仕事をサボったからクビになった。

Acil bir işten dolayı randevumu iptal ettim.

- 緊急の用事ができたので約束を取り消した。
- 急用ができたので約束をキャンセルした。

Biz işten sonra Shinjuku'da bir kafede buluşurduk.

会社の仕事が終わってから、私たちはよく新宿の喫茶店で会った。

Böylesine zor bir işten sonra yorgun olmalı.

一生懸命働いたので彼は疲れているに違いない。

Ofiste onu bekleyen işten çıkarma bildirimi vardı.

彼女は会社で解雇通知を受けました。

İstediğim kişiyi işten atmakta haklı olduğumu düşündüm.

私には思い通りに誰でも解雇できる権利があると思っていた。

Tom işten sonra hemen ofisi terk etti.

トムは仕事が終わるとすぐさま職場を後にした。

Annem işten eve gelirken günlük alışverişini yapar.

母は勤めの帰りに買い物をします。

60 yaşına geldiğimde işten emekli olmayı umuyorum.

私は60で仕事をやめたいです。

Müdür onu işten çıkarma ile tehdit etti.

支配人は彼を解雇するぞと脅した。

İş yokluğu yüzünden, personelin yarısı işten çıkartıldı.

仕事がないために職員の半数が解雇された。

Personelin geri kalanı haber verilmeden işten atıldı.

残りの社員達は予告無しに解雇された。

Tom her gün işten sonra koşuya gider.

トムは毎日仕事の後にジョギングをしている。

Senin yardımın bizi bir sürü işten kurtaracak.

あなたが手伝ってくれれば、大いに手間が省ける。

Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı.

その会議は 結局 退職者面接だったのですが

Dikkat ederek ve yüksek standartlarını karşılamayan subayları işten

ここで彼は、優れた管理者 およびハードタスクマスター

Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.

短期契約社員達は予告なしに解雇された。

Dostluğun işten daha önemli olduğunu söylemeye gerek yok.

友情が仕事より大切なのは言うまでもない。

O çok sık sorun yarattığı için işten kovuldu.

彼はしょっちゅう悶着を起こしたため、首になった。

Şirketi geçen yıl üretimi azalttığında George işten çıkarıldı.

昨年会社が生産調整をしたとき、ジョージは一時解雇された。

Dün eski kız arkadaşıma rastladığımda işten eve gidiyordum.

昨日、会社の帰りに昔の彼女にバッタリ会った。

Yapacak daha fazla iş oluncaya kadar o, işten kovuldu.

- 彼は仕事がもっとあるようになるまで一時的に解雇された。
- もっと多く仕事が出来るまで彼は一時解雇された。
- もっと多くの仕事ができるまで、彼は一時仕事を解雇された。

Farz et ki işten atıldın, ilk olarak ne yaparsın?

もし首になったら、最初に何をしますか。

O, işten sonra bir kahve içmek istiyor." Ben de."

「彼は仕事のあとコーヒーを飲みたがっています」「私もです」

Eğer patronun seni kovarsa, bu işten atıldığın anlamına gelir.

あなたの上司があなたを「sack」したというのは「解雇された」ということだ。

Ailelerin ve bir grup insanın işten çıkarıldığını, eksik iş olanaklarını,

いくつもの家族やコミュニティの 失業に始まり

Alice şiddetli bir baş ağrısı yüzünden işten eve erken döndü.

アリスはひどい頭痛で仕事からはやく帰宅した。

Dün işten atılan diğer üç işçiyi tazmin etmek zorunda kaldım.

私は昨日解雇した3人の従業員の埋め合わせをしなければならない。

Bu işçileri işten çıkarma yerine, neden sadece onların saatlerini kesmiyoruz?

これらの労働者を一時解雇するかわりに、彼等の労働時間を短縮すればよいじゃないか。

Bu kadar sık geç gelirsen, seni işten kovmak zorunda kalacağım.

そんなに頻繁に遅刻するようだと君を首にしなければならなくなるよ。

Yaptığın işten keyif alıyorsan, paradan daha değerli bir şeyin vardır.

自分の仕事を楽しくすることが出来れば、金以上に価値のあるものをもっていることになる。

Gerçek şu ki onun babası işten dolayı New York'ta yalnız yaşıyor.

実は彼の父は仕事で、ニューヨークで独り暮らしをしている。

İşten bir gün izin alsan iyi olur, çünkü bugünlerde aşırı çalışıyorsun.

君は1日休暇をとった方がいいだろう、最近勉強しすぎだから。

- Ölen geri gelmez.
- Giden geri gelmez.
- Olan olmuş.
- İş işten geçmiş.

- 済んだことはしかたがない。
- 後悔先に立たず。
- やってしまったことは取り返しがつかない。
- やってしまったことは元に戻らない。
- なされたことは元通りにはならない。
- なされたことはやり直せない。
- いったんしたことは元どおりにならない。
- 覆水盆に返らず。

Sıkı işten yorulduğu için, o her zamankinden daha erken yatmaya gitti.

彼はきつい仕事で疲れていたので、いつもより早く床についた。

Güneş parlıyordu ve hava sıcaktı, bu yüzden işten bir gün izin aldım.

太陽が輝いて暖かかったので、その日は休みにした。

- Uyarısız kovuldu.
- Haber verilmeden kovuldu.
- Uyarı yapılmadan işten çıkarıldı.
- Uyarılmadan görevden alındı.

彼は予告もなしに解雇された。

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

‎敵の接近に ‎気づけないこともある ‎ライオンにとって ‎絶好のチャンスだ

- Trenler işe giden insanlarla doluydu.
- Trenler işten dönen insanlarla doluydu.
- Trenler işe gidip gelenlerle doluydu.

どの電車も通勤者でぎゅうぎゅう詰めだった。

- İş hakkında konuşmayı bırak.
- İş hakkında konuşmayı kes.
- İş hakkında konuşmayı kesin.
- İşten bahsetmeyi bırak.

仕事の話はやめろ。

- Olaydan sonra akıllı olmak kolaydır.
- İş işten geçince akıllanmak kolaydır.
- Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur.

- 事後に事を悟るのは容易だ。
- 愚者のあと知恵。
- 下衆の後思案。