Translation of "Annesini" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Annesini" in a sentence and their japanese translations:

- Betty annesini öldürdü.
- Betty, onun annesini öldürdü.

ベティは母を殺した。

O annesini özledi.

彼は母が恋しかった。

Havaalanından annesini aradı.

彼は空港から母に電話をかけた。

Bebek annesini arıyor.

赤ん坊は母親を探している。

Bebek annesini istiyor.

赤ん坊は母親を探している。

Telefonda annesini aradı.

彼女は、母親を電話に呼びだした。

Betty annesini öldürdü.

ベティは彼の母を殺したんだ。

İstasyona vardığında, annesini aradı.

駅に着くとすぐ彼女は母に電話をかけた。

Trajik haber, annesini delirtti.

その悲報に打たれて彼の母は気が狂った。

Çocuk annesini bana gösterdi.

その子は私に向かって自分の母親を指さした。

O, annesini mutlu etti.

彼女は母さんを幸せにしました。

O, annesini içtenlikle seviyordu.

彼女は母親を心から愛していた。

Maria Brezilyalı annesini aradı.

マリアさんはブラジルのお母さんに電話をかけました。

Annesini gördüğü an bağırdı.

彼女は母親を見るやいなや大声で叫んだ。

Çocuk annesini çok özledi.

子供は母親がいないのをたいへん寂しかった。

O, ona annesini hatırlatıyor.

彼女を見ると、彼は自分の母親を思い出す。

- Annesini görmek için acelesi vardı.
- Annesini görmek için acele ediyordu.

彼は母に会いたくてやきもきしていた。

Kız her zaman annesini izliyordu.

その少女はいつも母親のあとをついて回っていた。

Annesini memnun etmek için endişeliydi.

彼女は母親を喜ばせたかった。

Annesini görmek için acele ediyor.

彼女は母親に会いたがっている。

Bana annesini çok fazla hatırlatıyor.

彼女は大変よく母親に似てますね。

Onu annesini düşünmeden asla görmem.

- 私は彼女を見ると必ず彼女の母親のことを思い出す。
- 彼女を見るとその母親のことを思わずにはいられない。

Mary kendi annesini mahkemeye verdi.

メアリーは自分の母を訴えた。

Gelecek Salı annesini ziyaret edecek.

彼女は次の火曜日に母を訪ねるつもりです。

Bir insan kendi annesini sevmelidir.

人はその母親を愛すべきである。

Hiç Tom'un annesini gördün mü?

トムのお母さん見たことある?

Annesini görünce, kız gözyaşlarına boğuldu.

母を見ると、少女はわっと泣き出した。

- O, istasyona vardığı an, annesini aradı.
- O istasyona varır varmaz, annesini aradı.

駅に着くと同時に彼女は母に電話した。

- Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Kız annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その女の子は母親を見るやいなやわっと泣き出した。

Paula annesini aramak için odadan çıktı.

ポーラはお母さんに電話をかけるために部屋を出ました。

Kız annesini gördüğü anda gözyaşlarına boğuldu.

- その女の子は母親を見るなり泣き出した。
- 女の子は母親を見るなりわっと泣き出した。

Çocuk annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その子はお母さんを見るやいなやワッと泣き出した。

O bir daha annesini hiç görmedi.

彼は再び母に会えない運命だった。

O bana her zaman annesini hatırlatıyor.

彼女はいつも私に彼女の母のことを思い出させる。

Çocuk annesini görür görmez, ağlamayı kesti.

- その子供はお母さんを見るとすぐに泣きやみました。
- その子どもはお母さんを見るとすぐに泣き止みます。
- その子供は、母親を見るとすぐに泣きやみました。

- Ebeveynini mutlu etti.
- Annesini babasını mutlu etti.

彼は両親を幸せにしました。

Ken ebeveynleri tartıştığında her zaman annesini destekler.

- ケンは父母がけんかしたときはいつも母の味方をする。
- ケンは両親がケンカの時には、いつも母親の見方をする。

Sanırım o, hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.

彼女は入院中のお母さんを見舞いに行くつもりだったのですが。

Onun hastanede bulunan annesini ziyarete gitmeyi planladığını düşünüyorum.

彼女は入院中のお母さんを見舞いに行くつもりだったのですが。

Mary görünüş olarak annesini benzer, ancak kişilik olarak değil.

メアリーは母親と外見は似ているが性格は似ていない。

- O annesine çok benziyor.
- Annesine çok benziyor.
- Annesini çok andırıyor.

彼女はとても母親に似ている。

Dün onun annesini gördüğümde, bir hafta önce hastaneden ayrıldığını söyledi.

昨日彼のお母さんに会ったら、彼は1週間前に退院したというのです。

Tom hâlâ çok gençken hem annesini hem de babasını kaybetti.

トムは幼くして両親を亡くした。