Translation of "Amerikan" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Amerikan" in a sentence and their japanese translations:

Amerikan ordusunda,

アメリカ軍では

- Amerikan dramasını çalışıyorum.
- Amerikan draması okuyorum.

私はアメリカ演劇を勉強しています。

''Sen Amerikan erkeğinin

「あなたの責任です

Amerikan tarihinde uzmanlaşacak.

彼女は米国史を専攻するだろう。

O, Amerikan soyundandır.

彼女はアメリカ系である。

Amerikan yemeğini seviyorum.

私はアメリカの料理が大好きです。

Amerikan filmlerini seviyorum.

私はアメリカ映画が大好きだ。

Amerikan vatandaşlığını kazandı.

彼は米国の市民権を得た。

Amerikan olsa gerek.

彼はアメリカ人にちがいない。

Amerikan rüyasına dair toplumsal standardımıza göre, Amerikan rüyasını

つまり アメリカンドリームの追求を 英雄的行為とする―

- Bunu Amerikan dolarına çevirir misin?
- Bunu Amerikan dolarına çevirebilir misiniz?
- Bunu Amerikan dolarına çevirebilir misin?

これをアメリカドルに両替してください。

Ona Amerikan vatandaşlığı verilecek.

彼にアメリカの市民権が与えられるだろう。

Amerikan edebiyatına ilgi duyuyorum.

私はアメリカ文学に興味がある。

Üniversitede Amerikan tarihi okuyorum.

私は大学でアメリカの歴史を専攻しています。

Tom Amerikan vatandaşlığını kazandı.

トムはアメリカ国籍を取得した。

Bu Amerikan yaşam tarzıdır.

これがアメリカ風の生活様式だ。

Amerikan kültüründe konuşma altındır.

アメリカ文化では、雄弁は金である。

Amerikan ekonomisi mükemmel durumdadır.

アメリカ経済はしっかりしていますよ。

O ada Amerikan bölgesidir.

あの島はアメリカの領土です。

- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.

彼は、アメリカ史を勉強します。

- O, Amerikan büyük elçiliğinde diplomattır.
- O, Amerikan elçiliğinde görevli bir diplomat.

- 彼はアメリカ大使館の外交官である。
- 彼はアメリカ大使館の外交官です。

Bir Amerikan yatırım bankasından ayrıldım.

イタリア国有の石油企業に転職しました

Amerikan teknoloji endüstrisinin bir ürünüyüm.

アメリカハイテク産業の 申し子です

Afrikan-Amerikan Müzesini inşa ediyoruz.

国際アフリカ系アメリカ人博物館を 建設中です

Hamburger ünlü bir Amerikan yemeği.

ハンバーガーは有名な米国料理です。

Gemi bir Amerikan bayrağı dalgalandırıyordu.

その船はアメリカ国旗を掲げていた。

Makine, Amerikan şirketi tarafından üretildi.

その機械はアメリカの会社が作った。

Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.

米国車のハンドルは左側にある。

Bana bazı Amerikan dergileri gönderdi.

彼は私にアメリカの雑誌を数冊送ってくれた。

Amerikan halkı, bağımsızlıkları için savaştı.

米国の人民は独立のために戦った。

Amerikan bayrağında elli yıldız var.

米国の国旗に50の星があります。

O, Amerikan büyük elçiliğinde diplomattır.

彼はアメリカ大使館の外交官です。

Amerikan romanlarını okumak hoşuma gider.

私はアメリカの小説を読むのが好きだ。

O, Amerikan başkanlık adaylarından biri.

彼はアメリカ大統領候補者の一人である。

Tom Amerikan folk müziğini sever.

トムはカントリーミュージックが好きだ。

Anayasamız Amerikan rehberliği altında yazıldı.

私たちの憲法はアメリカの指導下に作成された。

O bir Amerikan vatandaşı oldu.

彼は、アメリカ国民になった。

Susan, Amerikan tarihi bölümünde okuyor.

スーザンはアメリカ史を専攻しています。

Kahve molası bir Amerikan geleneğidir.

コーヒー休みは米国のしきたりである。

Biz Amerikan tarihi dersinde tanıştık.

アメリカ史の授業で会ったことがあります。

Ben bir Amerikan müzikali gördüm.

アメリカのミュージカルを見ました。

Amerikan günlük yaşamını öğrenmek istiyorum.

私はアメリカの日常生活について学びたい。

Yerel Amerikan hapishanelerindeki kişilerin %75'i

アメリカの地方刑務所の入所者のうち75%は

Büyük siyah bir Amerikan savaş gemisiydi.

それは大きくて黒いアメリカの軍艦だった。

O Amerikan filmi büyük bir başarıydı.

そのアメリカ映画は大成功を収めた。

Büyük bir Amerikan şirketi için çalışıyor.

彼女はアメリカの大会社に勤めている。

Japon parasını Amerikan parası ile değiştirdiler.

日本の金を米貨と交換した。

Tom'un ne tür Amerikan aksanı var?

トムにはどんなアメリカ訛りがあるの?

Bu vizeyi Kobe'deki Amerikan Konsolosluğundan aldım.

私はこのビザを、神戸のアメリカ領事館でとりました。

Fransız filmlerini Amerikan olanlarına tercih ederim.

アメリカ映画よりフランス映画のほうが好きです。

Bu eski tipte bir Amerikan saatidir.

これは古い型のアメリカの時計です。

Amerikan hükümeti olağanüstü hal ilan etti.

アメリカ政府は非常事態宣言を行った。

Amerikan İngilizcesi konuşurken bu formu kullanmamalısın.

アメリカ英語を使っているあいだは、このかたちは使わない。

Amerikan yemeği Japonya'da burada popüler mi?

アメリカの食べ物はここ日本で人気がありますか。

Üniversitede Amerikan edebiyatı dalında öğrenim gördüm.

- 私は大学ではアメリカ文学を専攻した。
- 私は大学でアメリカ文学を専攻した。
- 大学ではアメリカ文学を専攻しました。

Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.

米国車のハンドルは左側にある。

Tom, Alman uyruklu bir Amerikan vatandaşı.

トムはドイツ系のアメリカ人です。

- Lincoln Amerikan tarihinin en büyük isimlerinden biridir.
- Lincoln, Amerikan tarihindeki en büyük figürlerden biridir.

- リンカーンはアメリカ史の中の最も偉大な人物のひとりである。
- リンカーンはアメリカで最も偉大な人物の一人だ。

Amerikan rüyasını kovalamak için gördükleri tek seçenekti.

アメリカンドリームを追うにあたって 目の前にあった唯一の選択肢でした

Ön koltukta Amerikan tıraşlı bir öğrenci oturuyordu.

一人のクルーカットの学生がバスの前方の座席に座っていた。

O şimdi Amerikan büyükelçisi olarak Japonya'ya atandı.

彼は駐日アメリカ大使に命じられたばかりです。

Amerikan edebiyatı eğitimi görmek için Amerika'ya gitti.

- 彼はアメリカ文学を研究するためにアメリカへ行った。
- 彼はアメリカ文学を学ぶためにアメリカに行った。

O, Amerikan sahnesinde en iyi aktör oldu.

彼はアメリカの舞台で最も優れた俳優になった。

Lütfen bu Japon yenini Amerikan dolarına çevirin.

日本円をアメリカドルに両替してください。

Başkan'ın konuşması Amerikan halkında bir değişiklik getirdi.

大統領の演説はアメリカ国民に変革をもたらした。

Amerikan güçleri Irak'ta kendi misyonunun tamamlandığını duyurdu.

アメリカ軍はイラクでの戦闘任務を完了することを発表した。

Amerikan edebiyatı üzerine geniş bir kütüphanem var.

私は米文学の蔵書がたくさんある。

Cannibal Corpse bir Amerikan death metal grubudur.

Cannibal Corpseはアメリカのデスメタルバンドです。

Amerikan futbolunda defansın belirli bir işi var.

アメリカンフットボールではディフェンスは特別な仕事だ。

Amerikan tarihinin ilk zamanlarında, siyahlar kölelik yaşadı.

アメリカの歴史の初期には黒人は奴隷として生きていた。

Amerikan mutfakları Japon mutfaklarından çok daha büyüktür.

アメリカの台所は日本のものよりずっと広い。

O Amerikan edebiyatı okumak amacıyla Amerika'ya gitti.

彼はアメリカ文学を研究するためにアメリカへ行った。

Tom Amerikan tarihi hakkında çok şey biliyor.

- トムはアメリカの歴史についてたくさん知っています。
- トムはアメリカの歴史に詳しい。

Amerikan zihniyeti için öylesine temel bir konsept ki

アメリカ人の精神の根本であり

O, Amerikan tarihine dair bir ders kitabı okuyordu.

彼はアメリカ史の教科書を読んでいた。

İngiliz İngilizcesi Amerikan İngilizcesinden pek çok yönden farklıdır.

イギリス英語はアメリカ英語といろいろな点で異なる。

Bu oyun bazı bakımlardan bugünkü Amerikan futboluna benzer.

この競技はいくつかの点で現在のアメリカン・フットボールと似ています。

Amerikan tarihindeki ilk göçmenler İngiltere ve Hollanda'dan geldiler.

アメリカ史の中で最初の移民は、英国とオランダからやってきた。

Amerikan üniversitelerine başvururken, TOEFL skorunuz yalnızca bir etkendir.

アメリカの大学に応募する際に、トフルの成績は一つの要因でしかない。

- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklar vardır.
- İngiliz İngilizcesi ve Amerikan İngilizcesi arasında bazı farklılıklar vardır.

イギリス英語とアメリカ英語との間にはいくらかの相違点がある。

Amerikan yazar Mark Twain en iyi şekliyle şöyle söyledi,

アメリカの作家マーク・トウェインの 最高の言葉です

110 metreden fazla boyuyla önceki tüm Amerikan roketlerini cüceleştirdi.

高さ110m以上で、それは以前のすべてのアメリカのロケットを小さくしました。

Hanako, dört yıl boyunca bir Amerikan kolejine devam etti.

花子は4年間アメリカの大学に通っている。

Şirketin bir Amerikan şirketi ile ilişki kuracağı söylentileri var.

その商社はあるアメリカの会社と提携すると言ううわさである。

O, Amerikan demokrasisi hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildir.

彼はアメリカの民主主義について何も知らない。

Bu Japon nezaketi ve Amerikan nezaketi arasındaki farktan kaynaklanmaktadır..

これは日本の礼儀正しさとアメリカの礼儀正しさとの間の違いによるものです。

Kimse dünya ekonomisinin Amerikan ekonomisinin etrafında döndüğü gerçeğini reddedemez.

世界経済はアメリカ経済を中心に動いているという事実は誰も否定できない。

Merhaba. Benim adım John Reindle. Prag'daki Amerikan Büyükelçiliği'nde çalışıyorum.

こんにちは。ジョン・ラインドルと言います。私はプラハのアメリカ大使館で働いています。

Bu da tüm Amerikan yargı sisteminin güvenilirliği hakkında şüphe uyandırıyor.

アメリカの司法制度全体の 正当性が疑われる事態です

Japonlara göre, tek başına uyuyan bir Amerikan bebeği yalnız görünüyor.

日本人にとって、1人で眠っているアメリカの子供は孤独に見える。

Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.

講演者はアメリカ文学一般について、そしてとりわけ、フォークナーについて話をした。

Bay Jones, İngiliz ve Amerikan kullanımları arasındaki nüanslara çok duyarlıdır.

ジョーンズ先生は英米の語法の微妙な違いにとても敏感である。

Japon ithalatının Amerikan tüketici pazarlarına nüfuz etmesi uzun bir zaman aldı.

日本からの輸入製品がアメリカの消費者市場に浸透するには長い時間がかかった。

Onun bir Amerikan vatandaşı kadar akıcı bir biçimde İngilizce konuştuğunu duydum.

彼女がアメリカ人のように流暢に英語を話しているのを聞きました。

Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.

巨大な連邦財政赤字がアメリカ経済を長年に渡って苦しめている。

Sanırım bir İngiliz için gerçek bir Amerikan aksanını taklit etmek zordur.

イギリス人が本物のアメリカなまりをマネするのはすごく難しいと思います。

Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.

コロンブスがアメリカ大陸を発見したとき、バイソン(アメリカ野牛)は、広大な地域に棲んでいた。

Bu kitap size Amerikan yaşam tarzı hakkında net bir fikir verecektir.

この本を読めば、アメリカ人の生活様式がよく分かるだろう。

Amerikan parasında, bir " çeyrek " 25 sent; 4 çeyrek bir dolar yapar.

アメリカでは1クォーターは25セント、4クォーターは1ドルだ。