Translation of "çekici" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "çekici" in a sentence and their japanese translations:

- O çekici.
- O, çekici.

彼女は魅力的だ。

O ilgi çekici.

それは面白い。

Kate çok çekici.

- ケイトはとても魅力的です。
- ケイトはとても元気です。

Çekici hostesimize içelim!

魅力的なホステスのために乾杯!

Çekici gelip arabamı götürüyor."

レッカー車の男に車も差し押さえられた」

Bugün çok çekici görünüyorsun.

- 君は今日とてもチャーミングに見える。
- 君は今日とてもチャーミングだ。

Onun çekici gözleri var.

彼女は目もとに愛敬がある。

Bence o çok çekici.

彼女はとても魅力的だと思う。

Onun görünümünü çekici bulurum.

彼女はとても魅力的だと思う。

Hiroko'nun çekici özellikleri var.

広子は魅力的な顔立ちをしている。

Kim çok çekici giyinmiş.

キムはすごく魅力的な服装をしている。

Jane Susan'dan daha çekici.

ジェーンの方がスーザンより魅力的だ。

Ne çekici bir kızsın!

あなたはなんて魅力的な女の子でしょう。

Onun çekici bir yüzü var.

彼女は愛敬のある顔をしている。

Karısıyla istasyonda tanıştım. Çok çekici.

彼の奥さんには駅であったのだが、とても魅力的な人だね。

Onun kitabı çok ilgi çekici.

彼の本はとても面白い。

Jessie benim en çekici arkadaşım.

友だちで一番魅力的なのはジェシーだ。

İstasyonda tanıştığım karısı çok çekici.

彼の奥さんには駅であったのだが、とても魅力的な人だね。

Kendisinin yeterince çekici olduğunu düşündü.

彼女は自分がけっこう魅力的だと思った。

Benim hakkımda neyi çekici buluyorsun?

私の魅力って何だと思う?

Sanırım o, alımlı ve çekici.

彼女はとても魅力的だと思う。

Tom Mary'den daha ilgi çekici.

トムはメアリーより面白い。

Jane en çekici bir kız.

ジェーンはたいへん魅力的な女の子だ。

Joan kız kardeşi kadar çekici.

ジョーンは姉さんと同じように魅力がある。

O seni daha çekici bile yapar.

そうするといやが上にも美しく見える。

O hem çekici hem de çalışkandır.

彼女はよく働くだけでなく、魅力的だ。

Bu tip insan, ilgi çekici değildir.

こういうタイプの人はおもしろくない。

O tür hikaye bana çekici gelir.

そのような話は私には魅力的に思えるんです。

Kim çok çekici bir biçimde giyinmiş.

キムはすごく魅力的な服装をしている。

O bana çekici bir görünüm verdi.

彼女は訴えるような目で私を見た。

İlgi çekici bir teklif. Üzerinde düşüneceğim.

面白い提案だね。ちょっと考慮しよう。

Bir model çekici bir vücuda sahip olmalıdır.

モデルは魅力のある体をしていなければならない。

Bu film orijinali kadar ilgi çekici değil.

その映画は原作ほどおもしろくない。

Ne kadar yaşlandıysa, o kadar çekici oldu.

彼は成長すればするほど、ますます魅力的になった。

Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.

あなたが私に貸してくれた雑誌はとてもおもしろい。

İyi bir özgeçmiş, ilgi çekici ve öğreticidir.

良い伝記はおもしろくて、ためにもなる。

İki oğlan arasında dikkat çekici farklılıklar vardı.

二人の少年の間には著しい違いがあった。

Geçenlerde, trende çekici olgun bir kadın gördüm.

この前、電車の中で魅力的な熟女を見た。

O final sınavlarında dikkat çekici notlar kazandı.

彼女は期末試験ですばらしい成績を取った。

Kız yeğenim yaşına göre çekici ve olgundur.

私のめいは年の割には魅力的で大人っぽい。

O ilgi çekici ve ben çok şey öğreniyorum.

やりがいがあり、学ぶことが多いのです。

- O, çekici bir kadın.
- O, seksi bir kadın.

あの女は実にセクシーだ。

Şu doktor hem çekici hem de eylemde iyidir.

あの俳優はハンサムだし、演技もうまい。

Bu kitap aynı anda ilgi çekici ve öğreticidir.

- この本はおもしろくもあり有益でもある。
- この本はおもしろくもあり、またためにもなる。

Geçen yıl İngilizcede dikkat çekici bir ilerleme yaptın.

あなたはこの1年に英語が随分進歩した。

Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.

彼の姪は年の割には魅力的で大人っぽい。

O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.

その仕事はあまり面白くなかったが、その一方で給与はよかった。

Şimdi, sizi tarımın oldukça ilgi çekici olduğuna ikna ettiğime göre

農業がいかに魅力的か みなさんに訴えたばかりですので

Üçüncü yörüngede Anders, tarihin en dikkat çekici fotoğraflarından birini çekti.

3番目の軌道で、アンダースは歴史上最も注目に値する写真の1つを撮影しました。

Dünya'ya en yakın benzemede Mars hepsinden en ilgi çekici olanı.

火星は地球とよく似ているだけにひとしお興味をひく。

- Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon Tom'dan çok daha çekici.

ジョンはトムよりずっと魅力的です。

Tom daha önce Mary'nin ne kadar çekici olduğunu hiç fark etmedi.

メアリーがどんなに魅力的か、トムは以前、一度も気づいたことがなかった。

Yani futbolun neden bu kadar eğlenceli ve ilgi çekici olduğunu iyi biliyorum.

サッカーがなぜ面白く 夢中にさせるのか分かります

İnsanlar ilk kez oldukça çekici biriyle karşılaştığında genellikleri havayı yumuşatmayı zor bulurlar.

とても魅力的な人に初めて会って、話の糸口を見つけるのは、たいていかなり難しいものだ。

- Çok enteresan yerler biliyorsun, değil mi?
- Çok ilginç yerler biliyorsun, değil mi?
- Pek çok ilgi çekici yer biliyorsun, değil mi?

あなたはおもしろい場所をたくさん知っていますね。

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

ジェーンは太ってるし、態度も悪いし、煙草もぷかぷか吸うし。でも、ケンは彼女のことを可愛くてチャーミングだと思ってるんだな。『あばたもえくぼ』っていうけど、まさにそれだな。