Translation of "Kuran" in Italian

0.009 sec.

Examples of using "Kuran" in a sentence and their italian translations:

Kuran okuyabiliyor.

- È in grado di recitare il Corano.
- Lui è in grado di recitare il Corano.

Kuran nedir?

- Cos'è il Corano?
- Che cos'è il Corano?

- Sami Kuran okudu.
- Sami Kuran tilavet etti.

- Sami ha recitato il Corano.
- Sami recitò il Corano.

- Sami Kuran öğretiyordu.
- Sami Kuran dersi veriyordu.

Sami stava insegnando il Corano.

Bu, strateji kuran

È un animale che fa strategie

Sami Kuran okuyordu.

Sami stava recitando il Corano.

Sami Kuran dinliyordu.

Sami stava leggendo il Corano.

- Kuran birçok dile çevrilmiştir.
- Kuran birçok dile çevrildi.

- Il Corano è stato tradotto in molte lingue.
- Il Corano fu tradotto in molte lingue.

- Sami Kuran sesi duydu.
- Sami Kuran okunduğunu duydu.

- Sami ha sentito recitare il Corano.
- Sami sentì recitare il Corano.

- Kuran'ı okudum.
- Kuran okudum.

- Leggo il Corano.
- Ho letto il Corano.
- Lessi il Corano.

Sami Kuran okumaya başladı.

- Sami ha iniziato a leggere il Corano.
- Sami ha cominciato a leggere il Corano.
- Sami iniziò a leggere il Corano.
- Sami cominciò a leggere il Corano.

Sami camide Kuran okuyor.

Sami legge il Corano nella moschea.

Kuran bilimsel gerçeklerle doludur.

Il Corano è pieno di verità scientifiche.

Sami birkaç Kuran ayeti dinledi.

- Sami ha ascoltato alcuni versi del Corano.
- Sami ascoltò alcuni versi del Corano.

Sami bir Kuran edinmek istiyordu.

Sami voleva ottenere una copia del Corano.

Kuran birçok bilimsel gerçeği içerir.

Il Corano contiene molte verità scientifiche.

- Kuran okuyun.
- Kuran'ı okuyun.
- Kuran'ı oku.

- Leggi il Corano.
- Legga il Corano.
- Leggete il Corano.

Sami Kuran hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

- Sami non sapeva niente sul Corano.
- Sami non sapeva nulla sul Corano.

- Sami Kuran okudu.
- Sami Kuran'ı okumuş.

- Sami ha letto il Corano.
- Sami lesse il Corano.

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

Sono i richiami di animali nascosti che comunicano nel buio.

Sami yanına Kuran almadan asla yolculuğa çıkmaz.

Sami non viaggia mai senza una copia del Corano.

11 dilde iletişim kuran, milyonların izlediği bir sitemiz var.

Il sito è in 11 lingue, abbiamo milioni di visite.

- Fadıl, Kur'an'ı okudu.
- Fadıl, Kuran'ı okudu.
- Fazıl Kuran okudu.

- Fadil ha letto il Corano.
- Fadil lesse il Corano.

- Sami Kuran'ı Arapçadan İngilizceye çevirdi.
- Sami İngilizce Kuran meali yazdı.

- Sami ha tradotto il Corano dall'arabo all'inglese.
- Sami tradusse il Corano dall'arabo all'inglese.

Korkunç avcılar, pusu kuran yırtıcılar ve zehirli katiller taç için yarışacak.

Temibili cacciatori, predatori in agguato, e assassini velenosi si sfideranno per il titolo.

- Kuran okumasını biliyor.
- O Kuranı nasıl ezbere okuyacağını biliyor.
- O, Kur'anı nasıl okuyacağını bilir.

- Sa recitare il Corano.
- Lui sa recitare il Corano.