Translation of "Alakalı" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Alakalı" in a sentence and their italian translations:

Alakalı mı?

È rilevante?

Bu alakalı olur.

- Sarebbe rilevante.
- Quello sarebbe rilevante.

Bağışıklık sisteminizle alakalı genler,

erano i geni associati al nostro sistema immunitario,

Kalpler ve zihinlerle alakalı.

Cuore e cervello.

Doğum ise bedenle alakalı.

Mentre la fatica è associata al corpo.

Daha çok bütün hissetmekle alakalı.

e più il sentirsi complete.

Kendi vücudunuzun uzmanı olmakla alakalı.

Si tratta di essere gli esperti del proprio corpo.

Bu iki şey alakalı değil.

Quelle due cose non sono correlate.

Bu meseleyle alakalı görüşün nedir?

- Qual è la tua opinione riguardo a questa questione?
- Qual è la sua opinione riguardo a questa questione?
- Qual è la vostra opinione riguardo a questa questione?

Sosyal düzenle alakalı iyi olan şey,

Ma il lato positivo dei costrutti sociali

Ama bu sadece sihirle alakalı değil.

Non si tratta solo di magia,

Ve bugünkü damga ise yalnızlıkla alakalı.

Lo stigma oggi riguarda la solitudine.

Siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.

ma semplicemente a quali sono le nostre tendenze politiche.

Çünkü ırkçılık hislerle değil, davranışlarla alakalı.

perché il razzismo riguarda le azioni, non i sentimenti.

Mahremiyetle alakalı en ufak bir beklenti yoktu.

Non ci si aspettava di avere alcuna privacy.

Toplantı konusuyla alakalı olan tutkunun göstergesi olduğundan.

Era solo un segno della passione per quell'argomento.

Ve her biri ile alakalı bir soru sordum.

e poi avrei fatto loro una domanda su ciascuna.

Vücudumuzun nasıl çalıştığıyla alakalı bize birçok veri veriyorlar.

ci forniscono molte nuove informazioni su come funzionano i nostri corpi --

Bu sadece bizim ne kadar ilerleme kaydedebileceğimizle alakalı.

È solo questione di quanto lontano vogliamo andare.

- Sonuçtan endişe ediyorum.
- Sonuç ile alakalı kaygı duyuyorum.

Ho paura a causa del risultato.

- Sami ilgilenmiyor.
- Sami ilgili değil.
- Sami alakalı değil.

Sami non è interessato.

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

ma anche di come siamo influenzati nelle nostre vite quotidiane.

Bu sadece kadınların daha çok, daha iyi cinsellik yaşamasıyla alakalı değil.

Non si tratta del fatto che le donne debbano fare più sesso o sesso migliore.

Bu, kadınların da erkekler kadar orgazm olduğundan emin olmakla alakalı değil.

Non si tratta di assicurarsi che le donne abbiano tanti orgasmi quanti gli uomini.