Translation of "Yere" in Hungarian

0.007 sec.

Examples of using "Yere" in a sentence and their hungarian translations:

Yere oturdum.

A földön ültem.

Yere düştüm.

Megcsókoltam az anyaföldet.

- Tom yere çöktü.
- Tom yere yığıldı.

- Tom lerogyott a földre.
- Tom a földre zuhant.

Mutlu yere geçin.

ahol a menő innovációk születnek?

İstediğiniz yere gidebilirsiniz.

Bárhová mehetsz.

Onu yere koy.

Tedd le!

Adam yere düştü.

A férfi elterült a földön.

Uçak yere düştü.

- Lezuhant a gép.
- Lezuhant a repülőgép.

Hiçbir yere gidemiyorum.

Sehová nem tudok menni.

Kitap yere düştü.

A könyv leesett a padlóra.

Bıçağı yere koy.

Tedd le a kést.

Tom yere bastı.

Tomot agyontaposták a földön.

Gözlüğün yere düştü.

A szemüveged a padlóra esett.

Hiçbir yere gidemem.

Sehova sem mehetek.

Tom yere oturdu.

Tom leült a földre.

Hiçbir yere gitmiyor.

Nem megy sehova.

Silahını yere koy.

Tegyétek le a fegyvert!

Küreği yere koy.

Tedd le a lapátot!

Gazeteyi yere fırlattım.

Ledobtam az újságot.

O yere tükürdü.

- A földre köpött.
- Köpött egyet.

Tom yere baktı.

Tom lepillantott a földre.

Bir yere gitme.

Ne menj sehova!

Hiçbir yere gitmiyorum.

Nem megyek sehova.

İstediğin yere otur.

Ülj le, ahová csak akarsz.

İstediğiniz yere oturun.

- Ülj oda, ahova akarsz.
- Ülj, ahova akarsz!

İstediğin yere gidebilirsin.

Mehetsz, ahová akarsz.

Silahlarını yere koy!

Tegye le a földre a fegyverét!

Neredeyse yere düşüyordum.

Majdnem leestem.

- Onu bir yere saklayacağım.
- Onu bir yere gizleyeceğim.

- Majd eldugom valahová.
- Majd elrejtem valahol.

- Onu yere bırak, lütfen.
- Onu yere koy lütfen.

Tedd azt le, kérlek.

Hiç bir yere gitmeyen, hiçbir yere de ulaşamaz.

Aki sehova sem indul, nem jut sehova.

- Çöpünüzü başka yere dökmeyin.
- Çöpünüzü ait olmadığı yere koymayın.

Ne dobd a szemetet oda, ahova nem való!

Bir yere dönüştürmek için

ahol az ember áll a középpontban,

Gereksiz yere kurumlara gönderilen

mi okozza az árvaházban elhelyezett

Beni bir yere bırakmadı.

Ott éltem Tenzinggel.

İstediğiniz her yere gidebilirsiniz.

- Mehet, ahová akar.
- Mehetsz, ahová akarsz.
- Mehettek, ahová akartok.
- Mehetnek, ahová akarnak.

Dennis yere uzanıp yattı.

Denisz kiterülve feküdt a padlón.

Yaşlı adam yere düştü.

Az öreg ember a földre esett.

Tabak kazara yere düştü.

Az edény nagy csörömpöléssel a padlóra esett.

Biz bir yere gitmedik.

Nem mentünk sehová.

Başka bir yere gidelim.

Menjünk máshová!

Onlar her yere baktı.

Mindenhová benéztek.

Tom bardağını yere bıraktı.

Letette Tom a poharát.

Yere yıkmana izin verdim.

Cserbenhagytalak.

Bir yere gitmem gerekiyor.

- El kell mennem valahová.
- El kell lépnem valahova.
- El kell mennem valahova.
- Muszáj elmennem valahova.

Tom bavulunu yere koydu.

Tom letette a bőröndjét.

Tom'un yere ihtiyacı vardı.

Hely kellett Tominak.

Onun yere ihtiyacı vardı.

- Helyre volt szüksége.
- Hely kellett neki.

Bu hiçbir yere gitmiyor.

Ez nem vezet sehová.

Tom kitabını yere bıraktı.

Tom letette a könyvét.

Tom içkisini yere koydu.

Tom letette az italát.

Asla bir yere gitmem.

Én soha nem megyek sehova.

Ben hiçbir yere gitmiyorum.

Nem megyek sehová.

Cep telefonum yere düştü.

A mobilom leesett a földre.

Sonunda bir yere gidiyoruz.

Végre tartunk valahová.

600 metreden yere çakıldı.

Hatszáz méter magasról zuhant le.

Bir yere vardığımız yok.

Semerre nem haladunk.

Kimse bir yere gitmiyor.

Senki nem megy sehová.

Onu ulaşılabilir yere koy.

Helyezd elérhető közelségbe!

Herhangi bir yere gidebilirim.

Bárhová el tudok menni.

Onlar yere ihtiyaç duydular.

Kellett nekik a hely.

Ailem bu yere sahip.

A családomé ez a hely.

Beni haksız yere suçluyorsun.

Igazságtalanul vádolsz.

O yere sosis düşürdü.

Leejtette a kolbászt a földre.

Onu bulduğun yere bırak.

Hagyd ott, ahol találtad!

Köpeği yere koymak zorundaydık.

El kellett altatnunk a kutyát.

Çalıştığım yere yakın yaşıyorum.

A munkahelyem közelében lakom.

Tom Mary'yi yere devirdi.

Tamás a padlóra lökte Marit.

Ahlakın merkezde olduğu bir yere.

és nem katonai hatalmunk.

Bazen bir yere sığınmak zorundaydım.

néha el kellett bújnom a világ elől.

Her yere yeniden uyum getirecek.

helyreállítja a föld harmóniáját.

Bu sürü hiçbir yere gidemez...

Ez a csorda nem megy már sehova...

Yüzey tortusu her yere saçılmıştı.

Üledék mindenütt.

Central Park çalıştığım yere yakındır.

A Central Park a munkahelyem közelében van.

Vazo yere düştü ve parçalandı.

A váza a padlóra esett és eltört.

Tom ona vurup yere yıktı.

Tom leütötte őt.

Ağlamamak için boş yere çabaladı.

Nem sikerült visszatartani a sírását.

Düştü ve kafasını yere vurdu.

Elesett és beütötte a fejét a padlóba.

Kitaplarının yere düşmesine izin verdi.

Hagyta, hogy a könyvei leessenek a földre.

Ben onu boş yere aldım.

Ingyen kaptam.

Bir yere gitmek ister misin?

- Elvigyelek?
- Jössz velem?

Dalkavukluk seni hiçbir yere götürmez.

Hízelgéssel nem érsz el semmit.

Onu yanlış yere koymuş olmalıyım.

Valahová elhánytam.

Daha fazla yere ihtiyacım var.

Több helyre van szükségem.

Daha çok yere ihtiyacım var.

Több helyre van szükségem.

Onu başka bir yere götürün.

Ezt vidd máshová!

Haydi, seni gideceğin yere bırakacağım.

Gyere, elviszlek.

Boş yere sigarayı bırakmayı denedi.

Hiába akart leszokni a dohányzásról.

Dün herhangi bir yere gitmedim.

Nem mentem sehova tegnap.

Bin, seni bir yere götüreceğim.

Szállj be, elviszlek valahová.

Hiçbir yere asla yalnız gitme.

Soha, sehová ne menj egyedül!

Tom güvenli bir yere kaçtı.

Tom fedezékbe rohant.

Kimse beni bir yere götürmüyor.

Senki nem visz engem sehova.

Tom'un bir yere ihtiyacı var.

Tomnak egy kis térre van szüksége.

Başka bir yere gitmek istiyorum.

Máshová akarok menni.

Köpeğim benimle her yere gider.

Kutyám mindenhova jön velem.

Singapur'da yere tükürmek bir suçtur.

Szingapúrban földre köpni bűncselekmény.