Translation of "şeyleri" in Hungarian

0.014 sec.

Examples of using "şeyleri" in a sentence and their hungarian translations:

Aynı şeyleri hissediyorum.

Ugyanezt érzem.

Böyle şeyleri düşünme.

Ne gondolj ilyen dolgokra!

Hayali şeyleri durdurun.

Fejezd be a képzelődést!

Biz şeyleri gerçekleştirebiliriz.

Meg tudjuk oldani, hogy bizonyos dolgok bekövetkezzenek.

Tom şeyleri onarır.

- Tom lerendezi a dolgokat.
- Tom megjavítja a dolgokat.

Tom o şeyleri söylememeliydi.

Tominak nem kellett volna ilyeneket mondania.

Şu şeyleri bana ver.

Add ide azokat a holmikat.

Arkadaşlar şeyleri birlikte yaparlar.

A barátok együtt csinálnak dolgokat.

Matematikçiler şeyleri kanıtlamayı sevmektedir.

A matematikusok szeretik bebizonyítani a dolgokat.

İnsanlar anlayamadıkları şeyleri sevmezler.

Az embereknek nem tetszik az, amit nem értenek.

Bazen bir şeyleri unuturuz.

Néha elfelejtünk dolgokat.

Bu şeyleri ateşe atma!

Azokat ne dobd a tűzbe!

Yiyecek bir şeyleri yok.

Nincs mit enniük.

Onların hiçbir şeyleri yok.

Semmijük sincs.

- Tom yine bir şeyleri kırmış.
- Tom yine bir şeyleri bozmuş.

Tom már megint eltört valamit.

- Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- Yeni şeyleri ara sıra denemek yararlıdır.

Jó dolog néha-néha kipróbálni új dolgokat is.

Aynı şeyleri farklı şekilde gördüm.

az eddigi világot láttam másként.

Aynı şeyleri yine yapar mıydım?

Vajon ma is megtenném ezt a lépést?

Düşündüğümüz şeyleri haber yaptıkları zaman

rasszistának tartott ügyekről tudósítanak,

Iş yerinde aynı şeyleri istiyorlar,

ugyanazon célokat tűzné ki a munkájában,

Günlük hayattaki olağanüstü şeyleri görebilmeleri

hogy segítsek a szakmák széles skálájának

Basit şeyleri yaparak detaylardan kurtulabiliriz.

mert ez eltereli figyelmünket e bosszantó részletekről.

çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.

mert online nem láthattam azt, ami a legjobban érdekelt.

Karanlıkta gizlenen şeyleri ortaya çıkarır.

és feltárja, mi rejtőzik a sötétben.

Onunla yapabileceğimiz şeyleri dâhil etmiyoruz.

nem kötjük hozzá az ismert dolgokat, amelyeket megtehetünk.

Bazı garip şeyleri keşfetmeye başladım.

néhány furcsa dolog derült ki.

Kimsenin görmemesi gereken şeyleri gördüm.

Olyan dolgokat láttam, amiket senkinek nem kéne látni.

Ben yeni şeyleri denemekten korkardım.

Féltem új dolgokat kipróbálni.

Herkes sahip olamadıkları şeyleri istiyor.

Arra vágyik mindenki, amije nem lehet.

İnsanlar genellikle anlayamadıkları şeyleri sevmezler.

Az emberek általában nem szeretik, amit nem értenek.

Ben yeni şeyleri denemekten hoşlanırım.

Szeretek új dolgokat kipróbálni.

Sen şeyleri daha kötü yaptın.

Mindent elrontottál.

Neden bu şeyleri ateşe atıyorsun?

Miért dobálod azokat a tűzbe?

Bu şeyleri neden söylüyorsun, oğlum?

Miért mondod ezeket fiam?

Bu şeyleri neden söylüyorsun, kardeşim?

Miért mondod ezeket testvérem?

Tom şeyleri hatırlamada sorun yaşıyor.

Tomnak nehézséget okoz emlékeznie dolgokra.

Tom şeyleri unutma eğilimi var.

Tom hajlamos elfelejteni a dolgokat.

Söylediğim gülünç şeyleri not almaya başladım.

elkezdtem lejegyzetelni a nevetséges dolgokat, amiket mondtam.

Gelecek için önemli olan şeyleri ölçmüyoruz.

Nem azt mérjük, ami a jövőben igazán számítani fog.

Söylenen şeyleri nasıl göz ardı edebildin?

Hogyan tudtad figyelmen kívül hagyni, amiket mondott?

Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.

meg felszólalni ez ellen,

Yaşamak için çok az şeyleri var.

Nagyon kevés jut nekik megélhetésre.

Skandalla ilgili yapacak bir şeyleri var.

Belekeveredtek a botrányba.

Neden yaşlandıkça bir şeyleri unutmaya daha yatkınız?

Az öregedéssel miért vagyunk hajlamosak elfelejteni dolgokat?

Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan çok çalışmaya zaman harcarız.

Többet, mint amennyit szeretteinkkel töltünk.

Bir şeyleri nasıl doğru ve yanlış yaptığımız --

pl. hogy romlanak el a dolgok, vagy alakulnak úgy jól,

Ve bir şeyleri gerçekten doğru yaptıklarını gösteriyor.

és azt sejteti, hogy valamit nagyon jól csinálnak.

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

teljes nyugalommal megteszek olyan dolgot, amitől a legtöbben frászt kapnának.

Tom ihtiyacın olan şeyleri sana alabileceğini söylüyor.

Tom azt mondja, meg tudja neked szerezni, amire szükséged van.

Ben bu tür şeyleri yapmaya alışkın değilim.

- Én nem vagyok hozzászokva az ilyen dolgokhoz.
- Én nem szoktam csinálni ilyen dolgokat.

Sayelerinde, sevdiğim şeyleri, daha da sever hâle geldim;

Amit addig szerettem, még inkább megszerettem.

Ama bu tür şeyleri yapmak daha pahalı olurdu.

viszont sokkal többe került volna megtenni ezeket.

Orada burada bir kenara bırakılmış şeyleri toplamaya başladık.

Mindenhonnan elkezdtünk összeszedni használaton kívüli dolgokat,

Birkaç yıl sonra, hayatımda bazı şeyleri kontrole almayı başardım.

Pár évvel később sikerült átvennem az irányítást életemben.

Ve kâr dışındaki şeyleri de temsil eden bir kitaba.

Olyanra, amely túltekint a profiton.

Tüketiciler olarak her biriniz bir şeyleri değiştirme gücüne sahipsiniz.

Önök azok, önök itt, mindannyian, akik ma változást hozhatnak.

- Yiyecek bir şeyleri yoktu.
- Onların yiyecek bir şeyi yoktu.

Nem volt mit enniük.

O bana yaşımı, adımı, adresimi ve benzeri şeyleri sordu.

Megkérdezte a korom, a nevem, a címem, meg ilyeneket.

Dergileri, broşürleri ve benzeri şeyleri bir kenara koymanı istiyorum.

Azt akarom, hogy a magazinokat, mappákat és miegymást félrerakja.

Güzel insanlara bakıyoruz ve "vay canına, her şeyleri var!" diyoruz.

A szép emberek láttán arra gondolunk, nekik bezzeg mindenük megvan.

Hangi tür insanların bu tür şeyleri satın aldığını merak ediyorum.

Kíváncsi vagyok, miféle emberek vesznek ilyen fajta dolgokat.

Aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

nemcsak újjáépíteni, de jobbra építeni, mint azelőtt.

Bizi özel ve farklı kılan ve bizi bir arada tutan şeyleri

Hogyan őrizzük meg mindazt, amitől különlegesek vagyunk,

- Belki Tom herkesin onun yaptığını söylediği şeyi yapmadı.
- Belki de Tom herkesin onun yaptığını söylediği şeyleri yapmamıştır.

Talán Tom nem is tette meg azt, amiről mindenki azt mondja, hogy megtette.

- Tom almaya ihtiyacı olduğu şey için parasının zar zor yettiğini fark etti.
- Tom alması gerektiği şeyleri alabilmek için parasının ucu ucuna yettiğini fark etti.

Tom rájött, hogy alig volt annyi pénze, hogy megvehesse, amit meg kellett neki.