Translation of "Çalar" in Hungarian

0.005 sec.

Examples of using "Çalar" in a sentence and their hungarian translations:

- Çalar saat ötüyor.
- Çalar saat çalıyor.

A vekker csörög.

Mary piyano çalar.

Mary zongorázik.

O gitar çalar.

Gitáron játszik.

O piyano çalar.

Zongorázik.

O, Bach çalar.

Bachot játszik.

O, gitar çalar.

Gitározik.

Tom gitar çalar.

Gitározik Tomi.

Tom piyano çalar.

- Tamás zongorázik.
- Tamás zongorán játszik.

Tom şeyler çalar.

Tom lop.

Çalar saatlerden nefret ediyorum.

Utálom az ébresztőórákat.

Erkek kardeşim gitar çalar.

A fivérem gitározik.

O, piyano çalar mı?

- Zongorázik?
- Játszik zongorán?

Bu benim çalar saatim.

- Ez az ébresztőórám.
- Ez a vekkerórám.

Tom da klavsen çalar.

Tom csembalón is játszik.

O, bas gitar çalar.

- Basszusgitározik.
- Basszusgitáron játszik.

Ben bir MP3 çalar istiyorum!

Akarok egy MP3-lejátszót!

O çok iyi piyano çalar.

Nagyon jól játszik zongorán.

O, sık sık gitar çalar.

Gyakran gitározik.

Tom çok iyi piyano çalar.

Tomi nagyon jól zongorázik.

O sık sık gitar çalar.

- Gyakran szokott gitározni.
- Gyakran gitározik.

Ben MP3 çalar satın aldım.

Megvettem az MP3-lejátszót.

Kız kardeşim her gün piyano çalar.

Nővérem minden nap zongorázik.

O son derece iyi çello çalar.

Kivételes csellista.

- Oğlan piyanoyu çalıyor.
- Oğlan piyanoyu çalar.

A fiú zongorán játszik.

Fırsat kapıyı nadiren iki kez çalar.

A lehetőség ritkán kopogtat kétszer.

Senin arkadaşlarından biri gitar çalar mı?

A barátaid közül játszik valaki gitáron?

Tom sık sık akşamları piyano çalar.

Tomi gyakran zongorázik esténként.

Tom sık sık arkadaşlarıyla çalgı çalar.

Tom gyakran zenél a barátaival.

Tom çalar çalmaz telefona cevap verdi.

Tom felvette a telefont, amint az megszólalt.

Tom gitar çalar. Saçı da uzundur.

Tamás gitározik és hosszú haja van.

Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

Az ébresztő óra hétkor ébreszt engem.

Çalar saatim çalışmadı. Geç kalmamın nedeni budur.

Az ébresztőórám nem működött. Amiatt késtem el.

Benim küçük kız kardeşim her gün piyano çalar.

A húgom mindennap zongorázik.

Bob sadece gitar değil aynı zamanda flüt de çalar.

Bob nem csak gitáron játszik, hanem fuvolán is.

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

Sohasem utazik anélkül, hogy magával ne vinne egy ébresztőórát.

Dünya bir altın kuralı takip eder: Parayı veren düdüğü çalar.

Van a világon egy aranyszabály: akié az arany, az hozza a szabályokat.

O her gün piyano çalar, bu yüzden bir piyanist olabilir.

Mindennap gyakorol a zongorán, így zongorista lehet belőle.