Translation of "Gazeteci" in German

- Bir gazeteci olmak istedim.
- Gazeteci olmak istiyordum.

Ich wollte Journalist werden.

Gazeteci politikacıyı eleştirdi.

Der Reporter übte Kritik am Politiker.

Tom bir gazeteci.

Tom ist Journalist.

Gazeteci olmak istiyorum.

Ich will Journalist werden.

Oğlum bir gazeteci.

Mein Sohn ist Journalist.

Erkek arkadaşım gazeteci.

Mein Freund ist Journalist.

O bir serbest gazeteci.

Er ist freier Journalist.

Gazeteci, teröristler tarafından kaçırıldı.

Der Journalist wurde von Terroristen entführt.

Bir gazeteci olmak istiyorum.

Ich möchte Journalist werden.

Tom bir gazeteci değil.

Tom ist kein Journalist.

Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.

- Wenn du Journalist sein willst, musst du aufmerksam sein.
- Wenn Sie Journalist sein wollen, müssen Sie gut beobachten.

Melanie bir gazeteci olarak çalışıyor.

Melanie arbeitet als Journalistin.

Tom bir gazeteci olarak çalışır.

Tom arbeitet als Journalist.

Ben bir gazeteci olmayı umuyorum.

Ich möchte ein Journalist werden.

Tom bir gazeteci olmaya niyetleniyor.

Tom will Journalist werden.

- Tom öğretmen ve gazeteci olarak çalıştı.
- Tom bir öğretmen ve gazeteci olarak çalıştı.

Tom arbeitete hart als Lehrer und Journalist.

O gazeteci durumu hemen Türkiye'ye bildirdi

Ein Journalist berichtete sofort über die Situation in der Türkei

Gazeteci çocuk tüm hava koşullarında dağıtır.

Der Zeitungsjunge liefert die Zeitung bei jedem Wetter.

- O bir gazeteci.
- O bir gazetecidir.

Sie ist Journalistin.

Amerika'da Metropolitan Müzesi'nde gezen bir Türk gazeteci

Ein türkischer Journalist, der das Metropolitan Museum in Amerika besucht

Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.

Tom entschied sich, Zeitungsjournalist zu werden.

Gazeteci çocuk hava nasıl olursa olsun gazeteleri dağıtır.

Der Zeitungsjunge liefert die Zeitung bei jedem Wetter.

20 yıldan fazla gazeteci olarak çalıştığım New York Times'ta

Ich hatte mich für einen Aufkauf der New York Times entschieden,

O bir gazeteci tarafından yöneltilen ani soruya şaşırmış görünüyordu.

Auf die vom Reporter unvermittelt gestellte Frage hin wirkte sie ratlos.