Translation of "Ay'ın" in German

0.006 sec.

Examples of using "Ay'ın" in a sentence and their german translations:

Ay'ın önünü kapatıyorlar.

Sie verdecken den Mond.

Ay'ın atmosferi yoktur.

Der Mond hat keine Atmosphäre.

- Gelgitler Ay'ın etkisiyle oluşur.
- Medcezir Ay'ın çekmesiyle meydana gelir.

Die Gezeiten entstehen unter dem Einfluss des Mondes.

Ay'ın bir atmosferi yoktur.

Der Mond hat keine Atmosphäre.

...Ay'ın ışığının hükmünde olduğu yer.

...vom Licht des Mondes abhängen. DIE ERDE BEI NACHT

Ay'ın bir aylık döngüsü tamamlanıyor.

Der Mondzyklus geht zu Ende.

Ay'ın evreleriyle dalgalanan o ritimle.

der sich nach den Mondphasen richtet.

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

Als ich mit meiner Arbeit zur Entstehung des Mondes begann,

Ay'ın en karanlık evresine denk gelir.

bietet der Ozean ein besonders magisches Schauspiel.

Oysaki Ay'ın tek ışık kaynağı Güneş'ti

Die einzige Lichtquelle des Mondes war jedoch die Sonne

Mürettebat Ay'ın arkasındayken iletişim kurmak imkansızdı.

Es war unmöglich, mit der Besatzung zu kommunizieren, während sie sich hinter dem Mond befanden.

Bugün ay'ın bir atmosferi olduğunu öğrendim.

Heute habe ich gehört, dass der Mond eine Atmosphäre haben soll.

Dünya ve Ay'ın kökenleri için ana fikre

Die führende Theorie zur Entstehung von Erde und Mond,

Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.

Wenn der Mond wieder heller wird, verlieren Supersinne an Wirksamkeit.

...Ay'ın çekim gücü... ...okyanuslarımızı kendine çekecek kadar güçlü.

...ist die Gravitationskraft des Mondes stark genug, um die Ozeane anzuziehen.

Yeni Ay'ın karanlığı hâkimken... ...geceleyin gökyüzünü uzak galaksiler aydınlatır.

Während der Dunkelheit des Neumonds erleuchten ferne Galaxien den Nachthimmel.

Görevi, gelecekteki iniş yerleri için Ay'ın yüzeyini incelemek olacaktır.

Seine Aufgabe wäre es, die Mondoberfläche auf zukünftige Landeplätze zu untersuchen.

Neil Armstrong, Ay'ın yüzeyinde yürüyen sadece 12 kişiden biridir.

Neil Armstrong ist einer von nur zwölf Menschen, welche die Mondoberfläche betreten haben.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Bald wird die Löwin die Vorteile dunkler Nächte verlieren.

Yeni Ay'ın oluşturduğu gelgitten faydalanarak binlerce soydaşıyla beraber yüzeye çıkıyor.

Mithilfe des Neumond-Tidenhubs steigen diese Tiere zu Tausenden an die Oberfläche.

Bir testi olarak tasarlandı - bunun yerine Ay'ın yörüngesine gönderilecek bir göreve gönderilecekti

Test des Mondmoduls in der Erdumlaufbahn gedacht - stattdessen auf eine Mission zur Umlaufbahn des

. Ama yine de Ay'ın yüzeyine böylesine büyük bir uzay aracını indirme problemi vardı

kleinerer Raketen startete und es in einer Umlaufbahn um die Erde zusammenbaute.

Pek çok hayvan gibi çitaların talihi de Ay'ın evreleriyle ayrılmaz şekilde iç içe geçmiş durumda.

Wie bei vielen Tieren ist ihr Schicksal untrennbar mit den Mondphasen verbunden.

Son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

Als Apollo 8 den Mond erreichte, musste die Besatzung ihren großen SPS-Motor abfeuern, um langsamer zu werden

Milattan önce 384 ve 322 yılları arasında yaşamış olan Aristo, Dünya'nın yuvarlak olduğuna inanıyordu. Dünya'nın evrenin merkezi olduğu; Güneş'in, Ay'ın ve bütün sabit yıldızların da onun çevresinde döndüğü görüşündeydi.

Aristoteles, der von 384 bis 322 v. Chr. lebte, glaubte, dass die Erde rund sei. Er nahm an, dass sie der Mittelpunkt des Universums sei und dass sich Sonne, Mond, Planeten und alle Fixsterne um sie drehen würden.