Translation of "Üzüm" in German

0.004 sec.

Examples of using "Üzüm" in a sentence and their german translations:

Ivo üzüm gördü.

Ivo sah die Traube.

Üzüm ne kadar?

Wie viel kosten die Weintrauben?

Tom üzüm sevmez.

Tom mag keine Weintrauben.

Köpeğim üzüm yiyor.

Mein Hund frisst Weintrauben.

Yarın üzüm toplayacağım.

Morgen werde ich Weintrauben pflücken.

Tom üzüm yer mi?

Isst Tom Trauben?

Kuru üzüm kurutulmuş üzümdür.

Rosinen sind getrocknete Trauben.

Yarın üzüm hasat edeceğim.

Morgen werde ich Weintrauben ernten.

Üzüm severim fakat çok fazla yiyemem.

- Ich mag Weintrauben, aber ich kann nicht so viel davon essen.
- Ich mag Weintrauben, aber ich kann nicht viel davon essen.

Biz öğleden sonrayı üzüm yiyerek geçirdik.

Wir haben den Nachmittag damit verbracht, Trauben zu essen.

Yulaf ezmende biraz kuru üzüm ister misin?

Willst du ein paar Rosinen in deinem Haferbrei haben?

Ali'nin amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek.

Alis Absicht war nicht, Weintrauben zu essen, sondern den Weinbauern zu verprügeln.

Geçen gece iki yeşil elma ve bir kase yeşil üzüm yedim.

Letzte Nacht aß ich zwei grüne Äpfel und eine Schale grüne Trauben.

Çekirdeksiz üzüm ve çekirdeksiz karpuz var. Merak ediyorum çekirdeksiz mango var mı?

Weintrauben oder Wassermelonen ohne Kerne gibt es ja. Ob es wohl auch Mangos ohne Kern gibt?

- Bir kötünün bin iyiye zararı var.
- Bir çürük elma sepetteki tüm elmayı çürütür.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Ein fauler Apfel verdirbt das ganze Fass.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kararır.
- Bir kötünün bin iyiye zararı olur.
- Sepetteki bir çürük elma bütün sepeti çürütür

Ein räudiges Schaf steckt die ganze Herde an.