Translation of "Önümüzdeki" in German

0.008 sec.

Examples of using "Önümüzdeki" in a sentence and their german translations:

- Önümüzdeki hafta Tokyo'ya gideceğiz.
- Önümüzdeki hafta Tokyo'ya gidiyoruz.

Nächste Woche werden wir nach Tokyo gehen.

- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye söylemeyelim.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimseye anlatmayalım.
- Önümüzdeki pazartesiye kadar kimselere söylemeyelim.

Bis nächsten Montag dürfen wir das niemandem erzählen, einverstanden?

Sergi önümüzdeki ay yapılacak.

Die Ausstellung wird nächsten Monat stattfinden.

Lütfen önümüzdeki Cuma gel.

Kommen Sie bitte am nächsten Freitag!

Önümüzdeki Pazartesi Narita'dan ayrılıyoruz.

Wir fliegen nächsten Montag in Narita ab.

Muhtemelen önümüzdeki seçimlerde kazanacak.

Er wird die nächste Wahl wahrscheinlich gewinnen.

Önümüzdeki yıl ne yazacağım?

Was werde ich im nächsten Jahr schreiben?

Önümüzdeki yıl Hawaii'ye gideceğim.

Nächstes Jahr reise ich nach Hawaii.

Düğün, önümüzdeki bahar gerçekleşecek.

Die Hochzeit findet im nächsten Frühjahr statt.

Önümüzdeki cuma onu göreceğim.

Ich werde ihn nächsten Freitag sehen.

Önümüzdeki yıla kadar bekle.

Warte bis zum nächsten Jahr.

Tom önümüzdeki hafta geliyor.

Tom wird nächste Woche kommen.

Önümüzdeki pazartesi ne yapıyorsun?

Was machst du nächsten Montag?

Önümüzdeki hafta birbirimizi göreceğiz.

Nächste Woche sehen wir uns wieder.

Önümüzdeki hafta Balaton'a gidiyorum.

Nächste Woche fahre ich an den Plattensee.

- O, önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.
- O önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.

Sie geht nächste Woche nach Frankreich.

- Önümüzdeki ay Bostan'daki amcamı ziyaret edeceğim.
- Önümüzdeki ay Bostan'daki dayımı ziyaret edeceğim.
- Önümüzdeki ay Bostan'daki eniştemi ziyaret edeceğim.

Ich werde nächsten Monat meinen Onkel in Boston besuchen.

Önümüzdeki pazar nereye gitmek istersin?

Wohin möchtest du nächsten Sonntag gehen?

Önümüzdeki Pazar gününü boş tutun.

Halte nächsten Sonntag frei.

Önümüzdeki Pazar arabayla geziye çıkacağız.

Am nächsten Sonntag fahren wir aus.

Konser önümüzdeki pazar günü gerçekleşecek.

Das Konzert findet nächsten Sonntag statt.

Ben önümüzdeki hafta Avrupa'ya gidiyorum.

Ich gehe nächste Woche nach Europa.

Beyzbol maçı önümüzdeki hafta yapılacak.

Das Baseballspiel wird nächste Woche stattfinden.

Yeni mağaza önümüzdeki hafta açılacak.

Das neue Geschäft wird nächste Woche öffnen.

Önümüzdeki hafta New York'a gidiyorum.

- Ich fahre nächste Woche nach New York.
- Ich fahre nächste Woche nach Neuyork.

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya gidecek.

Sie wird zu Beginn des nächsten Monats in Tokyo ankommen.

Önümüzdeki şu işareti okuyabilir misin?

Kannst du das Schild da vor uns lesen?

Konferansı önümüzdeki cuma gününe erteledik.

Wir vertagten die Konferenz auf den folgenden Freitag.

Önümüzdeki pazar günü ne yapıyorsun?

Was machst du am kommenden Sonntag?

Önümüzdeki hafta sizinle bağlantı kuracağım.

Ich komme nächste Woche auf Sie zu.

Önümüzdeki hafta amcamı ziyaret edeceğim.

Ich werde nächste Woche meinen Onkel besuchen.

Önümüzdeki hafta bir sınav olacak.

Er hat nächste Woche Prüfung.

Önümüzdeki Pazarı romanlar okuyarak geçireceğim.

Ich werde den nächsten Sonntag damit verbringen, Romane zu lesen.

Önümüzdeki seçimlerde oy kullanacak mısınız?

- Werden Sie in der kommenden Wahl Ihre Stimme abgeben?
- Wirst du in der kommenden Wahl deine Stimme abgeben?

Önümüzdeki hafta sonu evde misin?

Seid ihr am nächsten Wochenende zu Hause?

Önümüzdeki pazartesi Boston'da olabileceğimi düşünüyorum.

Es könnte sein, dass ich nächsten Montag in Boston bin.

Önümüzdeki pazartesi günü bir tatil.

Der nächste Montag ist ein Feiertag.

O muhtemelen önümüzdeki seçimleri kazanacak.

Er wird die nächsten Wahlen wohl gewinnen.

Önümüzdeki Pazar seni görmeye geleceğim.

- Ich werde dich nächsten Sonntag besuchen.
- Ich werde euch nächsten Sonntag besuchen.
- Ich werde Sie nächsten Sonntag besuchen.

Yeni kitabı önümüzdeki ay çıkacak.

Sein neues Buch wird nächsten Monat herauskommen.

Lütfen önümüzdeki hafta geri gel.

Bitte komm nächste Woche zurück.

Önümüzdeki yıl Ermenistan'ı ziyaret edeceğim.

- Ich werde nächstes Jahr nach Armenien verreisen.
- Ich werde nächstes Jahr eine Reise nach Armenien machen.

Oyunu önümüzdeki Pazara ertelemek zorundayız.

Wir müssen das Spiel auf nächsten Sonntag verschieben.

Önümüzdeki Pazar amcamızı ziyaret edeceğiz.

Wir werden unseren Onkel nächsten Sonntag besuchen.

Önümüzdeki bu koca bina nedir?

Was ist das für ein großes Gebäude vor uns?

Önümüzdeki Pazar bir pikniğe gideceğiz.

Wir machen nächsten Sonntag ein Picknick.

Oyun önümüzdeki haftaya kadar ertelendi.

Das Spiel wurde auf nächste Woche verschoben.

Önümüzdeki hafta New York'a gideceğim.

Ich fahre nächste Woche nach Neuyork.

Sözleşme önümüzdeki yıl sona eriyor.

Der Vertrag läuft im nächsten Jahr aus.

Önümüzdeki yaz Boston'u ziyaret edeceğim.

Ich fahre im kommenden Sommer nach Boston.

Önümüzdeki bahar Hawaii'ye gitmek istiyorum.

- Im nächsten Frühling will ich nach Hawaii.
- Ich will im nächsten Frühling nach Hawaii.

Önümüzdeki Pazar teyzemizi ziyarete gidiyoruz.

Nächsten Sonntag gehen wir unsere Tante besuchen.

Önümüzdeki Pazar bir konser olacak.

Am nächsten Sonntag ist ein Konzert.

Önümüzdeki nisan ayında lisede olacağım.

Ich gehe ab nächstem April zur Oberschule.

Yoko önümüzdeki hafta Kyoto'ya gidecek.

Yōko fährt nächste Woche nach Kyōto.

Sanırım önümüzdeki hafta Boston'a gideceğim.

Ich denke, ich fahre am nächsten Wochenende mal nach Boston.

Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?

- Kann ich dich nächsten Montag sehen?
- Kann ich dich kommenden Montag sehen?

Tom önümüzdeki bahar emekli olacak.

Tom geht nächsten Frühling in Rente.

Önümüzdeki yedi yıl Fas'ta olacağım.

Die nächsten sieben Jahre bin ich in Marokko.

Tom önümüzdeki hafta Boston'a gidecek.

Tom fährt nächste Woche nach Boston.

Tom muhtemelen önümüzdeki hafta ayrılacak.

Tom wird voraussichtlich nächste Woche abfahren.

Mary'nin önümüzdeki ay bir bebeği olacak.

Mary wird nächsten Monat ein Baby bekommen.

Parti önümüzdeki salı gününe kadar ertelendi.

Die Party ist auf nächsten Dienstag verschoben worden.

"Önümüzdeki hafta Hawaii'ye gideceğim." "Gerçekten mi?"

„Ich fliege nächste Woche nach Hawaii.“ — „Echt?“

Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.

Tarō und Hanako wollen im kommenden Frühling heiraten.

Önümüzdeki birkaç yıl parkta yürüyüş olmayacak.

Die nächsten Jahre werden für uns kein Zuckerschlecken sein.

Önümüzdeki pazar seni görmeye can atıyorum.

Ich freue mich darauf, dich nächsten Sonntag zu sehen.

Önümüzdeki hafta onu ayrıntılı olarak açıklayacağım.

Nächste Woche erkläre ich es im Detail.

Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.

Ich möchte nächsten Winter wieder hierherkommen.

Önümüzdeki yıl on altı yaşında olacağım.

Nächstes Jahr bin ich sechzehn Jahre alt.

Kız kardeşim önümüzdeki yılın başlarında evlenecek.

Meine Schwester heiratet Anfang nächsten Jahres.

Önümüzdeki hafta itibarıyla daha az yiyorum.

Ab nächster Woche esse ich weniger.

Bu yönetmelik önümüzdeki yıl yürürlüğe girecek.

Diese Vorschrift hat vom nächsten Jahr an Gültigkeit.

Önümüzdeki hafta beni görmeye gelmeyecek misin?

Wollen Sie nicht kommen und mich nächste Woche treffen?

Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.

- Sie bekommt nächsten Monat ein Baby.
- Sie wird nächsten Monat ein Kind gebären.

Onun yeni romanı önümüzdeki ay çıkacak.

Ihr neuer Roman kommt nächsten Monat heraus.

Bu planları önümüzdeki yıl gerçekleştireceğimizi umuyorum.

Ich hoffe, wir werden diese Pläne im folgenden Jahr verwirklichen können.

Önümüzdeki haftaya kadar beklemek zorunda kalacak.

Das wird einfach bis nächste Woche warten müssen.

Önümüzdeki yaz tatilde nereye gitmeyi planlıyorsun?

Wo wirst du nächsten Sommer die Ferien verbringen?

Bankalar önümüzdeki durgunluk için nasıl hazırlanabilirler?

Wie können sich die Banken auf die nächste Rezession vorbereiten?

Tom ve Mary önümüzdeki bahar evlenecekler.

Tom und Maria wollen im kommenden Frühling heiraten.

Onlar büyük olasılıkla önümüzdeki hafta gelecekler.

Sie werden sehr wahrscheinlich nächste Woche ankommen.

Onun önümüzdeki hafta bir sınavı var.

- Er hat nächste Woche einen Test.
- Er hat nächste Woche eine Prüfung.

Önümüzdeki yıl sizi tekrar görmeyi umuyorum.

- Ich hoffe, dich im nächsten Jahr wiederzusehen.
- Ich hoffe, Sie im nächsten Jahr wiederzusehen.
- Ich hoffe, euch im nächsten Jahr wiederzusehen.

Önümüzdeki Salı, yani, 10 Eylül'de görüşürüz.

Ich sehe Sie dann am nächsten Dienstag wieder, das heißt am 10. September.

Önümüzdeki ay o çok meşgul olacak.

Er wird im nächsten Monat sehr beschäftigt sein.

Kraliçe önümüzdeki sene Çin'i ziyaret edecek.

Die Königin wird nächstes Jahr in China zu Besuch sein.

- Gelecek perşembe tatil.
- Önümüzdeki perşembe tatil.

Nächsten Donnerstag ist Feiertag.

- Gelecek çarşamba görüşürüz.
- Önümüzdeki çarşamba görüşürüz.

Ich werde dich nächsten Mittwoch sehen.

Tom ve Mary önümüzdeki ay taşınıyorlar.

Tom und Mary ziehen nächsten Monat um.

Önümüzdeki pazar günü evime geliyor musun?

Kommst du nächsten Sonntag nicht nach Hause?

Tom önümüzdeki hafta sonu Boston'da olacak.

Tom wird nächstes Wochenende in Boston sein.

Önümüzdeki hafta sonu Boston'a gidecek misin?

Fährst du nächstes Wochenende nach Boston?

Tom önümüzdeki ay on üç olacak.

- Nächstes Monat wird Tom dreizehn.
- Nächsten Monat wird Tom dreizehn.

Toplantıyı önümüzdeki pazara kadar ertelemeye karar verdik.

Wir haben uns entschlossen, die Sitzung auf den kommenden Sonntag zu verschieben.

Onların büyük olasılıkla önümüzdeki hafta geleceklerini düşünüyorum.

- Sie werden vielleicht nächste Woche ankommen.
- Ich denke, dass sie sehr wahrscheinlich in der nächsten Woche ankommen werden.