Translation of "Uğrattı" in French

0.024 sec.

Examples of using "Uğrattı" in a sentence and their french translations:

Yokluğun beni hayal kırıklığına uğrattı.

- J'ai été déconcerté par votre absence.
- J'étais déçu par ton absence.

Cevabım öğretmeni hayal kırıklığına uğrattı.

- L'instituteur a été étonné par ma réponse.
- L'instituteur fut étonné par ma réponse.

Makalen beni hayal kırıklığına uğrattı.

- Votre article m'a déçu.
- Ton article m'a déçu.

O beni hayal kırıklığına uğrattı.

Il m'a déçu.

Haber beni düş kırıklığına uğrattı.

Je suis déçu par les nouvelles.

Tom beni hayal kırıklığına uğrattı.

- Tom m'a déçue.
- Tom m'a déçu.

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğrattı.

- Tom décevait Marie.
- Tom déçut Marie.

Onun konferansı bizi hayal kırıklığına uğrattı.

Son cours nous a déçus.

Yeni ürün beni hayal kırıklığına uğrattı.

J'ai été déçu par le nouveau produit.

Senin aramaman beni hayal kırıklığına uğrattı.

- J'étais déçu que tu n'appelles pas.
- J'étais déçue que tu n'appelles pas.

Onun burada olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı.

Je suis déçu qu'il ne soit pas là.

Senin tutumun beni çok hayal kırıklığına uğrattı.

Je suis tellement déçue par ton attitude.

Prenses Diana'nın trajik ölümü dünyayı şoka uğrattı.

La mort tragique de la princesse Diana a choqué le monde.

Onun davranışı arkadaşlarının çoğunu hayal kırıklığına uğrattı.

Sa conduite a déçu beaucoup de ses amis.

O telefon konuşmalarının belirsizliği beni hayal kırıklığına uğrattı.

Le manque de précision de ces conversations téléphoniques m'a déçue.

LA: Ve sohbetimizden sonra bazı şeyler beni şaşkınlığa uğrattı.

LA : Après notre conversation, certaines choses m'ont frappée.

Yapılacak çok az şey olması beni hayal kırıklığına uğrattı.

J'étais déçu d'avoir peu de choses à faire.

- Çağrılmaması onu hayal kırıklığına uğrattı.
- Davet edilmediği için hayal kırıklığına uğradı.

Il fut déçu de ne pas avoir été invité.

Sonra hattı stabilize oldu, Davout saldırıya geçti ... ve düşman ordusunu bozguna uğrattı.

Puis, sa ligne stabilisée, Davout passe à l'offensive ... et met en déroute l'armée ennemie.

O bana yardım etmeye söz verdi ama son dakikada beni hayal kırıklığına uğrattı.

Il promit de m'aider, mais à la dernière minute me laissa tomber.