Translation of "Kırıklığına" in French

0.015 sec.

Examples of using "Kırıklığına" in a sentence and their french translations:

Hayal kırıklığına uğramadım.

Je n'étais pas déçu.

Hayal kırıklığına uğramıştın.

Vous avez été déçus.

Hayal kırıklığına uğramayın.

Ne soyez pas déçu.

Hayal kırıklığına uğradım.

- J'étais déçu.
- J'étais déçue.
- J'ai été déçue.

- Hayal kırıklığına uğradığını biliyorum.
- Hayal kırıklığına uğradığınızı biliyorum.

Je sais que vous êtes déçus.

Kitabınla hayal kırıklığına uğradım.

- J'ai été déçu par votre papier.
- J'ai été déçu par ton papier.

Beni hayal kırıklığına uğrattın.

Tu me déçois.

Onda hayal kırıklığına uğradım.

- J'ai été déçu par elle.
- Je fus déçu par elle.

Tom hayal kırıklığına uğradı.

Tom est déçu.

Kimseyi hayal kırıklığına uğratmıyorum.

Je ne déçois personne.

O hayal kırıklığına uğratıcı.

C’est décevant.

Biz hayal kırıklığına uğradık.

- Nous sommes déçus.
- Nous sommes déçues.

Onlar hayal kırıklığına uğradılar.

Elles ont été déçues.

Biz hayal kırıklığına uğramıştık.

- Nous étions déçus.
- Nous étions déçues.

Takımı hayal kırıklığına uğrattım.

J'ai laissé tomber l'équipe.

Çok hayal kırıklığına uğramıştım.

- J'étais tellement déçu.
- J'étais tellement déçue.

Biraz hayal kırıklığına uğramıştım.

- Je suis un peu déçu.
- Je suis quelque peu déçu.

Seninle hayal kırıklığına uğradım.

Tu me déçois.

Oğullarının hayal kırıklığına uğradılar.

Ils sont déçus par leur fils.

O hayal kırıklığına uğradı.

- Il était déçu.
- Il fut déçu.

Gerçekten hayal kırıklığına uğradım.

- Je suis vraiment déçu.
- Je suis vraiment déçue.

O, hayal kırıklığına uğratıcıydı.

C'était décevant.

Onlar hayal kırıklığına uğramıştı.

- Ils étaient frustrés.
- Elles étaient frustrées.

Hepimiz hayal kırıklığına uğradık.

Nous sommes tous déçus.

Hayal kırıklığına uğramayacağını umuyorum.

- J'espère que tu ne seras pas déçu.
- J'espère que tu ne seras pas déçue.
- J'espère que vous ne serez pas déçu.
- J'espère que vous ne serez pas déçue.
- J'espère que vous ne serez pas déçues.
- J'espère que vous ne serez pas déçus.

Umarım hayal kırıklığına uğramaz.

J'espère qu'il ne sera pas déçu.

Tom hayal kırıklığına uğramış.

Tom est frustré.

Hayal kırıklığına uğramış değilim.

- Je ne suis pas découragé.
- Je ne suis pas découragée.
- Je ne me suis pas découragé.

Hayal kırıklığına uğramış görünüyorsun.

- Vous avez l'air déçu.
- Tu as l'air déçu.

Sen hayal kırıklığına uğramayacaksın.

- Tu ne seras pas déçu.
- Vous ne serez pas déçus.
- Vous ne serez pas déçues.
- Vous ne serez pas déçu.
- Vous ne serez pas déçue.
- Tu ne seras pas déçue.

Seni hayal kırıklığına uğrattım.

- Je vous ai laissées tomber.
- Je vous ai laissés tomber.

Biz hayal kırıklığına uğramadık.

Nous ne sommes pas déçus.

Biraz hayal kırıklığına uğradım.

- J'étais un peu déçu.
- Je fus un peu déçue.

Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun.

Tu me déçois.

Senin hayal kırıklığına uğrattım.

- Tu me déçois.
- Vous me décevez.

Çocuklar hayal kırıklığına uğramış.

Les enfants sont déçus.

Bu hayal kırıklığına uğratıcı.

C'est décevant.

- Çağrılmaması onu hayal kırıklığına uğrattı.
- Davet edilmediği için hayal kırıklığına uğradı.

Il fut déçu de ne pas avoir été invité.

Yokluğun beni hayal kırıklığına uğrattı.

- J'ai été déconcerté par votre absence.
- J'étais déçu par ton absence.

Gelemediğini duyduğumda hayal kırıklığına uğradım.

J'ai été déçu quand j'ai appris que vous ne pouviez pas venir.

Onun konuşmasıyla hayal kırıklığına uğradım.

J'ai été déçu par son discours.

Tom seni hayal kırıklığına uğratmayacaktır.

Tom ne te laissera pas tomber.

Ben oğlumla hayal kırıklığına uğradım.

J'ai été déçu par mon fils.

Adamım, yolculuktan hayal kırıklığına uğramayacaksın.

Mon vieux, tu ne vas pas être déçu du voyage !

O hayal kırıklığına uğramış değildi.

Il n'était pas déçu.

Tom'u hayal kırıklığına uğratmak istemiyoruz.

Nous ne voudrions pas décevoir Tom.

Beni hayal kırıklığına uğratmayacağınızdan eminim.

Je suis certain que vous ne me décevrez pas.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

- Tom avait l'air déçu.
- Tom semblait déçu.

Cevabım öğretmeni hayal kırıklığına uğrattı.

- L'instituteur a été étonné par ma réponse.
- L'instituteur fut étonné par ma réponse.

Umarım beni hayal kırıklığına uğratmazsın.

- J'espère que tu ne me décevras pas.
- J'espère que vous ne me décevrez pas.

Tom'un hayal kırıklığına uğradığını biliyorum.

Je sais que Tom était déçu.

Biraz hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim.

- Je dois dire que je suis un peu déçu.
- Je dois dire que je suis un peu déçue.

Hayal kırıklığına uğradın, değil mi?

- Vous êtes déçue, n'est-ce pas ?
- Vous êtes déçues, n'est-ce pas ?
- Vous êtes déçus, n'est-ce pas ?
- Vous êtes déçu, n'est-ce pas ?
- Tu es déçue, n'est-ce pas ?
- Tu es déçu, n'est-ce pas ?

Makaleniz tarafından hayal kırıklığına uğradım.

- J'ai été déçue par ton article.
- J'ai été déçu par votre article.
- J'ai été déçu par ton article.
- J'ai été déçue par votre article.

Makalen beni hayal kırıklığına uğrattı.

- Votre article m'a déçu.
- Ton article m'a déçu.

Tom açıkçası hayal kırıklığına uğradı.

Tom était de toute évidence déçu.

Seni hayal kırıklığına uğrattığımı düşünüyordum.

Je pensais te décevoir.

Umarım çok hayal kırıklığına uğramazsın.

J'espère que vous ne serez pas trop déçus.

Ailemi hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum.

Je ne voulais pas décevoir mes parents.

Ben gerçekten düş kırıklığına uğradım.

J'ai été très déçu.

Bu çok hayal kırıklığına uğratıcı.

C'est si décevant.

Biz hayal kırıklığına uğramış hissediyoruz.

Nous nous sentons frustrés.

Film biraz hayal kırıklığına uğratıcıydı.

Le film était un peu décevant.

Hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyorsun.

Tu sembles déçue.

Sonuçla ilgili hayal kırıklığına uğradım.

J'ai été déçu du résultat.

Ben seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.

Je ne te décevrai pas.

Performansın ile hayal kırıklığına uğradım.

Je suis déçu de votre performance.

O çok hayal kırıklığına uğratıcı.

C'est très décevant.

Biraz hayal kırıklığına uğramış hissediyorum.

- Je me sens un peu frustrée.
- Je me sens un peu frustré.

Ben çok hayal kırıklığına uğradım.

- Je suis très frustré.
- Je suis très frustrée.

Takım arkadaşlarımı hayal kırıklığına uğrattım.

J'ai laissé tomber mes coéquipiers.

Seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağız.

- Nous ne vous laisserons jamais tomber.
- Nous ne te laisserons jamais tomber.

Hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştım.

J'ai essayé de ne pas avoir l'air déçu.

Ben öğretmenlerimi hayal kırıklığına uğrattım.

Je décevais mes enseignants.

Onun hayal kırıklığına uğramayacağını umuyorum.

J'espère qu'elle ne sera pas déçue.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

- Tom a l'air déçu.
- Tom semble déçu.

Tom çok hayal kırıklığına uğramıştı.

Tom était très frustré.

Beni hayal kırıklığına uğratmaya çalışma.

- Essaie de ne pas me décevoir !
- Essayez de ne pas me décevoir !

Onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.

Je ne veux pas la décevoir.

Haber tarafından hayal kırıklığına uğradım.

- J'ai été déçu des nouvelles.
- J'étais déçue des nouvelles.
- J'étais déçu des nouvelles.

Deneyin sonuçlarıyla hayal kırıklığına uğradık.

Nous fûmes déçus par les résultats de l'expérience.

Konser biraz hayal kırıklığına uğratıcıydı.

Le concert était un peu décevant.

O beni hayal kırıklığına uğrattı.

Il m'a déçu.

Haber beni düş kırıklığına uğrattı.

Je suis déçu par les nouvelles.

Tom beni hayal kırıklığına uğrattı.

- Tom m'a déçue.
- Tom m'a déçu.

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğrattı.

- Tom décevait Marie.
- Tom déçut Marie.

Tom hayal kırıklığına uğramak istemiyor.

Tom ne veut pas être déçu.

İğrenmiştim ve hayal kırıklığına uğramıştım.

Je suis dégoûté et déçu.

Açıkçası çok hayal kırıklığına uğradım.

- Je suis évidemment très déçu.
- Je suis évidemment très déçue.