Translation of "Tırmanmak" in French

0.012 sec.

Examples of using "Tırmanmak" in a sentence and their french translations:

Dağa tırmanmak istiyorum.

Je veux escalader la montagne.

Neden tırmanmak istediği sorulmuştu.

pourquoi voulait-il l'escalader.

Bu dağa tırmanmak tehlikelidir.

Gravir cette montagne est dangereux.

Bu dağa tırmanmak zorundayım.

- Je dois escalader cette montagne.
- Je dois gravir cette montagne.

Duvarın üzerine tırmanmak zorundaydım.

- J'ai dû passer par dessus le mur.
- J'ai dû escalader le mur.

Bu dağa tırmanmak istiyorum.

Je veux escalader cette montagne.

Bu dağa tırmanmak zordur.

Cette montagne est difficile à escalader.

- O dağa tırmanmak çok kolaydı.
- O dağa tırmanmak çok oyuncağıydı.

- Escalader cette montagne était très facile.
- Escalader cette montagne était du gâteau.

Tom tepeye tırmanmak için çabaladı.

Tom eut du mal à grimper tout en haut.

Fuji Dağı'na tekrar tırmanmak istiyorum.

- Je voudrais refaire l'ascension du Mont Fuji.
- Je voudrais à nouveau escalader le Mont Fuji.

Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.

Ça fait long à monter à la corde.

Ben çitin üzerinden tırmanmak zorunda kaldım.

- J'ai dû escalader la palissade.
- Il m'a fallu passer par dessus la barrière.

Her zaman Fuji Dağı'na tırmanmak istedim.

J'ai toujours voulu monter le mont Fuji.

Bir dağa tırmanmak nefes kesen bir iştir.

Escalader une montagne est un défi à couper le souffle.

Bence fırtınalı bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

Je crois que c'est dangereux d'escalader une montagne un jour de tempête.

Fuji Dağına bir kez daha tırmanmak istiyorum.

Je voudrais à nouveau escalader le Mont Fuji.

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

Il est facile pour un singe de grimper à un arbre.

O dağa tırmanmak için iyi ekipmana ihtiyacın var.

Tu as besoin d'un bon équipement pour grimper cette montagne.

Kayalıklara tırmanmak istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam" tuşlarına basın.

Si vous voulez escalader la falaise, appuyez sur "gauche", puis "OK".

Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.

Ainsi, je ne dépends pas d'une corde qui est là depuis Dieu sait quand.