Translation of "Kütüphane" in French

0.004 sec.

Examples of using "Kütüphane" in a sentence and their french translations:

- Kütüphane kapanıyor.
- Kütüphane kapatılıyor.

La bibliothèque est en train de fermer.

Kütüphane nerede?

Où est la bibliothèque?

Bu bir kütüphane,

C'est une bibliothèque,

Kütüphane halka açıktır.

La bibliothèque est ouverte au public.

Sen Kütüphane faresisin.

Tu es un rat de bibliothèque.

Kütüphane 4. kattadır.

La bibliothèque se situe au quatrième étage.

Kütüphane üst katta.

La bibliothèque est à l'étage.

Kütüphane şehrin merkezinde.

La bibliothèque est au milieu de la ville.

Kütüphane ikinci katta.

La bibliothèque est au premier étage.

En yakın kütüphane nerededir?

Où est la bibliothèque la plus proche ?

Kütüphane şimdi yapım aşamasında.

La bibliothèque est en construction.

Kütüphane tüm öğrencilere açıktır.

La bibliothèque est accessible à tous les étudiants.

Kütüphane pazar günleri kapalıdır.

La bibliothèque est fermée le dimanche.

Affedersiniz, ama kütüphane nerede?

Excusez-moi, où se trouve la bibliothèque ?

Kütüphane kitaplarına yazı yazmamalısın.

Tu ne devrais pas écrire dans les livres de la bibliothèque.

Kütüphane kitaplarına yazı yazmayın.

N'écrivez pas dans les livres de la bibliothèque.

Kütüphane ne kadar uzakta?

À quelle distance se trouve la bibliothèque ?

Bu küçük bir kütüphane.

C'est une petite bibliothèque.

Okulda bir kütüphane var mı?

- Est-ce que l'école a une bibliothèque ?
- L'école a-t-elle une bibliothèque ?

Kütüphane on dakika içinde kapanacak.

La bibliothèque va fermer dans dix minutes.

Kütüphane birçok yeni kitaplar edindi.

- La bibliothèque a obtenu de nombreux ouvrages nouveaux.
- La bibliothèque a réalisé beaucoup de nouvelles acquisitions.

Milli Kütüphane şüphesiz ilgi noktalarından biridir.

La Bibliothèque nationale est sans doute un des points d'intérêt.

ABD'deki her şehirde bir kütüphane vardır.

Il y a une bibliothèque dans chaque ville étatsunienne.

Amerika'da her şehirde bir kütüphane vardır.

Il y a une bibliothèque dans chaque ville étatsunienne.

Bu caddenin sonunda bir kütüphane var.

Au bout de cette rue se trouve une bibliothèque.

Kütüphane 09.00 ile 20.00 saatleri arasında açık.

La bibliothèque est ouverte de neuf heures à vingt heures.

Yeni kütüphane, geçen yıldan beri yapım aşamasında.

La nouvelle bibliothèque est en construction depuis l'année dernière.

O kentte tiyatro,müze, kütüphane ve parklar var.

Il y a des théâtres, des musées, des bibliothèques et des parcs dans cette ville.

- Okulda kütüphane var mı?
- Okulun kütüphanesi var mı?

- Est-ce que l'école a une bibliothèque ?
- L'école a-t-elle une bibliothèque ?

25 Ocaktan önce kütüphane kitaplarımı geri götürmek zorundayım.

Je dois rapporter mes livres à la bibliothèque avant le 25 janvier.

Babam mı? O, kütüphane, sinema ve tiyatroya gider. Çok aktiftir.

- Mon père ? Il va à la bibliothèque, au cinéma, au théâtre. Il est très actif.
- Mon père ? Il se rend à la bibliothèque, au cinéma, au théâtre. Il est très actif.

Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.

La bibliothèque près de chez moi est maintenant seulement ouverte trois jours par semaine en raison de coupes budgétaires.

- Amerika'daki her şehrin bir kütüphanesi vardır.
- Amerika'da her kasabada bir kütüphane bulunmaktadır.
- Amerika'da her kasabanın bir kütüphanesi vardır.

Il y a une bibliothèque dans chaque ville étatsunienne.

- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.

Je ne vois jamais une bibliothèque sans souhaiter avoir le temps de m'y rendre et d'y rester jusqu'à ce que j'y aie tout lu.

Bizler dijital bir çağda yaşıyoruz ve istediğimiz her bilginin de bize bir yerlerde, yazılı olarak bir kitap, kütüphane ya da bir veritabanı aracılığıyla erişilebilir olduğunu düşünmükten zevk alıyoruz. Ne var ki bu gerçek olmaktan uzak bir durum; dillerin büyük bir kısmı hiçbir zaman ne yazıldı ne de kayıt altına alındı.

Nous vivons à l'ère numérique et nous aimons à penser que n'importe quelle information nous est accessible, quelque part, écrite, dans un livre ou une bibliothèque ou une banque de données, et que nous pouvons la trouver sur Google, mais cela est loin d'être vrai ; la plupart des langues n'ont jamais été écrites où que ce soit, ni enregistrées.