Translation of "Güzelliği" in French

0.010 sec.

Examples of using "Güzelliği" in a sentence and their french translations:

Feminen güzelliği.

La beauté féminine.

Güzelliği seviyorum.

J'aime la beauté.

Güzelliği seviyoruz.

Nous adorons la beauté.

- Onun güzelliği kıyaslanamaz.
- Onun güzelliği eşsizdir.

Sa beauté est incomparable.

Kelimeler güzelliği tanımlayamaz.

Les mots ne peuvent pas décrire la beauté.

Aslolan iç güzelliği.

La beauté n'a que l'épaisseur de la peau.

Güzelliği hoşgörüyü bozuyorsunuz. Yapmayın!

vous perturbez la beauté et la tolérance. Ne fais pas ça!

Mary güzelliği ile övündü.

Mary était fière de sa propre beauté.

Onun güzelliği onu büyüledi.

Sa beauté le charma.

Onu güzelliği için seviyor.

Il l'aime pour sa beauté.

Onun güzelliği ile sersemdi.

- Il fut sidéré par sa beauté.
- Il a été sidéré par sa beauté.

Onun güzelliği tarafından büyülendim.

J'étais fasciné par sa beauté.

Güzelliği sınıfta göze çarpıyordu.

Sa beauté se démarquait au sein de la classe.

Onun güzelliği tarafından vuruldu.

Il a été frappé par sa beauté.

Ben İtalyan'ım ve güzelliği seviyorum.

Je suis italien et j'aime ce qui est beau.

Towada Gölü güzelliği ile ünlüdür.

Le lac Towada est connu pour sa beauté.

Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.

La beauté artistique du jardin est vraiment incroyable.

O, onun güzelliği ile büyülendi.

Il était fasciné par sa beauté.

Onun güzelliği açıklama ötesinde idi.

Sa beauté était indescriptible.

Onun doğal bir güzelliği var.

Elle est d'une beauté naturelle.

Her sezonun kendi güzelliği vardır.

Chaque saison est dotée de sa propre beauté.

Her yaşın kendi güzelliği var.

Chaque âge a ses plaisirs.

Hiçbir şey onun güzelliği ile karşılaştırılamaz.

Rien n'est comparable à sa beauté.

Bu yer manzarasının güzelliği ile ünlüdür.

Cet endroit est renommé pour la beauté de ses paysages.

Güzelliği dıştan içe tanımlayan bir sektör için

Je ne serai jamais assez bien

Bu çocuk meleğin güzelliği görenleri hayran bıraktı

Ce garçon a impressionné ceux qui ont vu la beauté de l'ange

Onun güzelliği onu birçok tehlikeye maruz bıraktı.

Sa beauté l'exposait à de nombreux dangers.

Güzelliği yeniden tanımlamak için daha iyi bir sebebim vardı.

mon seul objectif était de redéfinir la beauté.

- O kız güzelliğinden dolayı kibirli.
- Kız güzelliği nedeniyle kibirli.

Cette fille est arrogante à cause de sa beauté.

Japon edebiyatı güzelliği ve zenginliklerine rağmen, şimdiye kadar batıda yetersiz olarak bilinmektedir.

La littérature japonaise, malgré sa beauté et sa richesse, n'est pas assez connue en Occident.