Translation of "Dünyanın" in French

0.010 sec.

Examples of using "Dünyanın" in a sentence and their french translations:

Dünyanın şehirleri genişledikçe...

Tandis que les villes s'étendent,

Aslında dünyanın düşmanı

en fait l'ennemi du monde

İngilizce dünyanın dilidir.

L'anglais est la langue du monde.

Dünyanın çivisi çıkmış.

C'est un monde fou.

Dünyanın sonu geliyor.

La fin du monde approche.

Dünyanın en büyüğü.

- C'est le plus grand au monde.
- C'est le plus grand du monde.

Roma, dünyanın başkentidir.

Rome est la capitale du monde.

Dünyanın işçileri, birleşin!

- Prolétaires de tous les pays, unissez-vous !
- Travailleurs de tous pays, unissez-vous !
- Travailleurs du monde, unissez-vous !

Dünyanın gidişatını değiştireceklerdi.

ça changerait le cours du monde.

Dünyanın neresinde olursak olalım,

Nous avons créé des rituels, des pratiques et des mœurs similaires

Siz dünyanın nasıl göründüğüsünüz.

Vous êtes ce à quoi le monde ressemble.

Gelişmiş dünyanın kalanının çoğunda,

Dans la majeure partie du monde développé,

Kadınlar dünyanın birincil çiftçileridir.

Les femmes sont les principales fermières du monde.

Dünyanın varlıklarını ellerine geçirdi.

qui s'est emparée de la richesse mondiale.

Dünyanın dört bir yanında...

Partout sur la planète,

Bu hava dünyanın cildidir.

Cet air est la peau de notre planète Terre.

Dünyanın en ünlü güreşçileriyle

J'ai pu rester dans les coulisses toute la journée

Dünyanın kuzey kutbundan içeriye

du pôle nord du monde

Dünyanın yuvarlak olduğu doğrudur.

Il est vrai que la terre est ronde.

Dünyanın düz olduğuna inanılıyordu.

On croyait que la Terre était plate.

Ben yeni dünyanın tanrısıyım.

Je suis le dieu du nouveau monde.

Ay, dünyanın etrafında döner.

La Lune tourne autour de la Terre.

Dünyanın bütün dilleri güzeldir.

Toutes les langues du monde sont magnifiques.

Dünyanın bütün cümleleri, birleşin!

Phrases du monde, unissez-vous !

Dünyanın bütün işçileri, birleşin!

Prolétaires de tous les pays, unissez-vous !

Dünyanın bana ihtiyacı yok.

Le monde n'a pas besoin de moi.

İnsanlar dünyanın değiştiğini anlamalılar.

Les gens doivent comprendre que le monde évolue.

Bu, dünyanın sonu değildir.

Ce n'est pas la fin du monde.

Dünyanın sonu ne zaman?

À quelle heure est la fin du monde ?

Kadınların özgürlüğü dünyanın özgürlüğüdür.

La liberté des femmes est la liberté du monde.

- Paris bir şekilde, dünyanın merkezidir.
- Paris bir bakıma dünyanın merkezidir.

Paris est en un sens le centre du monde.

Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.

Le mariage, dans la paix, c'est le paradis sur terre ; dans la lutte, c'est la vie au purgatoire.

- Dünyanın en uzun nehri hangisidir?
- Dünyanın en uzun nehri nedir?

Quelle est la rivière la plus longue au monde ?

- Dünyanın en yüksek dağı hangisi?
- Dünyanın en yüksek dağı hangisidir?

- Quelle est la montagne la plus haute au monde ?
- Quelle est la montagne la plus haute du monde ?

- Everest Dağı dünyanın en yüksek zirvesidir.
- Everest dünyanın en yüksek zirvesidir.

Le Mont Everest est le plus haut du monde.

Dünyanın herhangi bir yerinden yapabilmekteler.

et tout cela depuis n'importe où dans le monde.

Dünyanın çocukların geleceği heyecanla bekledikleri

Imaginez à quoi ressemblerait ce monde,

Dünyanın geri kalanını nasıl etkileyecek?

Et comment cela va-t-il toucher le reste du monde ?

Dünyanın geri kalanıysa yetişmek üzere.

et le reste du monde rattrape.

Sanıklardan "dünyanın pislikleri" olarak bahsetmişti

parlait des prévenus comme de « la lie de la société »

Dünyanın 7 harikasından bir tanesi

l'une des 7 merveilles du monde

Dünyanın yuvarlak olduğunu kabul ediyoruz

nous acceptons que le monde soit rond

Dünyanın merkezinde bir çekirdek var

il y a un noyau au centre du monde

Ve dünyanın ilk kadın hükümdarı

Et la première femme au monde

Dünyanın çekirdeği ay kadar büyük

le noyau de la terre est aussi grand que la lune

O aurora ışınlarını artık dünyanın

les rayons aurores du monde

Dünyanın gözle görülür öğütücüleri diyebiliriz.

Les broyeurs peuvent dire que le monde visible.

Tom dünyanın en yakışıklı aktörüdür.

Tom est le plus bel acteur du monde.

Çocuk dünyanın düz olduğuna inanıyor.

Cet enfant pense que la Terre est plate.

Pirinç Dünyanın birçok yerinde yetişir.

Le riz est cultivé dans plusieurs endroits dans le monde.

Dünyanın en hızlı arabası hangisidir?

Quelle est la voiture la plus rapide du monde ?

Columbus dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Christophe Colomb croyait que la terre était ronde.

Dünyanın her yerinde arkadaşları vardı.

Il avait des amis partout dans le monde.

İngilizce dünyanın birçok yerinde konuşulur.

On parle anglais dans bon nombre d'endroits de par le monde.

O, Dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyordu.

Il croyait que la Terre était ronde.

Rusya, dünyanın en büyük ülkesidir.

La Russie est le pays le plus étendu du monde.

Brezilya dünyanın beşinci büyük ülkesidir.

Le Brésil est le cinquième plus grand pays au monde.

Deniz dünyanın yüzeyinin çoğunu örter.

La mer couvre une grande partie de la surface du globe.

Vatikan dünyanın en küçük ülkesidir.

Le Vatican est le plus petit pays du monde.

Dünyanın nüfusu yıldan yıla artıyor.

La population mondiale augmente d'année en année.

Tufts, dünyanın en tehlikeli üniversitesidir.

Tufts est l'université la plus dangereuse du monde.

Bu, dünyanın en iyi işi!

C'est le meilleur métier du monde !

Kolomb dünyanın yuvarlak olduğunu varsaydı.

Colomb est parti du principe que la Terre était ronde.

Amazon yağmur ormanları dünyanın akciğeridir.

La forêt amazonienne est le poumon vert du monde.

Güneşin dünyanın etrafında döndüğüne inanılırdı.

On croyait que le soleil tournait autour de la terre.

Dünyanın en büyük çölü Sahra'dır.

Le Sahara est le plus grand désert du monde.

Kolomb dünyanın düz olmadığını ispatladı.

Christophe Colomb prouva que le monde n'était pas plat.

Everest dünyanın en yüksek dağıdır.

L'Everest est la plus haute montagne du monde.

Bu, dünyanın en hızlı treni.

- C'est le train le plus rapide du monde.
- C'est le train le plus rapide au monde.

ABD ekonomisi, dünyanın en büyüğüdür.

L'économie des États-Unis d'Amérique est la plus grosse du monde.

Esperanto dünyanın her yerinde konuşulur.

L'espéranto est parlé partout dans le monde.

Dünyanın ayı doğal bir uydudur.

La lune de la Terre est un satellite naturel.

Pirinç dünyanın çeşitli yerlerinde yetiştirilir.

Le riz est cultivé en plusieurs points du monde.

Dünyanın en mutlu erkeği benim.

- Je suis l'homme le plus heureux de la terre.
- Je suis l'homme le plus heureux du monde.

Geçmişte dünyanın düz olduğu düşünülüyordu.

Autrefois, on pensait que la Terre était plate.

Paris dünyanın en güzel şehridir.

- Paris est la ville la plus belle du monde.
- Paris est la plus belle ville du monde.

Bildiğimiz gibi burası dünyanın sonu.

- C'est la fin du monde tel que nous le connaissons.
- C'est la fin du monde tel que nous le connaissions.

Bu, dünyanın en büyük dağıdır.

C'est la plus haute montagne du monde.

Dünyanın sadece bir güneşi vardır.

La Terre n'a qu'un Soleil.

Rusya dünyanın en geniş ülkesidir.

La Russie est le plus grand pays du monde.

- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.
- O kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.

Il se voyait comme le sauveur du monde.

- Dünyanın en zor yazı sistemi hangisidir?
- Dünyanın en zor yazı dizgesi hangisidir?

Quel est le système d'écriture le plus difficile au monde ?

- O kendini dünyanın kurtarıcısı olarak gördü.
- O kendisini dünyanın kurtarıcısı olarak görüyordu.

Il se voyait comme le sauveur du monde.

Bu dünyanın güzelliğini ve karmaşıklığını fotoğraflamak

Photographier la beauté et la complexité de ce monde,

Toxopneustes pileolus, dünyanın en zehirli denizkestanesi.

Le Toxopneustes pileolus est l'oursin le plus venimeux du monde.

Toplu olarak, bizler dünyanın nasıl göründüğüyüz.

Tous ensemble, nous sommes ce à quoi le monde ressemble vraiment.

Dünyanın her yerinde Kadın Yürüyüşleri yapıldı.

et partout dans le monde entier.

Ressam olmak dünyanın en güzel mesleği.

Être artiste, c'est le meilleur emploi qu'il existe.

Dünyanın herhangi bir yerini altüst edebilir.

et peut apporter la dévastation dans n'importe quelle partie du monde.

Dünyanın sonu da yakında geleceği için --

Et puisque le monde se terminera bientôt -

İşim gereği dünyanın her tarafına gittim

Mon travail m'a fait voyager dans le monde.

...dünyanın en kuzeyinde yaşayan kurbağa olmuştur.

c'est la grenouille la plus septentrionale du monde.

Dipteki zengin besinleri kaldırarak burayı dünyanın

font remonter des nutriments riches des profondeurs,

Dünyanın diğer yanından bize bakan insan

Une personne habitant de l'autre côté de la Terre

Dünyanın başka yerinde bir benzeri yok.

Il n'y a rien de semblable.

Dünyanın en büyük teknoloji şirketi yahu

la plus grande entreprise technologique du monde yahu